Birinci Dünya Savaşı sırasında ele geçirilen harp esirleri için oluşturulan Afyonkarahisar Savaş Esirleri Kampında kalanlar arasında ülkesi Avustralya’ya döndükten sonra ilerleyen yıllarda siyasete atılarak bakanlık görevlerinde de bulunacak olan uçak pilotu Thomas Walter White’ta (1888-1957) vardı.
White, 13 Kasım 1915’te Bağdat ile Felluce arasında bulunan telgraf hattını kesmek için bir görevdeyken uçağının düşmesi üzerine gözlemcisi Kaptan Francis Yeats-Brown ile birlikte Türk kuvvetleri tarafından ele geçirildi.
Bağdat’a götürülen White, bir süre hastanede kaldıktan sonra Musul’a ve oradan da iki yıldan fazla kalacağı ana savaş esirleri kampı olan Afyonkarahisar’a gönderildi.
White esir olarak kaldığı Afyonkarahisar’dan Temmuz 1918’de bir sağlık sorununu bahane ederek İstanbul’a sevk edilmesini sağladı. Buradan bir fırsatını bularak kaçtı. Odessa’ya gitmek üzere bir Ukrayna vapuruna binerek 6 Ekim 1918’de Odessa’ya ulaştı. Ukrayna, Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden hareketle 22 Aralıkta Londra’ya ve nihayet Avustralya’ya vardı. Ülkesinde çeşitli nişan ve madalyalarla ödüllendirilir. Savaş boyunca başından geçenleri White Guests of the Unspeakable (London, 1928) adlı kitabında anlatır.
Eski Avustralya Başbakanı Alfred Deakin’in kızı Vera Deakin ile evlenen White, 1920’lerin sonlarına doğru siyasete atılır. 1933-38 arasında Ticaret ve Gümrük Bakanı ve 1949-51 yılları arasında da Sivil Havacılık Bakanlığı görevlerinde bulunur. Daha sonra 1956 yılına kadar Birleşik Krallık’ta Avustralya Yüksek Komiseri olarak görev yapar.
Temmuz 1938’de Almanya’yı ve işgal altındaki toprakları terk etmek isteyen ve sayıları giderek artan Yahudi göçmeni sorununu görüşmek üzere ABD Başkanı Roosevelt’in insiyatifinde 32 ülkenin katılımıyla Fransa’nın Évian kentinde düzenlenen hükümetler arası konferansta Avustralya’yı temsil eder.
Bu konferansta en acı ve dikkat çekici konuşmayı yapan ise Thomas White oldu. Konferansta söz alan White, Yahudi göçmenlerle ilgili olarak “Bir tanesine bile kapıyı açmak içimizden gelmiyor.” Diyerek ülkesinin mevcut soruna yaklaşımını çok katı bir şekilde özetliyordu. Konferans sonunda Avustralya, üç yıl içinde ancak 15.000 mülteciyi kabul etmeyi taahhüt etti.
Thomas White’ın Afyonkarahisar’daki Günleri
Bağdat yakınlarında esir düşen White ve yanındakiler 23 Mart 1916 tarihinde Afyonkarahisar Savaş Esirleri Kampına getirilirler. White’ın günlük tutma alışkanlığı vardı. Ancak kampta mektup ve günlük yazmak yasak olduğu için sık sık aramalar yapılmaktadır. White 28 Eylül 1916 günü öğleden sonra yapılacak işlerin duyurulması gerekçesiyle kaldıkları evin arkasındaki avluda toplandıklarını, daha sonra odaların aranacağının söylenerek herkesin odalarında kalmasının söylendiğini anlatır. Daha önceden arama ihtimaline karşı günlüğünü kutusundan çıkarıp cebine koyduğunu ancak üst araması yapılmasından çekindiği için günlüğünü bu sefer bahçedeki kerestelerin arasına sakladığını anlatır.
Thomas White ve yanındaki arkadaşı Luscombe, 10 Temmuz 1917 tarihinde kaldıkları yerden ayrılarak bir başka mahallede bulunan yeni bir eve yerleştirilirler. Kaldıkları evde diğer evlerden gelen ve tamamı Avustralyalı olan esirlerle beraber altı kişidirler. Dolayısıyla kaldıkları ev diğer esirler arasında “Avustralya Evi” olarak bilinmektedir.
White ve yanındaki bazı askerler, kampta biraz eğlenebilmek ve vakit geçirmelerini sağlayabilmek için kriket ve futbol maçları düzenlerler. Tiyatro oyunları ve pandomimlerde rol alır. Kendilerine zaman zaman ailelerinden gönderilen paketleri tarafsız olan İsviçre ve Amerika’nın İstanbul’daki Konsolosluklarında görevli yetkililer aracılığıyla aldıklarını aktarır.
Afyonkarahisar’daki kampta sıkı bir şekilde muhafaza altında tutulan Rus subayların kalmakta oldukları evlerden dışarı çıkmalarına ve diğer esirlerle görüşmelerine izin verilmesi üzerine Fransızca konuşabilen ve İngilizce öğrenmeye hevesli Ukraynalı genç bir esir olan Gabriel’den Rusça öğrenmeye başladıklarını belirtir. Ayrıca Türkçe öğrenmeye de çalışmaktadırlar.
Kamptaki diğer birçok esir gibi Thomas White’ta kamptan ilk fırsatta firar etmeyi planlamaktadır. Rusça ve Türkçe öğrenmeye çalışmalarının amacı da firar hazırlığının bir parçasıdır. 1918 senesi ortalarına gelindiğinde İstanbul’dan bir gemiyle kaçma şansı belirir. Firar için bir esir değişimi sırasında fırsat doğar. Hasta numarası yaparak en sonunda Temmuz 1918’de kendisini İstanbul’daki hastaneye sevk ettirmeyi başarır. Bu konuyla ilgili olarak şunları anlatır:
“Afyon’da yaptığım oyunculuk çok işime yaradı. Esir değişimi için hasta ve zayıf bir insan rolüyle sağlık heyetinin karşısına çıktığım sırada orada bulunanlardan Albay Baines bana içeri girdiğimde gülmemek için kendisini zor tuttuğunu daha sonra söyledi. Çünkü sağır ve Fransızca bilmiyormuş gibi rol yapmıştım. Daha sonra gözlerime bakınca gülmekten dolayı bende kendimden geçtim. Diğerleri gibi çok eğlendim. Bu şekilde rol yaparak kesinlikle kaçma şansımı arttırdım.”
Afyonkarahisar’dan ayrılarak İstanbul’a ulaşan White, bir süre sonra bir fırsatını bularak gemiyle İstanbul’dan Ukrayna Odessa’ya kaçar. Oradan Bulgaristan’a geçer ve Yunanistan üzerinden hareketle Londra’ya ve ardından Avustralya’ya döner.
Yararlanılan Kaynaklar:
-White Guests of the Unspeakable (London, 1928)
-Murchison Times and Day Dawn Gazette (Cue, WA: 1894 – 1925), Friday 25 April 1919, page 1
-Sydney Mail (NSW: 1912 – 1938), Wednesday 7 March 1934, page 8
– https://anzacportal.dva.gov.au/resources/media /file/candour-stories-words-those-who-served-1914-18#4 erişim: 15/09/2021
– https://adb.anu.edu.au/biography/white-sir-thomas-walter-12013 erişim: 15/09/2021

Hasan Tahsin Günek