Osmanlı tarihinde eczacı olan baba oğul iki Faik Paşa vardır. Bunlardan ilki baba Francesco Della Sudda (1814-1866) ve diğeride oğlu Giorgio Della Sudda (1835-1913)’dır. Avrupa’da en iyi afyon olarak bilinen yüksek kalitede morfin içeren Türk afyonu, Avrupa sergilerinde Francesco della Sudda ve oğlu Giorgio della Sudda tarafından sergilenmiş ve ödüllendirilmiştir. Baba Francesco della Sudda’ya Osmanlı devletine yaptığı hizmetlerden dolayı “Paşa” unvanı verilir ve adı da Faik Paşa olarak değiştirilir.
Francesco Della Sudda, 1814’te bugün Yunanistan’a ait olan ve Ege Denizinin güneyindebulunan Kiklad Adaları’ndaki Syra adasında yaşayan bir İtalyan ailesinde dünyaya gelir. 12 yaşında öksüz kalır. İstanbul’daki Sainte-Marie de Pera Manastırı’nın yetimhanesine alınır. Eczanede birkaç yıl çıraklık yaptıktan sonra, 17 yaşında Maltepe hastanesinde eczacı asistanı olarak işe başlar. 20 yaşında aynı kuruma Baş Eczacı olarak atanır. 1837’de Osmanlı İmparatorluk Başhekimi Abdülhak Efendi tarafından Merkez Ordu Eczanesini yönetmek üzere görevlendirilir.
Francesco Della Sudda, Tıp Konseyi’nin ve (kurucularından biri olduğu) İmperial Society of Medicine’nin, İstanbul Eczacılık Derneği’nin ve Paris Eczacılık Derneği gibi birçok kuruluşun da üyesiydi.
1855’te Kırım Savaşı’nda yaptığı hizmetlerden dolayı Albay (Bey) rütbesine terfi etti. 1859’da, bir imparatorluk fermanıyla, Osmanlı İmparatorluk Orduları Merkez Eczanesi müdürü unvanıyla “Faik Paşa” adı altında paşa rütbesine yükseltildi.
Faik Paşa Kırım Savaşı sırasında gösterdiği üstün gayretleri münasebetiyle Türk, İngiliz, Fransız ve Sardunya madalyaları ile de onurlandırılmıştı.
Uluslararası sergilerde (Londra’da 1851 ve 1862, Paris’te 1855, 1863’te İstanbul vb…), Osmanlı afyonlarının dikkate değer koleksiyonlarını sunarak kendini gösterdi. 1855 Evrensel Sergisinde, Türkçe ve Fransızca olarak bir ilaç kataloğu yayınladı. Bu vesileyle Ecole Supérieure de Pharmacie’ye örnekler sundu. Parlak bir kariyerin ardından 19 Kasım 1866’da İstanbul’da öldü.
Oğlu Giorgio Della Sudda ise, 14 Aralık 1835’te Galata semtinde doğdu. 1851’de 16 yaşındayken babası Francesco Della Sudda tarafından, fizikçi Ganot ile çalışmalarını tamamlaması için Paris’e gönderildi. Burada eczacılık üzerine birçok çalışmalarda bulundu.İstanbul’a dönüşünde, İmparatorluk Askeri Tıp ve Eczacılık Okulu’na Binbaşı rütbesiyle Kimya Profesörü olarak atandı.
1874’te Harbiye Nezareti Şurası sağlık şubesi üyeliğine ve Osmanlı İmparatorluğu Ecza Kolordusu Genel Müfettişliğine atandı. Bu vesileyle, Paşa unvanı verilerek rütbesi yükseldi. Bundan böyle, babası Francesco Della Sudda’ya 1859’da verilen unvanı sürdürerek Giorgio Della Sudda Faik Paşa olarak adlandırılacaktı.Daha sonra Savunma Bakanlığı Eczane Müdürü, Osmanlı İmparatorluğu Sivil ve Askeri Merkez Eczanesi Müdürü, Eczane Müfettişi, İmparatorluk Sarayı Kimyacısı gibi görevlerde bulundu. Londra, Paris, Viyana, Philadelphia, Brüksel, vb… uluslararası sergilerde konusuyla ilgili koleksiyonlar hazırlayıp sundu. Legion of Honor Chevalier, François-Joseph Nişanı, Saksonya Nişanı ve sayısız altın, gümüş ve bronz madalya sahibiydi.Ayrıca Mecidiye Nişanı ve başkanlığını yaptığı bir hayır kurumu olan Kızılay nişanını da almıştı.1
Giorgio Della Sudda Faik Paşa’nın Afyon Üzerine Çalışmaları
Türk afyonları ilk olarak baba Francesco Della Sudda Faik Paşa tarafından, uluslararası sergilerde sergilenmişti. 1855 Paris Sergisi’nde sunulan ve 230 örnekten oluşan Türkiye drogları(*) sergi sonunda, Paris Eczacılık Fakültesi’ne hediye edilmiştir. Bu koleksiyon halen aynı fakültenin Farmakognozi Müzesi’nde bulunmaktadır. Journal de Pharmacie et de Chimie’de yayınlanan koleksiyonun listesine baktığımızda, beş adet afyon örneği bulunduğunu ve bunların Isparta, Geyve, Karahisar ve Mısır afyonları olduğugörülmektedir.2
- Della Sudda ise, 1867 Paris Sergisi’ne afyon örneklerinden oluşan bir koleksiyon ile katılmış ve bu münasebetle “Monographie des Opiums de l’Empire Ottoman Envoyés à l’Exposition Universelle de Paris”yani “Paris Uluslararası Sergisine Gönderilen Osmanlı Afyonları Monografisi”adlı bir eser yazarak yayınlamıştır.
- Della Sudda’ya göre afyon üzerine o güne kadar ortaya çıkan çeşitli eserler, bu değerli ürünü tedarik eden yörelerden tam olarak bahsetmemektedir. Evrensel Sergi vesilesiyle, mevcut bu boşluğu doldurmak üzere tüm vilayetlere afyon örnekleriyle birlikte istenilen bilgilerin gönderilmesini isteyen yazılar gönderilmiştir.
- Della Sudda adı geçen eserinde, haşhaşların ekiminden ihracat aşamasına gelişine kadar afyonun geçirdiği farklı aşamaları kısaca dört genel başlık altında incelemiştir.İlkindeekim şekli; ikincisi afyon sütünün toplanması; üçüncü bölümde afyonun işlenmesi ve sakıza dönüştürülmesi, dördüncü ve son bölümde üretim yerlerinde kullanılan çeşitli işlem biçimleri ve o bölgelerde geçerli olan fiyatları ele almıştır.
- Della Sudda Faik Paşa, eserinde koleksiyonu oluşturan 92 adet afyon örneğinin analizlerini bir tablo haline getirerek “Osmanlı İmparatorluğu Afyonları Koleksiyonu Tablosu” nu hazırlamıştır. Bu tabloda aralarında Karahisar-ı Sahip sancağı ve bağlı kazalarında üretilenlerinde bulunduğu afyon örnekleri vardır.
Hazırladığı bu tabloda gelen her örneğe bir sıra numarası vererekörneklerin geldiği yerleri eyalet, vilayet, sancak, kaza ve köy olarak belirttikten sonra yapılan analizlerle örneklerin her birinin içindeki mevcut su oranını, morfin miktarlarını belirtmiş, fiyatlarını da kuruş ve frank cinsinden vermiştir.
Bir diğer tabloda ise analizleri yapılan afyon örneklerini tohum, arazi ve kapsül yapıları bakımından değerlendirmesini yaparak genel bir tabloda göstermiştir.
- Della Sudda en son olarak yaptığı bir genel değerlendirmede haşhaş üreticilerinin çeşitli sorunlarına da değinmiştir. Şimdiye kadar kurulmuş bir tarım fonunun veya başka bir kurumunun olmamasınınköylülerin elini ayağını bağladığını ve onları tefecilerin açgözlülüğüne teslim etmiş olduğunu; keza bazı doyumsuz tefecilerin, köylülerin sadece emeğinin karşılığı olan ürününü ele geçirmeyi değil, çeşitli kurnazca yollarla çiftçinin tarım arazilerine el koymak için neler yaptıklarını burada açıklayamaya bile cesaret edemeyiz. Neyse ki hükümet, bu içler acısı duruma son vermek için büyük bir titizlikle ciddi önlemler aldı ve şimdi vurguncuları ağır cezalar bekliyor, diyordu.
Della Sudda Faik Paşa, afyon üzerinde yapılan tağşiştende bahsetmeden geçmez. Tağşiş bilindiği üzere bir şeyin içine başka bir madde karıştırma ya da katıştırmaktır. Tağşiş yapan kimi üreticilerin glikoz, ince mermer tozu, çeşitli meyve posaları, yumurta sarısı ile haşhaş bitkisinin sap ve yaprak kısımlarını birbirine karıştırarak kaynatmasından bahseder.
Büyük sanayici ve tüccarların daha kapsamlı tağşiş uygulamalarından bahsederken, tahrifat uygulamalarını o kadar mükemmel hale getirdiler ki bugüne kadar tek kontrol yöntemi olan gözle muayene uygulamasından bile afyonlarını rahatça geçirebildiler, diyordu.
Della Sudda Faik Paşa’nın belirtiğine göre afyon ürününün yurtdışına ihraç edildiği yerler olarak İstanbul ve İzmir’in ön plandadır. Ama üreticiler İstanbul’dan ziyade İzmir’i tercih etmektedirler. Çünkü İstanbul’da ne bir ana depo ne de kamu tarafından oluşturulmuş işleyen bir afyon pazarının olmaması üreticilerin ellerindeki mevcut afyonlarını İstanbul’a yönlendirme konusundaki isteksizliklerinin temel nedeni olarak kabul edilmesi gerektiğini söyler.
Ancak İzmir ise öyle değildir. Çünkü burada düzenli işleyen ve aynı zamanda piyasayı düzenleyici bir afyon pazarı, depolar ve gelen büyük taleplere cevap verebilecek miktarda ürün her zaman vardır.İngiliz, Hollandalı ve Amerikalı alıcılar çok miktarda alımlar yapabilmektedirler.
- Della Sudda Faik Paşa, alışveriş aşamasına ilişkin ise şu bilgileri veriyor: Depoya giden alıcı kendisini, bu işte uzmanlaşmış, adamını nasıl koklayacağını ve ciddi bir alıcıyla uğraşıp uğraşmadığını gören bir komisyoncunun huzurunda bulur. Burada afyon teşhir edilir. Alıcı gözle dilediği kadar inceleyebilir. Görünüş uygunsa fiyat pazarlığı yapılır. Anlaşılırsa teslimat günü belirlenir.
Ödeme yapıp malını teslim alan alıcı daha sonra kendi analizine dayanarak yeni bir tasnif yapar. Kalitesine göre bir kısmını Batı’ya bir kısmını da Uzak Doğu’ya gönderir. İzmir pazarının işleyişi böyledir, diyor.3
Osmanlı İmparatorluğu’nun Afyonlarıüzerine belkide ilk derli toplu çalışmayı yaparak afyon monografisini ve birçok bildiri ve çalışmayı ortaya koyan Türkiye’deki modern eczacılığın öncülerinden biri olan Eczacı Giorgio Della Sudda Faik Paşa 7 Ocak 1913’te İstanbul’da 78 yaşında vefat etti. Vefatı Osmanlı tıp ve ilaç camiası için büyük bir kayıp oldu.
Dip Notlar:
1Michèle Nicolas, Deux personnalités du monde pharmaceutique dans l’Empire Ottoman, Revue d’Histoire de la Pharmacie Année 1996 312 pp. 429-432
Fait partie d’un numéro thématique: Actes du XXXIe Congrès International d’Histoire de la Pharmacie (Paris, 25-29 septembre 1995)
DOI: https://doi.org/10.3406/pharm.1996.6268 erişim: 22.09.2022
2Afife Mat, Osmanlı İmparatorluğu’nda Afyonun Tarihi, Osmanlı Bilimi Araştırmaları XI/1-2 (2009-10) sayfa 285-290
3Sudda, Georges della. Auteur du texte. Monographie des opiums de l’Empire ottoman envoyés à l’exposition universelle de Paris, par le colonel Fayk Bey (G. della Sudda). 1867.
(*) Drog: İlaç yapılmasında kullanılan doğal organik, inorganik veya sentetik kökenli, tedavi özelliği olan bütün ham maddelere verilen genel isimdir.
G. Della Sudda Faik Paşa’nın kitabından. (1867)