Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Misafir Kalem

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ / İsmail ÖZDİLEK

Çanakkale Savaşında, Afyonumuzun merkez ve köylerinden 3227 şehitle, toplamda 57.000 şehit ve 250.000 yaralarımız oldu. Bu zaferi bize kazandıran başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi minnet ve saygı ile anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Görevim esnasında TRT, KURTULUŞ DİZİSİNDEN sonra komutanlarımın emirleriyle 12 film yaptım. Bunlardan benim için en önemlisi uluslararası boyutta hazırladığım ‘İSİMSİZ KAHRAMANLAR- ÇANAKKALE‘ adlı film projesi idi. Sinema sektöründe beni yetiştiren Sayın Ziya Öztan Hocamı saygıyla anıyorum.
Senaryosu, Mehmetçik Vakfı’na hediye edilen İSİMSİZ KAHRAMANLAR- ÇANAKKALE adlı film projesini, Genel Kurmay Başkanımızın emri ile uluslararası düzeyde gerçek savaş mekânları olan Gelibolu ve Çanakkale de iki sene detaylı çalışmalar yaparak hazırladım.
HEMŞİRE ŞÜKRAN ŞEVKATİ
‘İSİMSİZ KAHRAMANLAR- ÇANAKKALE’ Senaryosu, Çanakkale Harbine katılan hemşire Şükran Şevkati’nin gerçek yaşamını anlatmaktadır.
Hemşire Şükran Şefkat’i, Kasımpaşa Askeri Hastanesinde iki aylık hemşirelik eğitiminden sonra Çanakkale Harbine katılır.
Bir gece savaşta yolunu kaybeder ve Avustralyalılara esir düşer. Hastanede bizim yaralı esirleri ve diğer hastaları tedavi eder.
Harp bitince, serbest bırakılır. Daha sonra Kurtuluş Savaşına katılır. 1951 yılında da Muzaffer Şevkatli olarak rahmetli olur.
Senaryo ve mekân çalışmalarını değerli yönetmenlerimizden Tunca Yönder, Safa Önal ve Yılmaz Erdoğan ve Olgun Şimşek ile yaptık. Film; gerçek mekânları olan Gelibolu, Mısır, Avustralya- Yeni Zelanda ve Ege adalarında çekilecek ve yerli, yabancı çok ünlü oyuncular oynayacaktı.
Savaş bölgesinin her bir santimetre karesini bilirim. Film projesini sinema eğitimi alan ve sektörde çalışan gençlerimizi uluslararası yapımlara alıştırmak için 25 Nisan Anzak Anma günlerinde İngiltere, Avusturalya ve Yeni Zelanda elçileri ile görüşerek çalışmalarımı uluslararası düzeyde yürüttüm.
İngiltere, Avustralya dâhil büyük yapımcı firmalar İstanbul’a geldiler ve görüştük.
Yerli ve yabancı araştırmacılar da çalışmalarıma destek oldular. İstanbul Avusturalya Başkonsolosluğu Baş Kâtibesi Ingrıd Uğurlu’nun belge ve dönem fotoğraf desteği ile karşı cepheyi daha iyi öğrendim.
Anzak Günlerinde görüştüğüm Avustralya Büyükelçisi Şükran Şevkati rolü için dedesi Çanakkale’de ölen Hollywood yıldızı Nicole Kıdman ve Yeni Zelandalı Yüzüklerin Efendisi yönetmeni Peter Jackson yönetecekti.
Bütün ülkelerin desteğine rağmen devletim 8,5 milyon dolarlık filmin bütçesini destekleyemedi.
Şu anda bu projemiz desteklenirse İSİMSİZ KAHRAMANLAR- ÇANAKKALE filmini çekebiliriz.
AFYON-1915 SEMPOZYUM PROJEM
Çanakkale film projemle beraber uluslararası düzeyde Afyonumuzu dünyaya tanıtacak AFYON-1915 projemi Çanakkale Harbinin 100. yıl anısına hazırladım ve basın yolu ile hemşerilerime anlattım. İstanbul’dan yapım ekibi ve İngiltere’den yönetmen geldi.
Safa Önal ile Afyon Ulucami ve Çavuşbaş Mahallesi bölgesinde mekân çalışmaları yaptık.
Maalesef sahip çıkan olmadı.
Çanakkale Harbi ve 1nci Dünya savaşında Afyonumuz bir esir toplanma bölgesi idi. Kaçmak için yol olmadığı ve yollarında eşkıyalarla dolu olması nedeniyle esirlerin kaçma lüksleri yoktu.
Esirler, tel örgüler içerinde olmayıp, Afyon Kalesi civarındaki kendilerine gösterilen evlerde yaşarlardı. Bu dönemde Avustralya – Yeni Zelanda- Kut Muharebeleri ve Filistin cephesinden gelen İngiliz ve Hindistan, Doğudan gelen Rus esirlerle 1850 adet esir dört yıl Afyon’da esaret hayatı yaşadı.
Ayrıca, bu esirlerin içerisinde, Çanakkale Boğazını ilk geçen Avustralya’nın Yüzbaşı Kaptan Stoker komutasındaki AE2 denizaltısının esir edilen 32 kişilik mürettebatı da vardı.
Afyon’daki çalışmalarımıza İstanbul’dan bir heyetle beraber İngiltere’den yapımcı geldi.
Uluslararası düzeyde Afyonumuzu tanıtmak ve her yıl anma günü yapmak üzere AFYON-1915 sempozyumunu hazırladım. Bu sempozyuma esir edilen ülkelerin büyükelçileri, tarihçileri, basın ve esirlerin torunları katılacaktı.
Afyon Kalesi civarında dört yıl esaret hayatı yaşayanları her yıl anmak için de bir müze yapılmasını hedefledim. Olmadı. Çalışmalarımı ‘1nci İktisat Kongresi yapılmalıdır’ adlı kitabıma koydum.
KOYUN KOYUNA YATAN EVLATLAR
( Avustralya belgelerinden )
(Şimdiki Mehmet Çavuş Anıtı bölgesinde 16 Mayıs 1915 çatışmasından üç gün sonra Avusturalya, Yeni Zelanda ve Türk askerlerinin müştereken çalışarak şehit ve ölüleri toplayıp aynı çukurlara beraberce gömmeleri )
ER WALTER STAGLES
19 Mayıs 1915’de çatışmalarından sonra büyük kayıplar verip geri çekildik. Çatışmalardan üç gün sonra iki hat arasında kalan bölgede 3000 Türk şehidi ve 650 Avustralyalı ölü vardı. Ölenlerin cesetleri şişmeye ve kokmaya başladı. Cesetlerden çıkan kurtlar, sinekler ve koku dayanılmaz bir hal aldı.
Taarruzdan üç gün sonra, 22 Mayıs 2015 Cumartesi.
Bir gün önce Türkler ölülerin gömülmesiyle ilgili ateşkes için cepheden beyaz bayrak sallamışlardı. Tercüman olarak, görüşme yapmak üzere gözleri bağlı bir subayın gelmesini istedik.
Karargâhımızda çok güzel İngilizce konuşan Binbaşı Ohrili Kemal ile ölülerin gömülmesiyle ilgili olarak Türklerle dokuz saatlik bir ateşkes ve tüfeksiz kazma ve kürekli birer takım kadar (45 kişilik) üzerinde 90 kişinin gömme işine katılması için anlaştık.
Ertesi gün, önce Türkler Kızılay bayrağı ve biz de Kızılhaç bayrağını çıkardık ve saat yedi de birer takım seviyesinde silahsız kırk beşer kazma kürekli askerler toplandık. İlk defa burada düşmanla yüz yüze gelmiştik.
Arazi, ölülerin kokuları, üzerinde oluşan kurtlar ve sineklerle dolu idi.
Ölü ve şehitlerin çok olduğu yerlerde gömüleceği iki adet çukur yeri belirledik ve uzunlamasına büyük bir çukur kazmaya başladık. (Bugünkü Mehmet Çavuş Anıtının yeri)
Molada karışık oturmuştuk. Ne oldu ise iki düşman arasında bir sıcaklık oldu. Türk askerleri bize sigara sardı, ipe dizili incirlerinden verdi. Biz de onlara sığır kavurması ve şeker ikram ettik.
Molada bizlere 650 ölü ve 3000 Türk Şehidini çukura yakın olanlardan başlayarak ülke ayırımı yapmadan gömmek üzere dağıttıkları süpürge sopaları ve uçlarına bağlı et kancaları ile çekerek çukura karışık olarak koymaya başladık.
DOKTOR GENERAL CHARLES ROYAN
O ara bizim cepheden Doktor General Charles Royan geldi ve göğsünde Osmanlı nişanı vardı. Türk askerleri etrafını sardı ve onlarla Osmanlıca konuştu.
Doktor General Charles Royan onlara; İtalya’da stajyer doktor iken Osmanlı’nın sözleşmeli doktor aradığını, kendisinin Osmanlı’da doktorluk yaptığı, iki sene süre ile Gazi Osman Paşa ile Plevne Müdafaasına katıldığını anlatır.
Kendisine bu nişanın Gazi Osman Paşa tarafından verildiğini söyler ve cepheden ayrılırken ‘savaş hali belli olmaz belki beni de vurursunuz’ der. Bizim askerlerimiz de ‘Allah korusun derler.
Doktor General Charles Royan 1966 Avustralya Genel Valisi Lord Casey’in kayınpederidir ve Osmanlı üzerine dört kitabı vardır.
Çukur kapatıldıktan sonra hoca efendi ve papaz efendi beraberce dua ederler. Yarın birbirini öldürecek Türk ve Avustralyalı askerler beraberce ayakta okunan bu duayı dinlerler.
1934 yılı Çanakkale Savaşlarını anma gününde Atatürk bu olayı;
‘ Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar,
Burada dost bir vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz.
Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve
Huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra
artık bizim evlatlarımız olmuşlardır’ diyerek dünyaya büyük bir insanlık örneği vermiştir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti