Bir ülkede ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edildi.
Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf etti. Ve yaptığı hatayı şöyle açıkladı:
“Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim.”
Hakim şöyle hükmetti:
“Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben senin on dolar tazminat ödemene hükmediyorum. Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim. ”
Duruşma salonunda herkes susmuştu, hakim cebinden on dolar çıkardı ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini istedi.
Ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben:
“Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki ihtiyar bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor.”
Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı hakim ihtiyar adama verdi ve sözlerine şunu ekledi.
“Eğer medeni insanların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilin ki; o şehrin yöneticileri halkın malını çalıyorlar”
Bu kıssadan hisseden çıkarılacak çok dersler var. Acı ama gerçekçi.
Adalet yoksa huzur, dirlik, birlik, güven ve başarı yok demektir. Zaten bir toplulukta bunlar yoksa da hiçbir şey yok demektir. Bu sebeple adalet her şey demektir. Eğer adaletsiz almış başını gitmişse yöneticiler büyük vebaldedir.
Konu çok önemlidir ve sayfalarca yazılabilir. Ama fazla da yoruma gerek yok. Gün gelir hepimiz adalet ararız. “ torpil aramıyoruz, hak arıyoruz. Hakkımız yenmesin yeter” deriz. Adalet olmadığında ağzımızdan bunlar dökülüverir.
Muhtemelen adalet bir gün adaleti bozanlara da lazım olur.Ektiklerini biçerler. Ama bu dünyada, ama öbür dünyada..
Gelin hep birlikte gelecek nesillerimize adaleti tesis edilmiş bir ülke bırakalım.
Çünkü adalet herkese lazım.