Nöbetçi Eczaneler
Muharrem ayındayız. 10.gün Aşura günüdür. İslam tarihinde pek çok önemli olayın gerçekleştiği zaman dilimidir Aşura ve Muharrem ayı. Hz.Nuh’un ve O’na inananların tufandan kurtulduklarında, gemide kalan yiyecek maddeleriyle yaptığı yemeğe aşure denmiştir ve her Muharrem ayının 10.günü aşure kazanları kaynatılır ve aşureler yenilir, Hz.Nuh ve O’nun gemisinde olanlar yad edilir.
Ayrıca ’’Huseyn bendendir, ben de Huseyndenim’’ buyuran Peygamberimizin (sav) izinde, bir Kerbela yıldönümünde İslam ümmeti olarak hüznün ve vefanın ayındayız bu zaman diliminde. Kerbela, İslam tarihinin en acı olaylarından biridir. Saltanat sevdasında olanların, Hz.Peygamber’in sevgili torunu Hz.Hüseyin’i ve beraberindeki 71 kişiyi katlettikleri faciadır. 72 kişiye karşılık 4.500 kişi. Bunun adı savaş değil katliam. Yezid’in ordusunun başında da, hayatında cennetle müjdelen Aşere-i Mübeşşere diye bilinen 10 sahabiden Sa’d b.ebi Vakkas’ın oğlu Ömer bin Sa’d vardı. Bakınız buraya dikkat edelim: Baba Sa’d b.Ebi Vakkas hayatteyken Allah tarafından cennetle müjdeleniyor, oğlu Ömer b. Sa’d ise Yezid’in ordusunda Kerbala faciasını yaşatıyor, peygamber torununu katlediyor. Soy nesep baba oğul, hısım.. bakınız hiç fark etmiyor Allah katında. Ölçü Allah’a ve Resulü’ne bağlılıktır. Yezid de vahiy katipliği yapmış olan Muaviye’nin oğluydu. Hayatteyken Peygamberimizi görmüş olmak (sahabe) ve vahiy katipliği yapmak da, insanın hayatının geri kalanına keffaret değildir. Kerbela’yı anlamak için Sıffin’e bakmak lazım. Muaviye’nin hilafet, devlet başkanlığı peşinde koşması neticesinde 4. Halife Hz.Ali ile aralarında geçen Sıffin Savaşı. Hz.Ali ve taraftarları savaşı kazanacakken, vahiy katipliği yapmış Muaviye, görülmedik bir hamle ile Kur’an sayfalarını kılıçların mızrakların ucuna taktırıyor ve Hz.Ali taraftarları Kur’an’a karşı mı savaşacağız diyerek savaşı bırakıyor anlaşma esnasında da yine şark kurnazlığı ile Muaviye hilafeti eline geçiriyor. Musaviye’ye toz kondurmayanlara sormak isterim: Kur’an sayfalarını mızrakların ucuna taktırmak da nedir? Kur’an onun hilafet sevdasına alet edilebilir mi (haşa). Daha sonra diğer Peygamber torunu Hz.Hasan’ı ortadan kaldırmak için, hanımı Cade binti Eş’as’ı, seni oğlum Yezid’le evlendireceğim vaadiyle kandırarak kocası Hz.Hasan’ı zehirletmesi nedir peki? İki Peygamber torununun kanına girmiş Muaviye’ye hazret demeye devam mı edeceksiniz? Siz istediğiniz kadar diyebilirsiniz, bizden öyle bir şey beklemeyin.
“Eğer Sıffin’de önlenebilseydi cansız Kur’an’ ın mızraklara takılışı,
Kerbela’ da kesilmezdi canlı Kur’an’ ın başı’’ demiş şair.
Kerbela’ya giden yol Sıffin’den geçiyor. Babası Muaviye’nin izinden giden Yezid önündeki tek engel Hz.Hüseyin’i kaldırmak için her şeyi yaptı. En sonunda Kerbela’ya çekti ve orada istediğine bir katliam sonucu ulaştı. Hz.hüsdeyin ve beraberindekiler aç susz bırakıldı, bir damla su dahi vermediler. Bebekleri dahi susuz bıraktılar. Dünyanın görebileceği en talihsiz ve en vahşi orduydu!
Hz.Hüseyin akıllarını başlarına almaları için onlara veciz bir konuşma yaptı. Lakin hiç tesiri olmadı. Bunun üzerine oğlu Ali Ekber sordu:
“Ey babam! Sizin sözleriniz bu güruha neden etki etmedi?”
Hz. Hüseyin ibretlik o cevabı verdi:
“Çünkü onların karınları Yezid’in verdiği haram lokmalar ile dolu.”
Rızkı Allah’tan bilmeyip Yezid’den bilenler, Kerbela’da Peygamber torununu ve tebaasını hunharca katletti.
Velhasıl Kerbela bir feryattı… Yüz üstü debelenen değil, izzetle yükselen bir feryat…
Kerbela, “Kula kulluk en büyük onursuzluktur!” diyenlerin diyarıydı…
Yezid’i ve bu katliamı yapanları lanetliyor, Hz.Hüseyin ve Kerbela şehitlerine Rabbimizden rahmet diliyorum, hala Kerbela olayını anlayamayanlara da Allah’tan feraset diliyorum..
Rabbimiz bizi hayra, çirkinlikten güzelliğe, eğrilikten doğruluğa, nankörlükten vefaya hicret edenlerden eylesin…
