Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Adı bende saklı – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 4 Kasım 2010 Perşembe 02:00:00
  Başlıktan anlaşılmıştır yazının çerçevesi. Sezen Aksu’nun güzel bir şarkısı.
Malum, bir isim tartışmasını daha geride bıraktık. Vatana millete hayırlı olsun. Sezen Aksu ya da Adnan Şenses isimleri yerine sokaklarımıza merhum Belediye Başkanı Erdal Akar ile Şehit Yüzbaşı Erdinç Şatırer’in adları verildi.
Buraya kadar sorun yok. Zaten Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın “Sayısal çoğunluğumuz var ama isimleri oybirliği ile vermek istiyorum” demesi, ülkemizdeki diğer belediye başkanlarına örnek olabilir. Meclis’teki kararların ekserisi oybirliği ile alınıyor, asgari müşterekte herkes birleşiyor.
Fakat son Belediye Meclisi’nde katılmadığım iki görüş var. Birincisi MHP’li Belediye Meclisi Üyesi Halil İbrahim Baykara’nın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na atıf yaparak “Sayın Bakanımızın dediği gibi bir kişinin ismi, o kişi yaşarken sokak-caddelere verilmemeli” görüşü. Bence aslında tam tersi yapılmalı. Bir kişiye verdiğimiz değeri, o kişi yaşarken göstermeliyiz ki “kıymet bilir” olalım. Buradaki ayrıntı kanaatimce şudur:
Kent Ormanı’na isim bulunması için yapılan ankette Afyonkarahisar halkı, bu ormanın isminin Veysel Eroğlu olmasını istedi. Ancak burada Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, devreye girdi ve kendi isminin ormana verilmesine karşı çıktı. O nedenle ormana, ankette ikinci sırayı alan “Zafer” oldu. Eroğlu’nun Kent Ormanı’na kendi isminin verilmesini istememesi, siyasi bir inceliğin gereği.
Eroğlu, kendi isminin bu ormana verilmesinin yanlış anlaşılabileceğini, bazı eleştirilere neden olabileceğini düşünmüş olabilir. Fakat bu siyasi inceliğe, iktidar partisi dışındaki partilerden gelecek bir jestle yanıt verilebilirdi.
Örneğin Belediye Meclisi’nde ya da İl Genel Meclisi’ndeki muhalefet partilerine mensup üyeler, “Sayın Bakanımızın memleketimize çok hizmeti oldu. O’nun isminin, O yaşarken böyle bir ormana verilmesini talep ediyoruz” deselerdi Zafer Ormanı’nın ismi Veysel Eroğlu Ormanı olabilirdi. Bakan Eroğlu, muhtemelen kimseyi zor durumda bırakmamak için “Yaşarken isim verilmesini doğru bulmuyorum” dedi.
Siyaseten şık olan da bu. Veysel Eroğlu’nun ismi AK Parti’nin çoğunlukta olduğu meclislerde değil de CHP ya da MHP üyelerinin çoğunlukta olduğu meclislerde şehirlerin cadde ve sokaklarına verilmeli ki siyasi nezaket hakim olsun, memlekete hizmet eden için de gurur kaynağı olsun.
Özetle, Belediye Meclisi’ndeki birinci katılmadığım görüş “isimlerin yaşarken konulmaması gerektiği” tezi.
İkinci katılmadığım görüş ise 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile 7’nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren arasındaki kıyaslama. Ekim ayında yaşanan ve Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın Ahmet Necdet Sezer için söylediği ve Sezer’in ülkeye bir faydasının olmadığını ifade etmesiyle başlayan tartışma, Kasım ayındaki toplantıda başka bir boyut kazandı.
Başkan Çoban bu sefer 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından Cumhurbaşkanlığı’na getirilen Kenan Evren’in isimlerinin ve büstlerinin çoğu yerde kaldırdığını belirterek Kenan Evren’in Ahmet Necdet Sezer gibi devlet adamlığı yaptığını belirtti. Fakat Kenan Evren bir darbeyle iktidarı ele geçirmiş, onlarca sağcı-solcu gencin kanına girmiş, işkenceler yapmış, siyasilerin önünü kesmiş ve bunların hesabını hâlâ vermemiş bir “cumhurbaşkanı”.
Ahmet Necdet Sezer ise, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ndan gelmiş, o dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan tüm partilerin uzlaşmayla belirlediği bir cumhurbaşkanı.
Siyasi terimleri zorlayarak “Sezer de 28 Şubat Darbesi’nden sonra başa geldi. Refah Partisi’nin kapatılması sırasında da Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Sezer de gibi darbe cumhurbaşkanıdır” denebilir. Bu görüşe saygı duyarım, yine de Sezer ile Evren’in yaptıklarının kıyas kabul etmeyeceğini düşünüyorum.
Söz Belediye Meclisi’nden açılmışken, Başkan Çoban’ın gazetecilere sitemini de aktarmadan geçemeyeceğim: Baykan Çoban, Kasım ayındaki Belediye Meclisi toplantısında verilen arada gazetecilerle sohbet ederken “Bizi eleştirebilirsiniz, ama İzmir’i de yazmalıydınız, İzmir’i hiç yazmadınız” dedi.
Başkan Çoban’ın kastettiği, referandumda “evet” oyu vereceğini açıklayan Sezen Aksu’nun isminin İzmir’de bir sokakta sökülmesi, daha sonra da bir belediyenin o sokağın isminin değiştirilmesi için başlattığı teşebbüs idi. Bu olayın savunulacak bir yanı yok evet. Hiç kimse görüş açıkladı diye bu şekilde bir harekete uğramamalı, “istenmeyen kişi” ilan edilmemeli. Demokrasi sadece bizim için değil, herkes için talep edilmeli.
Bir de not: İlimize faydası oldu-olmadı tartışmaları arasında kaynayıp gidiyor. İlimizde Turan Emeksiz Caddesi de bulunuyor. Ben Turan Emeksiz’in Deniz Gezmişler’in avukatı olduğunu zannediyordum. Yanılmışım. Turan Emeksiz, 28 Nisan 1960 sabahı İstanbul Üniversitesi bahçesinde düzenlenen protesto mitinginde polisler tarafından öğrencilere açılan ateşte hayatını kaybetmiş Malatyalı bir üniversite öğrencisiymiş. Yeni öğrendim.
Turan Emeksiz Caddesi’ndeki isim, o öldürülen üniversite öğrencisinin ismi midir, yoksa başka bir Turan Emeksiz de var mıdır, bilmiyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti