10…9…8…7… 6………..

Geçtiğimiz yirmi yılda Dünya’da ve özellikle demokrasinin yerleştiği Avrupa’da Otokrat hükümetlerin sayısı hızla arttı. “Freedom House’un 2020 yılı Dünyada Özgürlük raporuna göre son 14 yıldır küresel boyutta demokrasi ve çoğulculuk anlamında ciddi gerileme görülüyor. Dünyadaki yönetimlerin yarıdan fazlası ya yarı-özgür ya da özgür olmayan rejimler.” Putin, Orban, Zeman gibi “Otokrat” liderlerin arasında Erdoğan’ın da ismi geçiyor.
Türkiye, Freedom House değerlendirmesinde “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde yer alıyor ve 195 ülkenin yer aldığı “özgürlük” sıralamasında 146’ncı sırada. Ayrıca Türkiye, Afrika ülkesi Mali’den sonra dünyada özgürlüklerin en çok gerilediği ülke konumunda.
Globelleşen dünya ekonomisinde yaşanan krizler ve son olarak tüm dünya insanlarını derinden etkileyen pandemi sonrası, halinden memnun olmayan insanlar yeni arayışlar içine girdi. Dünya siyaseti, otokrat hükümetlerin birer birer iktidardan indi(rildi)ği bir döneme doğru evrilmeye başladı.
TRUMP, NETANYAHU GİTTİ. MODİ, ORBAN VE DİĞERLERİ SIRADA
Bunun ilk örneğini Amerikan Başkanı Trump’ta yaşadık. Demokratik bir ülkede “tek adamı” oynamayı seven Trump, tüm otokrat liderler gibi ülkesini kamplaştırdı. Herkesle kavga etti. İnsanların kaygılarına kulak tıkadı. En önemlisi pandemiyi hafife alarak, vatandaşlarının beklentilerini göremedi. Sonuçta Trump kaybetti.
Amerika seçimleri sonrası Finacial Times’de yayınlanan analizde, “Biden’in zaferinden sonra dünyadaki otokrat liderlerin kaybedenler safında olacağı” belirtiliyordu. Kaybedecek liderler arasında Rusya Devlet başkanı Putin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Suudi kralı Muhammed Bin Salman, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Macaristan’da Victor Orban, Hindistan’da Narendra Modi, Meksika’da Andres Manuel Lopez Obrador gibi isimler yer alıyordu.
Hani İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya benzetmişti ya, işte o Netanyahu’nun 12 yıllık iktidarı, 8 partiden oluşan muhalefet koalisyonu tarafından sonlandırıldı. Despot bir sağcı liderin yıllar süren saltanatı, muhalif toplumsal kesimlerin bir araya gelerek oluşturdukları koalisyon sonrası sona erdi.
Hindistan’ın sağcı, milliyetçi Başbakanı Narendra Modi, 8 yılın ardından yeni tamamlanan eyalet seçimlerinde hezimete uğradı. Modi’nin özelikle Covit Pandemisini yönetmekte gösterdiği vurdumduymazlık bardağı taşıran damla oldu. İlk seçiminde Trump’ın “Birlikte büyük işler başaracağız” diye kutladığı Modi’nin sonu da Trump gibi olacağa benziyor.
Macaristan’da 10 yıldan beri iktidarda olan baskıcı lider Orban’a karşı 6 muhalefet partisi güçlerini birleştireceklerini, 2022’de yapılacak seçimlerde iktidarı yenmek için tek adayla yarışa katılacaklarını duyurdu.
G7 liderler zirvesinde konuşan ABD Başkanı Biden’in “Otokrat hükümetlerle mücadele edeceklerini” ifade etmesi önümüzdeki dönemde dünyamızın siyasal açıdan yeni gelişmelere gebe olduğunu göstermiyor mu?
Tüm dünyayı etkisi altına alan siyasal akımların ülkemizi de etkileyeceği muhakkak. Baskıcı, muhalefete hayat hakkı tanımayan, farklı düşüncelere tahammülü olmayan, hak ve özgürlükleri kısıtlayan “Tek Adam” iktidarlarında sona geliniyor.
Artık geri sayım başladı. Biz de saymaya başlayabiliriz.
Son Söz; “Hiçbir iktidar, denetlenemeyen bir iktidar kadar tehlikeli değildir”