Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan Tahsin Günek

AFYONKARAHİSAR’DA FRANSIZ İŞGALİ

Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla birlikte başlayan işgaller sırasında, Fransızlar 16 Nisan 1919 tarihinde çoğunluğunu Senegalli askerlerin oluşturduğu 200 kişilik bir kuvvetle Afyonkarahisar’ı işgal ederler.
Afyonkarahisar’a gelen Fransız temsilcisi ve askerleri doğruca şehrin iki istasyonundan biri olan İzmir (Afyonşehir) istasyonuna giderek istasyon ve etrafındaki diğer binalara yerleşirler.1
Fransızlar, subay ve askerlerinin bir kısmının iskânı için şahıslara ait evlere el koyarlar. Bu ev sahiplerinden biri olan Sarı Hacı Ali-zade İbrahim, evinin mutasarrıf tarafından demiryollarına memuren gönderilen Fransız subayına kanunsuz olarak verildiği için şikâyetçi olur.2
Hacı Alizade İbrahim Bey, Fransız zabitleri tarafından işgal edilen evine Şubat 1920 başlarında geri çekilirlerken boşaltıp teslim ettiklerinde ancak kavuşabilir.3
Fransızlar yerleşmek üzere başka binaları da talep ederler. Bunlar arasında İzmir İstasyonu yakınlarında bulunan Sanayi Mektebi’de vardır. Afyonkarahisar’ı işgale gelen ikiyüz kişilik Fransız askeri müfrezesine daha sonraki günlerde başka uygun bir yer olmadığından dolayı Sanayi Mektebi tahsis edilmek zorunda kalınır.4
Fransız askerleri kendilerine tahsis edilen Sanayi Mektebine yerleşmek için mektep eşyalarını tahliye ederlerken zarar verirler. Bu durumu o zaman ki Sanayi Mektebi Müdürü Şevki Bey bir telgrafla İstanbul’a bildirir. 5
Sanayi Mektebinin eşyaları, makine vs. demirhane kısmına nakil edilmiş, yakınında bulunan Numune Mektebi talebesi bir başka okula nakil edilmek suretiyle onların yerine sanayi dershane ve binası birleştirilerek altmış dört öğrencisi yeniden eğitim imkânına kavuşmuştur.6
Fransızların Halka Yaklaşımları
Denilebilirki Afyonkarahisar’ı işgal eden İtilaf devletleri içinden sadece İngilizler açık olarak halkın karşısında durmuşlardır. Gerçi Fransızlar da yapacaklarından geri kalmamışlar ve özellikle şehre geri dönen Ermenilerin ve İngiliz tecümanı ermeni Hem’in de kışkırtmalarıyla silah ve suçlu arama bahaneleriyle Türklerin ev ve işyerlerine yapılan baskınlara katılmışlardır.7 Ancak İngilizlerle kıyas edildiğinde İtalyan ve Fransızlar kısmen daha ılımlı bir yol izlemişlerdir.
Afyonkarahisar’daki düşman İşgalini görüp yaşamış olanlardan merhum Haydar Çerçel o günlerde Fransızların halka karşı yaklaşımlarını Taşpınar Dergisinde şöyle anlatıyor:
“İngilizlerle kimse görüşmezdi. Fransızlar bize çok sokulurdu. Hele bir sosyalist ihtiyat zabiti mektep hocası vardı. Fransız gazetelerinde bize dair ne kadar yazı çıkarsa keserek öbek öbek getirirdi. Bunlar ne kadar lehimizde idi. Ve Fransız siyaseti apaçık İngiliz siyasetinin aleyhinde idi. İstanbul hükümeti ise kendisini müttehid (Birleşik) bir cephe karşısında sanırdı.” 8
Fransızlara Verilen Protestoname
İzmir’in 15 Mayıs 1919 tarihinde işgali üzerine ertesi gün biraraya gelen şehrin ileri gelenlerinin halkı toplayarak bir protesto mitingi düzenlemelerine ve yine ardından aynı heyetin şehri temsilen işgal kuvvetlerinin hükümetlerine iletilmek üzere ayrı ayrı yazılan üç adet protestonameye İngiliz işgal temsilcisi tepki gösterir. Kendi hükümetine gönderilmek üzere verilen protestonameyi almak istemez. Bunun üzerine İngiliz temsilcinin yanından ayrılan heyet sırasıyla askeri dairedeki İtalyan temsilcisine ve oradan da İzmir istasyonunda karargâhı bulunan Fransız temsilciliğine gider.
Fransız işgal temsilciliğinde bulunan bir subay gelenleri nezaketle karşılar. Heyete büyük bir iltifat göstererek sigara, çay, badem şekeri ikram eder. Heyetin sözlerini dinledikten sonra kendisinin temsilci olmadığını, temsilcinin Yunanlıların İzmir’e çıkmasını ve ne suretle işgal ettiklerini görmek için İzmir’de bulunduğunu ve heyetin taleplerini kendisine bildireceğini söyler. Fransız subayı görüşmenin sonunda gelen heyeti yine güleryüz ve nezaketle kapıya kadar uğurlar.
Ertesi günü yani 17 Mayıs 1919 tarihinde mutasarrıf Anastas, heyeti ve şehrin ileri gelenlerini hükümete davet eder. Heyettekiler hükümete vardıkları zaman mutasarrıfın yanında bir Fransız vardır. Mutasarrıf, dün bir heyetle Fransız temsilciliğine gidilmiş, komutan o heyetle yarın (18 Mayıs 1919) (öğlen) saat 1’de Fransız temsilciliğinde görüşmeyi arzu ediyor, der. Mutasarrıf bu malumatı verdikten sonra heyet mutasarrıfın yanından ayrılır.
Heyet 18 Mayıs 1919 günü verilen saatte Fransız temsiciliğine gider. Fransız temsilci heyeti bir odaya alır. Kendiside oda kapısının önüne oturur. Heyetle konuşmaya başlayarak “Verdiğiniz protestoname ne olacak? Sizin elinizden silahlar alınmıştır. İzmir’e gelen Yunan ordusu her techizatıyla mükemmel bir ordudur. Buna karşı ne edebilir siniz?” Diye sorar. Bunun üzerine temsilciye şöyle cevap verilir:
“Biz Afyonlular ellerimizde sopa, balta, satır ile mukabele eder, ya ölürüz veya Yunan ordusunun elinden silahları alarak kendi silahlarıyla mahvederiz.” Heyecanla verilen bu cevap karşısında Fransız temsilci korkmuş ve elleri titremeye başlamıştır.
Temsilci, birkaç kez “Rica ederim, soğukkanlılıkla görüşelim.” Dedikten sonra “Siz mağlup bir milletsiniz, böyle ateşli konuşmak münasip değildir. İşte mağlup olup silahlarınızı elden bıraktınız.” der. Heyette “Biz mağlup değiliz, belki düvel-i muazzama mağluptur. Çanakkale Boğazını hatırlamak lazımdır. Techizatıyla mükemmel o muazzam devletler birçok zaiyat vererek çekilip gittiler.” deyince temsilci, “Sizin başınızda idare edecek kafalı adam yok, zaman böyle harp ile idare edilecek zaman değildir. Kalem ile idare edilecek zamanlar gelmiştir. Onun için siz memleketin münevver adamlarısınız. Sizler büyük devletlerden Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa gibi bir devletin mandası altına girin” der demez, heyet birden ayağa kalkıp “Biz müstakil yaşayacağız, yahud mahvolup yeryüzünden kalkacağız” cevabını verir. Temsilci hem korkuyor hemde rica ederek heyeti kapıdan bırakmıyor. Bunun üzerine heyet “Protestomuzu hükümetinize ve bizim size söylediklerimizi parlamentonuza bildirirseniz Afyon halkı Fransa hükümetinden memnun kalacaktır.” Diyerek temsilcilikten ayrılır.9 Afyonkarahisar halkı işgalleri tanımadığını ve bağımsızlığını koruyacağını bu vesileyle işgalcilere bildirir.
Protestonameye Gelen Cevap
Mutasarrıf Anastas 24 Mayıs 1919 günü memleket için protestoname veren heyetle bugün katarla (trenle) geçecek olan bir Fransız kumandanın görüşmek istediğini ve lütfen istasyona kadar gelmelerini telgrafla bildiriyor diye malumat verir.
Malumatı alan heyet belirtilen saatte istasyona giderek kumandanla biraraya gelir. Kumandan cebinden bir kâğıt çıkararak “Fransız temsilciliğine gelenler Akosmanzade Hacı Hüseyin, Turunçzade Yusuf, Edhemzade Hacı Hüseyin, Çobanzade Avukat İsmail, Hoca Nebil, Müftü Hüseyin Feyzi Beyefendiler sizler misiniz?” Diye sorunca heyettekiler “evet” cevabını verir.
Fransız kumandan sözüne devam ederek, “Sizin protestonameniz Fransa parlamentosunda okundu. Parlamento Afyon halkından çok memnun oldukları için benimle Afyon halkına selam gönderdi. Ben şimdi Adana’ya gidiyorum. Seyahatim sırf Türklerin menfaati içindir. Bu işleri gördükten sonra tekrar buraya gelirim.” Der. 10 Görüşme sonunda heyet oradan ayrılır.
Fransız Yetkililerle Görüşmeler
İngiliz, Fransız ve İtalyanların arasında sonradan çıkan uyuşmazlıklar, özellikle savaştan önce İtalya’ya vadedilen İzmir ve çevresinin İngilizlerin desteği ile Yunanlılara verilmesi gibi nedenlerle İtalyan ve Fransızlar milli mücadeleye karşı daha ılımlı yaklaşmaya başlarlar. Böylece Fransızlarla görüşmeler her düzeyde devam eder. Fırka kumandanı Ömer Lütfü Bey, 30 Temmuz 1919 tarihinde Karahisar’a gelen bir Fransız temsilciyle görüşme olduğunu 20. Kolordu Kumandanlığına bildirir.11
Yine, Binbaşı Mösyö Velöbör(?) ve Afyonkarahisar Fransız Askeri kumandanının Sivas’a gitmek üzere Kayseri’ye hareket ettikleri 15. Fırka ahz-ı asker kalemi reisinin 20. Kolordu Kumandanlığına gönderdiği 19 Eylül 1919 tarihli telgrafla haber verilir.12
Fransızların Afyonkarahisar’daki tabur komutanı Binbaşı Labonne’dur. Fransız yöneticilerinin, Fransa’nın Türkiye’ye yönelik dış politikasını saptarlarken bölgede görevli üst düzey yetkililerinin (Defrance, Mougin, Labonne, Gouraud gibi) görüşlerini göz ardı etmedikleri bilinmektedir. Osmanlı Hükümeti nezdinde İrtibat Şefi Yarbay Mougin’in, Afyonkarahisar’daki tabur komutanı Binbaşı Labonne’un ve İstanbul’daki Yüksek Komiser Defrance’ın Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Fransa’ya gönderdikleri raporlar, Türkiye’de önemli görevlerde bulunan ve Fransız dış politikasını etkileyen kişilerin görüşlerini içermesi bakımından oldukça önemlidir.13 Bu çerçevede Fransızların Afyonkarahisar’daki tabur komutanı Binbaşı Labonne’un gayet önemli ve etkili bir konumda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Fransızların Afyonkarahisar’dan Çekilmeleri
Anadolu’da Milli Mücadele’nin hızla gelişmesi ve peşpeşe kazandığı başarılar ve İtilaf devletlerinin İstanbul’u askeri işgal planlarının uygulanma tarihinin yaklaşması üzerine General Milne müttefik birliklerini Anadolu’dan geri çekmeye ve İzmit’ten itibaren Anadolu Demiryolunu kapatmaya karar verir. Ancak bu plan İtalyan Yüksek Komiserinin Konya’dan çekilmeye itiraz etmesiyle bir müddet ertelenir. Fakat İngiliz askerlerinin çekilme hazırlıklarını gören diğer müttefik ülkeler nihayetinde uygulanmak istenen planı kabul ederek onlarda çekilmeye başlarlar. 14
General Milne’in asıl planı müttefik işgal güçlerince Anadolu’da işgal edilmiş olan yerlerden 1920 yılı Mart ayı başına kadar çekilmektir. Afyonkarahisar’daki Fransız askerleri de bu çerçeve de Şubat ayı itibariyle geri çekilme hazırlıklarını hızlandırırlar.
Afyonkarahisar’da bulunan Fransız taburunun 100’ü aşkın askerinin İzmir’e gitmek üzere hareket ettiklerinin, ancak Maraş istikametine gitmelerininde muhtemel olduğu yönündeki istihbarat raporu 12. Kolordu Kumandanlığı tarafından 13 Şubat 1920 tarihli yazı ile 20. Kolordu Kumandanlığına bildirilir. 15
Yine, Afyonkarahisar’dan gelen Fransız askerleriyle beraber Uşak’ta bulunan Fransız askeri müfrezesinin Manisa’ya hareket ettikleri ve oradan Bandırma’ya gidecekleri Uşak’taki idareciler tarafından 12 Şubat 1920 tarihli bir yazıyla Kütahya’daki yetkililere haber verilir. 16
Böylece Afyonkarahisar’ı işgal eden İtilaf devletleri arasından ilk olarak Fransızlar askerlerini geri çekerek işgallerini sonlandırırlar. İşgal dönemini sonraki yıllarda yazdığı yazılarıyla bizlere aktaran merhum Haydar Çerçel’in bir tespitini burada bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Ne demişti? Merhum Çerçel:
“Memleketten İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar hep çıktılar, gittiler. Gelmelerini memleket nasıl kayıtsızlıkla görmüşse, gitmelerine de öyle baktı. Ne sevindi, ne yerindi. Memleketin gözü kulağı Sivas’ta idi. Başkası nesine gerek.” 17
İtilaf devletleri işgal ettikleri Afyonkarahisar’dan çekilip gitmişlerdi. Halk bir süreliğine biraz nefes alma imkânı bulmuştu. İngilizi, Fransızı ve İtalyanı bu memleketten gitmişlerdi gitmesine, ama yeni acılar ve felaketler doğuracak olan Yunan işgali de kapıya dayanmıştı. Bir müddet sonra aynı acı ve keder dolu günler Yunan işgaliyle tekrar başlamıştı. Ama düşmanların çabaları nafileydi. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bağımsızlık ruhu şahlanmıştı bir kere. Milli Mücadele sonunda Yunan’da bu memleketten def’edildi. Vatan işgalden kurtuldu.

 

Dip Notlar:
1 Ömer Fevzi Atabek, “Ömer Fevzi Atabek ve Afyon Vilayeti Tarihçesi”, Yayına Hazırlayan; Turan Akkoyun, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 8, Afyon 1997, s.332
2 BOA, DH.İ.UM.EK./ 50-44-0, Tarih: H-16-07-1337
3 BOA, DH.EUM.ECB. / 28-66-0, Tarih: H-19-05-1338
4 BOA, DH.UMVM. /78-39-0, Tarih: H-8-9-1337
5 BOA, DH.İ.UM.EK. / 23-98-0, Tarih: R-16-07-1335
6 Yusuf İlgar, “Afyonkarahisar’da Eğitimin Tarihi Mektepler-8”, Kocatepe Gazetesi, 23 Kasım 2020
7 Salih Kesri “Acı Günlerimizden”, Taşpınar Dergisi, 9 Mayıs 1935, Cilt:3, Sayı:31, s.122
8 H. Çerçel, “9 Mayıs Önünde, Afyon’da Müdafa-i Hukuk Kuruluş Günlerinde Hatıralar”, Taşpınar Dergisi, 9 Mayıs 1935, Cilt:3, Sayı:31, s.116
9 Atabek, a.g.e., s.336-337
10 Atabek, a.g.e., s.340
11 Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü, TİTE-A10 Kataloğu, Sıra No: 471, Kutu No: 298, Belge No: 17, Adet: 1, Tarih: 30/07/1335, s. 64
12 TİTE-A10 Kataloğu, Sıra No: 1062, Kutu No: 307, Belge No: 17, Adet: 1, Tarih: 19/09/1335, s. 150
13Bilge Yavuz, “Kurtuluş Savaşı Dönemi Türk-Fransız İlişkileri Açısından Pierre Loti”, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/tr,80373/bilge-yavuz.html, (07.02.2021)
14 General G. F. Milne, “Events İn Turkey”, The London Gazette, Friday, 7 January 1921, s. 162
15 TİTE-A10 Kataloğu, Sıra No: 1969, Kutu No: 317, Belge No: 61, Adet: 1, Tarih: 13/02/1336, s. 293
16 BOA, DH.ŞFR. / 658-140-0, Tarih: R-12-02-1336
17 H. Çerçel, a.g.m., s.116

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti