ALKIŞLAR GENÇLERE – Kocatepe Gazetesi

Bu Mayıs ayının ilk iki haftasında illerinde şampiyon olan genç takımların maçlarını izledik yeni spor tesislerinde. İzledik derken bizim futbol dünyamızdan “Sen ben bizim oğlandan” başkası da yoktu. Birinci hafta Atiker Konyaspor gelişim ligi U-15 takımıyla Antalya U-15 takımı arasındaki maç gerçekten değerdi izlenmeye…Konya’dan ve Antalya’dan gelen futbolcu yakınları ayrı bir renk ve görüntü verdi bu karşılaşmaya.. Özellikle Atiker Konyaspor takımı, oyuncu kadrosu, maç disiplini ve bireysel yetenekler yönüyle sahaya yansıttığı futboluyla doyurdu izleyenleri… Keza Antalyaspor da iyi bir futbol koydu ortaya ama; kazanan daha iyi olan Atiker Konyaspor oldu…
Geçtiğimiz hafta Perşembe-Pazar günleri arasında altı takımın katıldığı U-14 gurup maçlarında da zevkli ve çekişmeli sahneler yaşandı yeni spor tesislerimizde… Final oynayan ve birinci olan Kuşadası U-14 takımının  yetenekli gençleri göz doldurdu… Sürpriz bir şekilde final oynayan Burdur U-14 takımı da maç sonuna kadar mücadeleyi bırakmadı…
Gurup maçlarına katılarak “fairplay” ruhuna uygun ve yüzde yüz futbol oynamaya çalışan bütün takımları kutluyoruz…
 Ben bir maçı, dakikası dakikasına yazma amacında olan, kimlerin gol attığını, kimlerin asist yaptığını   aktaran spor yazarı değilim… Bu girişi neden yaptım?
Bugün ülkemizde, (U-11)-(U-19) arası sekiz  kategoride ve özellikle profesyonel takımların gençlerinin katıldıkları “akademi ligleri” “gelişim ligi” adıyla yüzlerce genç takım maçı oynanıyor… TFF’nin böylesine yoğun bir lig trafiğine yön vermesinin temel nedeni ve amacı; genç futbolcu gelişim programları dahilinde, futbolcuların bütünsel gelişimini çağdaş antrenman ilkeleriyle sağlamak ve bunun sonucu yetişmiş futbolcular üretmek ve ileride milli formayı giyebilecek nitelikteki futbolculardan oluşan bir havuz oluşturmak ve bunları ülke düzeyinde değerlendirmek…
Amatör ve profesyonel futbolumuzun alt yapısını oluşturan “genç  takımlar”ın önemi ve değeri gün geçtikçe daha çok anlaşılır oldu artık… Örneğin, on sekiz yaşındaki futbolcular U-19 takımlarında oynarlar. Bu oyuncular içinden temayüz edenler özellikle amatör takımların “A kadrolarında” da forma giyerler. Bir sonraki sezonda A takımlarında oynayabilecek üç dört futbolcu çıkarsa kulüp için hem maddi hem de manevi büyük bir kazançtır ve sürdürülebilir başarıyı yakalamaktır bu…
Sekiz on yaşlarında bir kulübe gelip de burada veya başka bir kulüpte top oynama sürecini yaşayan bir futbolcu, dikkat çeker şüphesiz… Çünkü futbol eğitiminin başlangıç, sporsal biçimlendirme, özelleşme ve yüksek verim süreçleri en az sekiz on yıllık bir dönemi kapsar. 19-20 yaşlarında elit bir düzey yakalayan futbolcunun olgunluk dönemi için de on, on beş yıllık bir süre gerekir ve bu sürede çok disiplinli, plan ve programlı çalışmalıdır bu futbolcu… Üzülerek belirteyim ki bugün ülkemizdeki eğitim sistemi, toplumsal, ekonomik ve kültürel yapımız, övünebileceğimiz çok sayıda futbolcu üretmemize elverişli bir ortamdan hayli uzak… Bu şartlar altında ülkemizde iyi bir futbolcu isteyen gençlerimiz uzun, zorlu ve zahmetli bir süreci yaşamak zorundalar…
 Alkışlar bu gençlere diyorum; bütün bu olumsuzluklara rağmen  başarıya koşan bu gençlere alkışlar…
Bu yazı bilimsel bir makale değil elbet; benim yaşadıklarım, deneyimlerim, okuduklarımla ilgili analiz  ve yorumlara dayalı geçtiğimiz günlerde izlediğim maçların çağrıştırdığı sübjektif görüşlerimdir… Bu yazı burada bitmiyor… Arkası gelmeli…