Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Afyon’dan dünyaya meydan okumak

Afyonkarahisar ve Türk Milleti’nin gurur vesilesi, Büyük Taarruz ve Büyük Zafer’in 99’uncu yıldönümünü kutladık bir süre önce. Demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, vatanımızı, kısacası bugünlerimizi borçlu olduğumuz Büyük Taarruz ve Büyük Zafer’in 100’üncü yıldönümünü kutlayacağız gelecek yıl.
Sözün başında belirtmek gerekir ki, Büyük Taarruz da, Büyük Zafer de Afyonkarahisar’ın onur vesilesi olduğu gibi, Türk Milleti’nin tarihteki en büyük miraslarından birisidir. Türk Milleti, aleyhinde kurulan kumpasların, emperyal niyetlerin, kanla, emekle, Millet’in varını yoğunu ortaya koymasıyla, eşsiz askeri deha ve emsalsiz fedekarlıklarla boşa çıkartıldığı, hain planların planlayıcılarının başına geçirildiği en büyük zaferlerden bir tanesidir 1922 yılının 26-30 Ağustos tarihleri arasında kazanılan Büyük Zafer…
Bu nedenle; sadece Afyonkarahisar’ın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm imkanları ve birimleri ile bu kutlu günün 100’üncü yılını kutlamaya şimdiden hazırlanması gerekir. Elbette ki bu kutlamaların mekanı, zaferin kazanıldığı, hemen hemen her karışı şehit kanları ile sulanmış bu kutsal topraklar olacaktır.
100’üncü yıl kutlamaları için Cumhurbaşkanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve Genelkurmay Başkanlığımız başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığımız, Kültür ve Turizm Bakanlığımız gibi DEVLET’imizin tüm kademelerinin kutlama etkinliklerine hamilik etmelerini bekliyoruz Afyonkarahisarlılar olarak.
Biz Çanakkale ile Kocatepe’yi, Malazgirt ile Büyük Zafer’i yarıştırma derdinde değiliz. Bu şekilde tutum takınanları da tasvip etmiyoruz.
Malazgirt Zaferi’yle Anadolu topraklarına adım atan Türk boylarından gelen, dip dedesini Çanakkale’de şehit vermiş, dedeleri Yunan mezalimini yaşamış, özbeöz bir Türk evladı ve ailesinin buradaki bilinen geçmişi 500 yıla uzanan bir Afyonkarahisarlı olarak diliyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2022 yılının Zafer Haftası’nı tüm dünyaya bir haykırış, bir meydan okuma şeklinde kutlamalıdır.
Bu haykırış ve bu meydan okuma; geçmişte olduğu gibi bugün de Türk’e boyunduruk vurulamayacağının, dün olduğu gibi bugün de bu kutlu vatana karşı girişilecek saldırıların hüsranla biteceğinin bir kez daha en gür şekilde ifadelendirilmesi şeklinde olmalıdır.
Dedik ya, bu bizim dileğimiz… Devlet-i Ali ne düşünür, bilemeyiz. Dualarımız dileklerimizin kabulüne dair sadece…
***
Zafer Haftamızla ilgili bir başka talebimiz ise 30 Ağustos günü yapılan kutlamalara dairdir…
Afyonkarahisar’da 25 Ağustos’ta Şuhut’tan başlayan Zafer Haftası kutlamaları yıllardır 30 Ağustos’ta Dumlupınar’a yapılan kutlamalarla sona erer. Eskiden Dumlupınar idari bakımdan Afyon’a bağlı olduğu için pek sorun olmuyormuş. Ama artık Dumlupınar Kütahya ili sınırları içerisinde kaldığı için her 30 Ağustos’ta Afyonkarahisarımız adeta öksüz kalmaktadır.
Dumlupınar’da yapılan törenlere katılan Afyonkarahisar protokolü orada misafir olarak kalmakta, Afyonkarahisar’dan Dumlupınar’a giden fazla olmamaktadır. Şehir merkezinde de 30 Ağustos’la ilgili kutlama ya da etkinlik olmayınca Büyük Zafer’in yıldönümleri “tıs-pıs” geçmektedir.
Türkiye’nin her ilinde olduğu gibi 30 Ağustos günleri Afyonkarahisar’da da kutlamalar olmalı, gerekiyorsa Dumlupınar kutlamalarına belirlenecek Afyonkarahisar heyeti temsilen katılmalıdır. Büyük Zafer’in coşkusundan Afyonkarahisar da mahrum kalmamalıdır.
Şehir merkezinde yapılacak olan geçit törenlerinde eskiden olduğu gibi renkli sahneler hazırlanmalı, meslek örgütleri, özel sektör bu geçit töreninde kendine yer bulabilmelidir. Tamam, DSİ’nin kepçelerine, Belediye’nin dozerlerine belki geçit töreninde yer verilmeyebilir ama, bu şehrin kültürünü yansıtan bir çok enstantene geçit törenine yansıtılabilir. Hal böyle olursa vatandaşın ilgisi de törenlere celbedilebilir.
26 Ağustos sabahı Kocatepe zirvesinde kılınan sabah namazı son derece güzel ve anlamlıdır. Sabah namazının yanı sıra tarihi tepede önceki yıllarda olduğu gibi geniş kapsamlı buluşmalar organize edilmeli, konserler gibi etkinliklerle toplumun her kademesinden kişilerin katılımına zemin hazırlanmalıdır.
Antalya-İzmir karayolu kavşağında yıllar önce yapılan İstiklal Tanıtım Merkezi ne yazık ki ihtiyaca cevap verememektedir. İstiklal Tanıtım Merkezi ne İstanbul’daki Fetih Müzesi’ndeki, ne Ankara Anıtkabir’deki düzenlemelerin yanına bile yaklaşamamaktadır. Anadolu’nun bir çok kentinde bizimkinden çok daha başarılı Panaroma projeleri hayata geçirilmiştir. 100 yıl öncesinin büyük coşkusunu, Büyük Zafer’in bu millet için taşıdığı anlamı yansıtamamaktadır. İçerisindeki ögeler, resimler, düzenlemeler yetersizdir. İstiklal Tanıtım Merkezi ilgi görmemektedir.
Yıllardır Afyonkarahisar’ın bir rüyası olan “ZAFER PANAROMASI” projesi yeniden ele alınmalıdır.
Afyonkarahisar’a özel bir muhabbeti olan Kıraç gibi sanatçılara “Zafer Türküleri”, “100’üncü yıl Marşları” yazdırılması için çalışmalar yapılmalıdır.
Büyük Taarruz’un, Büyük Zafer’in önemini anlamak için, şehitlerimizin ruhlarını yeniden şad edebilmek için bu kutlu günlerin 200’üncü yıldönümünü mü beklemek gerekmektedir?
Elbette ki hayır… Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Büyük Taarruz’un ve Büyük Zafer’in 100’üncü yıldönümünü cümle aleme bir haykırış, bir meydan okuma olarak kutlayacaktır. İnanıyor ve istiyoruz…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER