Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ÂBİDLE ŞEYTANIN MÜCADELESİ (NASIL İBADET ETMELİYİZ SORUSUNUN CEVABI)

Allah’a iman eden bir âbid bir yolculuk esnasında tapılan bir ağaca rastlıyor. Şuursuzca yapılan bu şirke fazlasıyla üzülüyor. Halkı ağaca tapmaktan ne tadar men ettiyse de buna mani olamıyor ve tek çare olarak ağacı kesmeye karar veriyor. Eline keskin bir balta alıp ağacı kesmek üzere yola çıkıyor. Şeytan bir insan suretine girip önüne çıkıyor; aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
Önce İblis soruyor:
-Ey âbid kişi, böyle elinde balta ile nereye gidiyorsun?
Abid onu bir insan zannederek cevap veriyor:
-Az ilerde bazı cahil kimselerin tanrı diye tapındığı bir ağaç vardır. Onu kökünden kesmeye ve böylece yapıla gelen bir şirke son vermeye gidiyorum.
İblis:
-Nene lazım senin, bırak kim ibadet ederse etsin, edenleri Allah cezalandırsın!
Abid:
-Hayır, bu aynı zamanda inanmış bir kimse olarak benim de görevimdir. Mutlaka o ağacı keseceğim!
Neticede Şeytan mâni olmak istedi; abid kararlıydı, vazgeçmedi, derken kavgaya tutuştular, Abid, her defasında Şeytanı yere vurdu. Çünkü yapacağı işi ihlâsla ve Allah rızasını kazanmak için yapmak üzere yola çıkmıştı. İblis aciz kalınca başka bir hileye başvurdu; Abide dedi ki:
-Sen ağacı kesmekten vazgeç geriye dön, size söz veriyorum, her gün sabahleyin kalktığınızda yastığınızın altında dört altın bulacaksınız. Altınlar devam ettiği müddetçe siz de bu işten vazgeçeceksiniz, olmaz mı?
Abid bu cazip teklif karşısında İblisin asıl maksadını anlayamadığını için:
-Cidden böyle olacak mı, siz böyle yapmaya kaadirmisiniz? Diye sordu.
İblis hiç tereddüt etmeden:
Evet, size kesin olarak söz veriyorum, her gün yastığınızın altında dört altın bulacaksınız! Dedi.
Bunun üzerine Abid kaldığı eve döndü ve Şeytanın söz verdiği şekilde birkaç gün sabahleyin kalkınca yastığının altında dört altın buldu. Abidin keyfine diyecek yoktu. Çünkü her gün dört altın, kısa zamanda servet sahibi olmak demekti. Altınlar çoğaldıkça Abidin ibadetinde de gevşeme olmaya başladı. Derken bir gün yine kalkar kalkmaz yastığının altını yokladı, baktı ki altınlar yok. Eh bugün de böyle olsun. Nasıl olsa yarın olur dedi. Birkaç gün bu ümitle bekledi. Altınların kesildiğine iyice hükmettikten sonra eline baltasını tekrar alıp, o ağacı kesmek üzere yola koyuldu. Derken yolda karşısına yine İblis çıktı ve alaylı bir tavırla:
—Hayrola nereye gidiyorsun böyle? Diye sordu.
Abid:
-İşte o ağaç var ya onu kesmeye gidiyorum. Dedi.
Şeytan:
Onu kesmeye artık güç yetiremezsin, senden geçti. Dedi.
Abid:
Neden? Diye sordu.
İblis:
“-Evet, senin ilk bu niyetle evden çıkışın sırf Allah rızası içindi. O zaman bütün dünya ayağa kalksaydı yine de seni yolundan çeviremez ve sana engel olamaz idi. Şimdi ise çıkışın Allah rızası için değil; altınları başucunda bulamayışındandır. Haydi, kaybol şuradan yoksa boynunu koparırım.” Dedi. Bu sözleri duyan abidi kalbi korkudan tir tir titredi ve gerisin geri evine döndü.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER