Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

19- TÜRK AHLAKI – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 11 Haziran 2012 Pazartesi 03:00:00
  Her milletin inancından, kültüründen, hayat felsefesi ve dünya görüşünden kaynaklanan bir ahlak anlayışı vardır.
Dünya kurulalıdan bu yana gelmiş geçmiş her milletin inancından, milli kültüründen, hayat ve dünya görüşünden doğan milli bir ahlakı olmuştur. Türkler, tarihin akışı içerisinde sağlam inanç ve kültür kaynaklarından oluşan güzel ahlaklarıyla, tarih boyunca yaşama imkanı bulmuşlar, devletleri yıkıldığı halde ahlakları yıkılmadığı için kısa zamanda teşkilatlanarak yıkılan devletlerinin yerine bir yenisini kurmuşlardır.
Ahlakının sağlamlığı sayesinde milletimiz hiçbir devirde sefalete, yoksulluğa sürüklenmemiş, manevi medeniyetten sonra maddi medeniyet ve istikrarlı, huzurlu bir toplum düzeni kurmuştur. Böylece Türk Milleti, tarihin mezarlığına gömülen milletler gibi yok olma şanssızlığı gibi bir acı felakete uğramamıştır. Varlığını sürdürürken insanlık yönünden Türk medeni hayatı, yaşayan milletlere örnek teşkil etmiştir.
Türk Töresi
Gök- Türk kitabelerinde “törü” şeklinde geçen “Töre” Türk’ün sosyal hayatını düzenleyen, herkesçe uyulması zorunlu olan “Sosyal Ahlak Kuralları, normlar” toplamı idi. Töre hükümleri değişmez kalıplar değildi. Bir sosyal-hukuki normlar toplamı olan töre, çevre ve imkanlara uygun yaşayabilmenin gerekli kıldığı yeniliklere, değişikliklere açıktı. Bu şekilde kendi hayatiyetini devam ettiren töre sürekli etkinliğini koruyordu. Devletin teorilerle değil fakat sosyal gerçeklere uygun şekilde idare edilebileceğini çoktan anlamış olan Türk hükümdarları, yerine ve zamanına göre ve meclislerin onayını alarak töreye yeni hükümler ilave ediyorlardı. Bununla beraber törenin ana-yasa hükmünde değişmez prensipleri vardı ki Kutadgu Bilig’den öğrendiğimize göre şunlardı: Könilik (adalet), uz’luk (iyilik, faydalılık), tüzlük (eşitlik) ve kişilik (insanilik üniversel’lik).
Gök- Türk kitabelerinde “törü” şeklinde geçen “Töre” Türk’ün sosyal hayatını düzenleyen, herkesçe uyulması zorunlu olan “Sosyal Ahlak Kuralları, normlar” toplamı idi. Kitabelerden öğrendiğimize göre; devletin ve milletin devamı ve bekası ancak töre ile mümkündü. Töre ile devlet birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayan iki kutsal varlıktı. “Üstte gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe Türk milletinin ilini töresini kimse bozamazdı.” Hatta töre ilden-devletten daha önemliydi. “İl yıkılsa töre kalır” ve töre sayesinde il yeniden kurulurdu.
Genellikle Türk tarihi “İslâmiyet’ten önce” ve “İslâmiyet’ten (girişten) sonra” diye iki devrede incelenir. Türkler İslâmiyet’ten önce de tarihte çok büyük bir rol oynamışlar, büyük devletler ve medeniyetler vücuda getirmişlerdir. Türklerin şanlı bir tarihleri vardır. Bu azametli ve şanlı geçmiş sadece teşkilatçılık ve askeri başarılarla izah edilemez. Kaldı ki teşkilatçılık ve askeri başarılar da diğer milletlere göre belli başlı bir üstünlük vesilesidir. Yapılan araştırmalar İslâmiyet’ten önce kurulan o şanlı devletlerin bir “Dünya görüşü” ne ve son derece “sağlam bir hukuk- kanun anlayışına” dayanarak kurulduğunu göstermektedir.
Eski Türklerdeki “töre- törü” denen ve yazılı olmayan kurallar, normlar bütünü olan hukuk ve nizam anlayışı tam olarak incelenmiş ve ortaya konulmuş değildir. Halbuki milli kültürümüzün Türklük ayağı, büyük ölçüde töreden gelen değerlerden ibarettir. . Bu arada bilhassa yerli filmlerde töre diye önümüze çıkarılan ve çoğunluğu aşk ve yasa dışı evlilik cinayetleri halinde karşımıza çıkan şeylerin de töre ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.Bunlar ancak mahalli adetlerdir.
Bahaaddin Ögel töre konusunda şöyle der: “Eski Türkler “Töre” sözünü “Törü” şeklinde söylerdi. Türklerin “Töre” deyiminin ifade ettiği anlamlar çok geniştir. Eski Türklere göre “Törü” daha çok “devletin kuruluş düzeni ve işleyişi” idi. “Törü” sözü Uygur çağında ise, artık doğrudan “kanun” anlamına kullanılmağa başlamıştı…. Aile ile kişilerin yaşantısında, “Töre” sözünün anlamları daha da değişiyordu. Töre, aile ile kişiler için bir “görenek” idi. Anadolu’da söylendiği gibi bir “yordam” da olabiliyordu. Töre aynı zamanda bir yol daha doğrusu “yaşama yolu” idi.Bu sebeple bir çok Orta Asyalı Türkler Töre’ye “Yol” da derlerdi.(B. Ögel 2:41)Yol ve yordam sözcükleri günümüzde de halen kullanılmaktadır

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER