Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“AK Parti, partiden çok ihale komisyonu gibi”

Demokrat Parti Genel Başkanı

Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “ihale komisyonu” hüviyetine büründüğünü söyleyerek, “AK Parti zaten çok uzun süredir bir parti olma hüviyetinden çıktı. Bir kişinin fan kulübü haline dönüştü. İlçelerden iline kadar, genel merkezde zaten bir parti organizasyonundan daha çok bir ihale komisyonu gibi vazife görür noktaya geldi. Türkiye tarihinin hiçbir aşamasında olmadığı kadar yolsuzluklar sistematik hale geldi. MGK yolsuzlukları milli güvenlik sorunu olarak kabul etmelidir” dedi

Demokrat Partisi (DP) Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, İl Başkanı Hikmet Bülbül ve beraberindekiler gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret etti.
“PKK İLE İŞBİRLİĞİ YAPMA İMTİYAZI SAYIN ERDOĞAN’DADIR”
DP Lideri Gültekin Uysal, Millet İttifakı ve altılı masaya yönelik eleştirileri değerlendirdi. Uysal, “Türkiye’de PKK ile işbirliği yapma imtiyazı Sayın Erdoğan’dadır. Zaten ortada Erdoğan ve Öcalan ittifakı vardır. Hal böyle olmasına rağmen muhalefeti bir takım işbirliği ile itham etmektedir. Netice itibariyle HDP’nin açıklamaları ortadadır. HDP kendi solunda zaten bir koalisyondur. Kendi solunda bulunan partilerle bir üçüncü ittifak yolu benimsemiştir. Altılı masa etrafında biraraya gelen partilerin kimlikleri, temsil ettikleri gelenekler, günümüzde yüklendikleri anlamlar manası vardır. Bu tür birliktelikler sadece aritmetik bir toplam değil aynı zamanda bir kimyanın azami ölçüde oluşması için bir ölçek tarifi yapılmasıdır. O açıdan söyleyecek sözleri bitmiş, hurafe, safsata, dini, milli hamasi bir takım argümanlarla mızrağın çuvala sığmadığı pek çok hadisenin yaşandığı, yoksullaşmanın yaşandığı Türkiye gündemine gündem saptırmaktan ibarettir.” dedi.
“ALTILI MASA İŞBİRLİĞİ ZEMİNİNİ OLUŞTURDU”
Altılı masayı oluşturan partinin Afyonkarahisar il ve merkez ilçe teşkilatları bazında yerel politikaya bakış açısını açıklayan Uysal, “Elbette her siyasi partinin kendi programı vardır. Ama bir yandan bir işbirliği zemini vardır. 2018 yılında değişen, fiilen ve resmen uygulanmaya başlayan 16 Nisan referandumu sonrası yüzde 50+1 dengesi siyasi partilerin ortak paydalarda biraraya gelerek işbirliği yapmaya sevk eden bir siyasi konjektür var. Elbette ülkenin 20 yıldır aşağı yukarı içine düştüğü hukuksuzluk, keyfi rejim, dışlanmışlık, usülsüzlük, yolsuzluk bununda getirdiği farklı fikir sahipleri olmamıza rağmen zemini belli bir ortak payda da bir aradayız. Belli olan zemin; Demokrasidir, hukuktur. Zaman zaman ifade ediyorum bu ülkenin birliğinin teminatı demokrasidir, hukuktur, laikliktir.” diye konuştu.
“LAİKLİK DİN DÜŞMANLIĞI DEĞİLDİR”
Laiklik prensibini geçmişte birilerinin yanlış yorumlayıp “din düşmanlığı” gibi algılanmasına sebebiyet verdiğini belirten Uysal, “Birileri de sanki Türkiye’de ki uygulamanın din düşmanlığıymış gibi olduğunu zihinlere çakmaya gayret gösterdi. Ama bugün her geçen gün Türk Milletinin demokrasi ne demek, hukuk ne demek, temel hak ve hürriyetler ne demek, laiklik ne demek? Velhasıl Türk Milletinin, bu toplumun 85 milyonun birarada yaşaması için içinde nefes alıp verebileceği, anayasal, hukuki, idari ve iktisadi kozayı çok iyi kavradığı kanaatindeyim. O açıdan ortada bir irade var, bu irade kademe kademe büyüyerek bu noktalara geldi. Bugün yerelde de bunların yansımaları teşkilatlardır. Hem bireysel faaliyetlerini kimi zaman ortaklaşa faaliyetlerini yürütüyorlar. O açıdan o noktada bir olumsuzluk görmüyorum. Bilakis olumlu bir iklim görüyorum.” şeklinde konuştu.
“PEK ÇOK HADİSE OLABİLME RİSKİNİ BEN DE GÖRÜYORUM”
Ülke gündemine gelen kaset skandallarına yönelik düşüncelerini açıklayan Uysal, “Siyasetin mecrasından çıkartılacak bir takım operasyonel müdahaleler, iktidarın tercihleri, önümüzdeki süreçte yaşayacaklarımız, ön görülerimiz var. Tüm bunları değerlendirdiğimizde önümüzde çok kolayda bir süreç yoktur. Meşru sınırların daha da silikleştiği, siyasal ikliği seçim öncesi etkileyecek bir takım iktidar içi kavgalar, ortalığa dökülen kasetler, konuşmalar vardır. Ama bu noktaya bir günde gelmedik. Sayın Erdoğan’ın lehine işliyorsa özel değil genel tabirlerini duyuyoruz. Ama işin ucu kendilerine dokunduğunda “yandım anam” dediler. Hukuku zamana, şartlara, kişilere, iktidara yakınlığına, uzaklığına göre işletirseniz eninde sonunda gelir bir gün sizide vurur. Türkiye de yaşanılan budur. Ama tüm bunlara hem sorumluluk sahibi siyasetçiler ve sorumluluk sahibi basın mensupları sınırları korumayı, kamunun haber alması ve evrensel kabulleri dışlamadan yapmak gerekiyor. Sınırları tayin etmenin çokta kolay olmadığı süreçler yaşanmaktadır. Ama önümüzdeki süreçte iktidarın da buna karşı operasyonel hamleler yapacağını geçmiş iktidar kavgalarından tuttuğumuzda bugün pek çok hadisenin olabilme riskini bende görüyorum.” ifadelerini kullandı.
“MGK YOLSUZLUĞU MİLLİ GÜVENLİK SORUNU KABUL ETMELİDİR”
Yarın sabah bir erken genel seçime gidilse sandıktan çıkacak sonucun ne olacağı öngörüsü sorulan Uysal şöyle konuştu: “Karşımızda söyleyecek sözü bitmiş, Türkiye’ye hiçbir vaadi ve enerjisi kalmamış, kendisinin iktidarını, etrafındaki şürekâsının, iktidarında ötesinde aile kadrosunun, bir iddiası hedefi olmayan bir Sayın Erdoğan vardır. Adalet ve Kalkınma Partisi zaten çok uzun süredir bir parti olma hüviyetinden çıktı. Bir kişinin fan clup haline dönüştü. Kademe kademe ilçelerinden iline kadar, genel merkezde zaten bir parti organizasyonundan daha çok bir ihale komisyonu gibi vazife görür noktaya geldi. Bu da ortadadır. Türkiye tarihinin hiçbir aşamasında olmadığı kadar yolsuzluklar sistematik hale gelmiştir. Zaman zaman ifade ettiğim üzere Milli Güvenlik Kurulu (MGK) da zaman zaman değerlendirmeler yapmaktadır. Yolsuzluğu Türk Milletinin milli güvenliğini tehdit edecek unsur olarak Milli Güvenlik Kurulu kabul etmelidir ve bunun gereğini yapmalıdır. Bu açıdan hepimizin bildiği sır gibi ortak kabulleri vatandaşımız tüm bunları görmektedir.”
“AK PARTİ’NİN ERDOĞAN’I KURTARACAK FORMÜLÜ YOK”
Uysal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu İhale Kanununu dahi konuşamaz haldeyiz. Kamu kaynaklarını kravatlı soygunla ve sadece dününü çalmakla yetinmeyerek, yarınları da ipotek altına alacak bir takım yükümlülükler altına soktular. Bugün geldiğimiz noktada yanlış üstüne yanlış adımlarla bir açığı kapatmak için on açık üzerine on tane daha açık vererek yol almaya gayret ediyorlar. Bu akılla Türkiye’nin ne ekonomide, ne dış politikada, ne toplumsal huzurda, ne eğitimde, ne hukukta, ne demokraside hangi sahada olursa olsun yol alabilme imkânı yoktur. Söylenecek söz bitmiştir. En sonunda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sayın Erdoğan’ı kurtaracak hiçbir demokratik formülü yoktur. Muhalefetin enerjisi vardır. Cumhur İttifakına karşı Millet İttifakı temelinde bugün altılı masanın temel evrensel değerlerde, Türkiye’de herkesin hukukundan emin olduğu, eşit fırsatlara erişeceği bir Türkiye hedefi vardır. Bu cenderenin içerisinden çıkacak bir sağduyu ve akıl vardır. O açıdan bunun sonucu bellidir. Bize düşen vatandaşımızın dezonformazsyon bültenleriyle sabah akşam hurafe, safsata, dini, milli, hamasi bir takım argümanlarla kullandırılmasını engellemek, doğru karar verebilmesi için bu yalan fırtınasından milletimizin önüne koymaktır.”
“BAZEN MHP’Lİ SİYASİLER İKTİDARDAN DAHA ÇOK AK PARTİ’Yİ SAVUNUYOR”
Uysal, “Türkiye bir koalisyon hükümetine gebe midir?” sorunu şöyle cevaplandırdı: “Bugün Türkiye’de zaten bir koalisyon vardır. Bir tarafta MHP ile var öbür tarafta Sayın Erdoğan’ın Öcalan’la ittifakı vardır. MHP her ne kadar biz iktidar ortağı değiliz desede neticede toplumun bir algısı vardır. Zaman zaman MHP’ye mensup siyasetçilerin iktidardan daha fazla AK Parti’yi savunduğunu görüyorum. Bu onların tercihidir. Onun hükmünü vatandaşımız, milletimiz verecektir. Ben ifade edildiği üzere denge ve denetleme yaptıkları kanaatinde değilim. Hatasıyla günahıyla bu süreci Sayın Erdoğan’ın keyfi bir rejim kurmasının önünü MHP ile birlikte olan işbirliği açmıştır.”
“TÜRKİYE’NİN MESELESİ İSİMLERİ AŞAN BİR MESELEDİR”
Altılı masanın Cumhurbaşkanı adayına yönelik düşüncesi nedir sorusunu yanıtlayan Uysal şöyle konuştu: “Yaz sezonundayız. Türkiye futbol sezonu bittiğinde her akşam transfer dosyaları vatandaşımızın, kamuoyunun ilgisini çeker. Elbette siyasette böyledir. Kimin aday olacağı daha fazla ilgi çeker. Belirli bir seçim stratejisi ortaya konmuş gündem sıralamamız vardır. O sıcak iklime girmeden isimler üzerinden konuşmamak üzerine temel bir prensip vardır. Elbette siyasi partiler kendi içerisinde pek çok değerlendirmeyi yapmaktadır. Türkiye’nin meselesi isimleri aşan bir meseledir. 3 Temmuz 2022 altılı masa toplantısında Cumhurbaşkanlığı adayı isim tartışma gündemi yoktur.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti