Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan ÖZPINAR

AFYONKARAHİSAR’DA KADINANALAR VE KADINANA SUYU

Afyonkarahisar’da su denince aklımıza evvela Kadınana Suyu gelir. Her ne kadar son zamanlarda Akdeğirmen Barajı’ndan gelen içme suyumuz kaliteli olsa da yüzlerce yıldır şehrin ihtiyacını gideren Kadınana Suyu’nun tadı, lezzeti bizler için tartışılmaz.

Kadınana Suyu’nun tarihçesi elbette ki Kadınanalar’ın şehrimize gelmeleriyle başlar.

1200’lü yıllarda Konya civarında hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti’nin son hükümdarı Sultan Alaaddin Bin Feramurz’un 3 kız çocuğu olmasına karşılık saltanatı devam ettirecek bir erkek çocuğu yoktur. Feramurz 1302 yılında Moğollar tarafından Konya’dan götürülmüş ve orada öldürülmüştür. Daha sonra Moğol hükümdarı Bahadır Han tarafından Anadolu Valiliği’ne tayin olunan Emir Çobanoğlu Demirtaş Konya’ya gelmiş ve Selçuklu soyundan olanları öldürtmeye başlamıştır. Kaçabilenler yakın beyliklere sığınıyorlardı. Hayatlarını tehlikede gören Sultan Alaaddin’in 3 kızı o dönemde 1318’lerde huzurlu bir yer olan ve

Sahipata Beyliği’nin hüküm sürdüğü Karahisar’a gelip yerleşirler. Gelirken beraberlerinde babalarından miras kalan altınları da getirirler. Karahisar’a yerleşen kız kardeşler babalarından kalan mirası halkın faydasına harcamaya karar verirler.  Naima Gevher Sultan o dönemde şehri baştanbaşa ikiye bölen dere üzerine çeşitli aralıklarla 40 adet taş köprü yaptırır.

Diğer kızlardan Asiye Sultan şehrin mezarlık ihtiyacını dikkate alarak büyük bir mezarlık yaptırır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde belirttiğine göre bu mezarlık 1001 adet kapaklı mezardan müteşekkildir.

Kızlardan Melek Peyker Sultan’a gelince, O da şehrin içme suyu ihtiyacını gidermeyi kendine vazife sayar.

Hıdırlık Tepesi’nin ardında bulunan Kışlacık Köyü’ndeki bir pınarı köylülerden 1000 ölçek altına satın almasından dolayı bu pınara önceleri Ölçek suyu denir. Rivayetegöre, ölçeği suyun çıktığı yere yerleştirerek, suyu koyduğu ölçekten geçirtmiş, bundan dolayı da bu pınara ölçek suyu da denilmiştir

Bu pınardan çıkan su önceleri şehre açık bir kanaldan gelirken daha sonra Melek Peyker Sultan bu su yolunun üzerini horasan harçlı büzlerle kapatarak temiz bir şekilde akmasını sağlamıştır. Afyonkarahisar halkı Kadınanalara hürmeten bu suyun adı Kadınana Suyu olarak isimlendirmiş yüzlerce yıldır bu şekilde anılır olmuştur. (M.S. Aygen, 1986, s,13)

1671 yılında şehre gelen Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde “iki yüzden mütecaviz ab-ı hayat çeşmesarları vardır. Amma cümlesi Kadınana Suyundandır.” demektedir. Bu sayının abartı olduğu bir gerçektir. Zira 1905 tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi’ne göre şehirde elli bir çeşme bulunmaktadır. Nüfusun daha az olduğu 1671 yılında çeşme sayısının daha az olması gerekir.

Sonraki yıllarda Kışlacık ve Küçük Kalecik derelerinde yeni bulunan su kaynakları da birleştirilerek Kışlacık Köyü’nün batısında bulunan bir mahzende depolanır ve oradan şehre düzenli bir şekilde gelmesi sağlanmaya başlanmıştır. Ortalama olarak yüksekliği 1250 ile 1500 m olan bu mevkiden 1040 m. rakımı olan Afyonkarahisar şehir merkezine, Kışlacık’ta bulunan depodan suyun gelmesi 6 saati bulmaktadır. Suyun toplandığı mevkinin şehre doğru olan eğiminden yararlanılarak ark yapılmış ve şehre su getirilebilmiştir. Su arkının geçeceği Kışlacık Deresi’nin Değirmen Bahçesi denilen mevkine bir su bendi yapılması 1852 yılında girişimde bulunulmuş ve sonradan bu bend yapılmıştır.

Bu civarda Kadınana kaynağından başka kaynaklar da vardır. Başbakanlık arşivlerinde bulunan su yoluna ait 1924’te çizilmiş bir harita Kadınana Suyu’nun beslendiği kaynakları da göstermektedir. Bu kaynaklar şunlardır. Ortaköy Pınarı, Karapınar, Uşak Pınarı, Karaağaç Deresi, İmaret Pınarı, Keklik Pınarı, Kanlı Havdan Pınarı, Uyuz Pınarı, Kavaklı Pınar, Hacı Baki Kaynağı, Çavuş Pınarı.

O yıllarda yukarı mahallelerde evden eve açıkta akan sular, künklerle Uzunçarşı’nın yukarı girişinde ve aşağı girişinde yeralan Baş Çeşmelere kadar ulaşmaktadır.

Osmanlı’nın son yıllarında ise suyun mahalle çeşmelerine düzenli dağıtımından

“Hark’ı Kebir” denilen ve halkın güvendiği kişilerden oluşturulmuş bir heyet sorumludur.

Hark’ı Kebir heyetinin başında olan kişilere Hark Mütevellisi denir ve bu heyet suyun dağıtımının yanı sıra Hark’ın bakımından da sorumludur. Osmanlı döneminde çeşitli vakıflar, Hark-ı Kebir vakfına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Hıdırlık’ta bugünde varolan eski top kulubesinin aşağılarında bulunan birinin üstü açık, ikisi kapalı olmak üzere toplam 3 havuzda biriken sular bir kısım çeşmelere dağıtılır. Bu havuzların yanı sıra İbik Çeşmesi civarında bulunan 2 havuzdan da uzak mahallelere su dağıtılır. Bir de o dönem adına mahzen veya maksem denilen demir kapılı ve içinde 24 musluk bulunan kapalı bir yapı vardır. Bu musluklarda biriken suyun düzenli bir şekilde dağıtımını sağlamaktadır. Bu düzeni sağlamakla görevli kişi 24 musluğun anahtarlarını sürekli yanında bulundurarak sabah ve akşam saatlerinde dağıtıma göre bazı muslukları açar bazılarını kapatarak görevini yerine getirmektedir.

Günümüzde Hıdırlık eteklerinde,bekçi kulubesinin alt kısımlarında, Mevlevihâne’nin üst kısımları ile Topuzlu Tepesi’nin arkasında ve Merd-i Yek Sultan mezarı ile İbik Çeşmesi arasındaki kısımda yer alan su depoları harap bir halde varlığını sürdürmektedir.. Bu depolardan İbik Çeşmesi yakınındaki deponun önceden üzeri açıktı.. Duvarları kesme taştan yapılan havuzu, Kurtzâde Hacı Ömer Ağa 1912 yılında tamir ettirerek üzerini kapattırmıştır. Söz konusu tamiratla ilgili kitabe şöyledir:

Tamir kitabesinden adına Mustafa Muini Maksemi denildiğini öğrendiğimiz bu yapının kitabesini Çizmecioğlu Vehbi Bey yazmıştır;

Kurtzade Hacı Ömer Ağa’nın yaptırdığı bu mahzenden 3 mahalle özellikle yararlanmaktadır. Merhum İsmail Hızal bu mahallelerin Kubeli, Çavuşbaş ve Başçeşme olduğunu belirtir. Daha önce üstü açık havuzlarda biriken sular dışarıdan gelebilecek her türlü hayvan ve haşerata, pisliğe karşı korumasızdır.

1925 yılına gelindiğinde 30.000 TL. sermaye ile işletilmekte olan Hark’ı Kebir Su İşletmesi zamanın Afyonkarahisar Valisi Ethem Tuncel tarafından lağvedilerek Belediye’ye devredilmiştir. Kadınana suyu’nun getirilmesi ile ilgili masrafların Belediye bütçesinin çok üzerinde olması üzerine öncelikle Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce karşılanması üzerinde durulmuş fakat Vakıflar’ın, bütün su işletmelerinin belediyelere devredildiği ve bu yüzden masrafların ödenemeyeceği şeklinde görüş bildirmesi üzerine 03/05/1925 tarihinde Belediye ve Özel İdare’nin de iştirakiyle Karahisar-ı Sahib Kadınana Suyu Türk Anonim Şirketi kurulur.106.000 TL sermayenin 45.000 TL’si Afyonkarahisar Belediyesi’ne aittir. Kalan hisselerde beşer lira değerinde 30.000 hisseden oluşmaktadır. Su şirketi yayınladığı beyanname ile halkı şirkete ortak olmalarını ister.

Bu beyanname ile Afyonkarahisar halkını kurulan şirketten hisse almaya çağıran heyet Kadınana Su Türk Anonim Şirketi olarak şehrin her tarafına düzenli su dağıtımını sağlayacak bir proje hazırlatmış projeyi uygulamaya sokmuştur. 1930 yılında bitirilen bu proje sonucunda eskiden horasan harçlı beton kanallarla havuzlara getirilen su, 12.649 metrelik bir isale hattı ile font borularla Hıdırlık’ta yeni yaptırılan 3 adet depoya aktarılır. Bu depolardan ikisi 500, diğeri 300 metreküp hacimlidir. Su isale hattının bitirilmesi 1930 yılında olmasına rağmen evlere dağılımının yapılması zaman alır. Hane sahiplerinin evlerine su abonesi olabilmesi için gerekli olan su saati gibi malzemeler yurtdışından temin edilir.Kadınana Su Şirketi İzmir’de su işlerinde çalışan Afyonkarahisar’lı Şükrü Kilit adlı ustayı getirterek su dağıtımı işinde görev veriri 1965 yılına kadar görev yapar.

Doğal olaylardan da etkilenen Kadınana su kaynağında 19 Haziran 1934 tarihinde ilimizde yaşanan şiddetli depremde, gelen su miktarının arttığı gözlemlenmiştir.

1949 yılına gelindiğinde Kadınana suyu şehrin su ihtiyacının ancak yarısını karşılayabilmektedir. Su kanalları ve borular Kışlacık ve Deper köylülerince kırılarak tarla, bahçe sulamada, kendi ihtiyaçları için kullanılmaktadır. Kalan su ihtiyacı ise Taşpınar ve Olucak Çeşmeleri’nden gelen su ile ikame edilmektedir. Afyonkarahisar nüfusunun 30.000 civarında olduğu bu yıllarda su işletmesinin 1020 abonesi bulunmakta ve 106 mahalle çeşmesi ile halka hizmet verilmektedir. Bu dönemde yukarı mahallelerin çektiği su sıkıntısı halkı isyan noktasına getirir. Su şirketinde her ne kadar Belediye ve Özel İdare’nin ortaklığı olsa da asıl hissedarların kendi karlarını düşünmesi nedeniyle yeni yatırımlar yapılmaması şikayet konusu olur. Hissedarların elindeki yüzde 10’luk hissenin Belediye’nin alması ve acilen su ihtiyacını giderecek çalışmalar yapması istenir. 1930 yıllardan beri Su Şirketi’nin tüm hisselerini Afyon Belediyesi’nin alarak şehrin su sıkıntısına bir çözüm bulunması gündeme gelmişse de bu işin gerçekleşmesi 1949 yılını bulur. Aynı yıl Kadınana Su Şirketi, Belediye Reisi Tevfik İsce tarafından 30.000 Tl ödenmek suretiyle satın alınır. Uzun yıllar şehrin su dağıtımını idare eden şirket nihayet10/12/1949 tarihinde kendini fesheder.

Ocak 1952’de Kadınana Suyu’nun ihtiyacı karşılamaması sebebiyle Belediye Başkanı Mehmet Arpacıoğlu tarafından suyun kaynaktan çoğaltılmasına yönelik çalışmalar başlatılır. Kısa bir süre devam eden çalışmalar hava şartlarının müsait olmaması yüzünden bir süre tatil edilir ve Mayıs 1952’de tekrar başlar. Bu arada Belediye Başkanı Mehmet Arpacıoğlu vefat etmiş yerine Meclis üyelerinden Asım İzmirli seçilmiştir. Denildiğine göre Mehmet Arpacıoğlu’nun genç yaşta vefatına da şehrin su meselesi sebep olmuştur. Görevi devralan Asım İzmirli çalışmaları devam ettirmiş ve yeni su kaynağının bulunmasıyla Kasım 1952 ‘de çalışmalar sonlandırılmıştır. Daha önce saniyede 18 Litre su elde edilirken bu çalışmalar sonucunda saniyede 50 litre suya ulaşılmıştır. Su kaynağının çoğaltılması işinde Mustafa Şatır adlı usta’nın büyük gayretleri olmuştur.

İlerleyen yıllarda şehrin nüfusunun artması sebebiyle Kadınana Suyu’nun haricinde yeni su kaynakları arayışına girilmiş ve önce Küçük Çobanlı Köyü civarında yeni içme suyu kuyuları devreye sokulmuştur. Fakat bu suyun lezzeti Kadınana Suyu ile kıyaslanamaz. Buradan sağlanan suyun da gelecekte yetersiz kalabileceği göz önünde bulundurularak 2009 yılında İzmir Yolu Akdeğirmen Barajı hizmete alınmıştır.

Kadınana Suyu günümüzde şehrin muhtelif yerlerindeki çeşmeler vasıtasıyla halkımıza ulaşmaktadır. Su güzergâhı üstünde yeralan Deper Çeşmesi, Akçeşme, Karayolları Cami önünde (Ördek Çeşmesi), Devrane Cami çeşmelerinin yanısıra 1990’ların başında İmaret Cami üstündeki alana Türk Kadınını Tanıtma ve Güçlendirme Vakfı tarafından Kadınana Suyu akan çeşmeler yaptırılmış sonraki yıllarda Anbaryolu girişinde yeralan Kadınana’lardan Asiye Sultan’ın Türbesi’nin girişine yine Kadınana Suyu akan bir çeşme yaptırılmıştır.

Yakın zamanda Kadınanalar’ın bu hayrını hatırlatmak amacıyla Anbaryolu ile Yeşilyol Kavşağına bir heykelleri dikilmiş, yine Asiye Sultan’ın türbesi yanındaki boş duvara işadamı Mustafa Sarıdere tarafından büyük ebatlarda Kadınana rölyefi yaptırılmıştır. Afyonkarahisar Belediyesi de Asiye Sultan’ın Türbesini restore ettirmiştir.

2009 yılı içerisinde Afyonkarahisar Belediye Meclisi üyesi olan mimar Oktay Okay, anne

ve babasının hatıralarını yaşatmak amacıyla Hükümet Konağı yanındaki boş alanda Osmanlı Mimarili bir çeşme yaptırmış ve Kadınana Suyu burada da halkımızın istifadesine sunulmuştur. Kent meydanının yapılış aşamasında bu çeşme kaldırılmış ve Zafer Müzesi yanına yeni bir çeşme yaptırılmıştır. 2013 yılı Ocak ayı başlarında ise esnaftan Abdullah Çobanbay, Yeşilcami önünde babası adına bir çeşme yaptırarak Kadınana Suyu’nun buradan da içilmesini sağlamıştır.

Eskişehir’in Kalabak Suyu’nun şişelenerek tüm yurtta satışa sunulması gibi ilimizin en önemli kaynak suyu olan Kadınana Suyu’da şişelenir mi bilmem ama yüzyıllardır şehrimize hayat veren Kadınana Suyu’nun daha nice yıllar soframızdan eksik olmaması dileğiyle.

Bu yazımızda genel olarak Kadınana Suyu’nu ele almakla birlikte Kadınanaların diğer hizmetlerini de yeri geldikçe detaylı olarak ele alacağız.

KAYNAKLAR

1- Ömer Fevzi Atabek, Afyon Vilayeti Tarihçesi (Yayına hazırlayan: Turan Akkoyun) Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayınları, Afyon 1997, s.94

2- BOA. Tarih: 29/Z /1341 (Hicrî) Gömlek No:574

3- Ömer Fevzi Atabek, Afyon Vilayeti Tarihçesi s.105

4- “Kadınana Suyu” Afyonkarahisar Vakıf Eserleri AKÜ Yayını Cilt 1 s 364 Afyon 2005

5- Hızal İsmail “Afyonkarahisar’ın Su Yolları” Beldemiz Dergisi sayı: 6 Haziran 1986

6- Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri. Tarih: 07/08/1926 Dosya:1632

7- Bir Belge “Karahisar Su şirketi” Beldemiz.Sayı: 12 Aralık 1987

8- İller Bankası Belediyeler Yıllığı Ankara 1949 Cilt.1 s.49

9- “Su Şirketi Belediyeye Geçiyor” Kocatepe Gazetesi 11/02/1949

10- Ömer Fevzi Atabek, Afyon Vilayeti Tarihçesi (Yayına hazırlayan:Turan Akkoyun) Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayınları, Afyon 1997

  1. Dr. Mehmet Sadettin Aygen, Afyon’daki Kadınana, Türkeli Matbaası, Afyon 1986
  2. Süleyman Gönçer.(1971). Afyon İli Tarihi, c.1. İzmir: Karınca Matbaacılık ve Ticaret Kollektif Şirketi
YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER