Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ALLAH KABUL ETMEYECEĞİ DUAYI YAPTIRMAZ

Muharrem Günay 2 Aralık 2010 Perşembe 02:00:00
  Dua, çağırmak, duyurmak, yalvarmak, dilekte bulunmak gibi anlamlara gelir.
Din deyiminde ise: Hususi ifadelerle, Allah Teala’dan her hangi bir güçlüğünü kaldırmasını, kalp ve beden bütünlüğü içerisinde dilemek ve kurtuluşa ermeyi ümit etmekten ibarettir. Bir başka deyişle, kendi güçsüzlüğünü ve aczini anlayarak, kudreti ve merhameti sonsuz olan Allah’a hâlini arz etmektir.
Cenabı ALLAH yüce kitabımızda Mü`min suresinin 60. ayetde: “Bana ibadet edin bende size icabet edeyim, size uyayım”, Bakara suresi 186. ayette ise :” Kullarım beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten (ben onlara) çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veri-rim…”, Furkan suresi 77. âyette ise: “ (Resulüm) De ki: dua (ve ibadet)iniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin…” buyuruyor.
Süfyâni Servî Hazretleri bu ulvî emir ve va’dden aldığı ilhamla sık sık şöyle dua ederdi:
“Ey kendisinden bir şeyler isteyeni, isteyip te çokça yalvaranı seven; istemeyeni, yönelip de yakarmayanı sevmeyen Ulu Tanrım! Senden başka kim böyle lütufkâr olabilir.”
Allah dostlarından biri de demiş ki:
“Sakın âdemoğlundan bir şey isteme! Kapıları hiç kapanmayandan iste! İstemeyi terk ettiğinde Allah gazap eder. Âdemoğlu ise bir şey istenildiğinde isteyene kızar.
Sevgili Peygamberimiz: “Dua, ibadetin tâ kendisidir” Dedikten sonra Mü’minun suresinin altmışıncı ayetini okudu. “Bana ibadet edin bende size icabet edeyim, size uyayım. Bana dua ve ibadet etmekten kibirlenenler, yakında hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir.” (mü’minun/60)
Kur’an, dua hakkında bize iki ayrı özelikten bahseder. Birinci özellik; inkârcıların dua hakkındaki tutumlarıdır. İkinci özellik ise bizi kapsamına alan ve nasıl dua edilmesini öğreten hususlardır. İnkârcılardan kastettiğimiz sadece kafirler değildir. Dini hafife alan veya dine zıt fikir taşıyan herkes bu ifadenin kapsamı içindedir: Çünkü onlar hem Allah ve Resulünde ve din konusunda iyi bir kanaat sahibi olmazlar ve hem de sıkıştıkları zaman dua ederler. Sıkıştıkları, can derdine düştüler zaman sözgelişi bir deprem veya kaza anında Allah akıllarına gelir. Birde; hiç bir ameli bulunmaksızın, her işi dua ile halletme yoluna giden insanlar vardır. Bütün bu saydığımız sınıflar, gerek inkarcı gerekse dini hafife alan insanlardır. Kur’an bunlar hakkında ilginç örnekler verir:
“İnsanlardan öyleleri var ki; Allah’a sadece bir yönden yaklaşır, kulluk eder Eğer kendisine bir iyilik dokunursa, buna çok sevinir. Eğer musibete uğrarsa, çehresi hemen değişir ve dinden yüz çevirir. Böylece ahireti de dünyayı da kaybeder.”, “Fakat insana bir sıkıntı dokunuverince bize yalvarır, sonra kendisine tarafımızdan bir nimet bahşettiğimiz zaman da: “O bana bir bilgi üzerine verildi.” der. Belki bu bir imtihandır, fakat pek çokları bilmezler. (Zümer 49); “İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman, gerek yan yatarken, gerek otururken, gerek dikilirken bize dua eder. Kendisinden sıkıntısını gideriverdik mi sanki kendisine dokunan o sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi aldırmadan geçer gider…(Yunus/12) Bunlar kalpleriyle değil sadece dilleriyle dua ve ibadet eden mürailerin, münafıkların ta kendileridir.
Dua Kaza ve Belayı Önler
Peygamber Efendimiz dua konusunda şöyle buyuruyor: “Dua, ibadetin beyni ve iliğidir.” (Tirmizi) “Dua ibadetin özüdür.” (Tuhvet’ül Ahvezi, 9/311); “Allah’a dua etmekten daha değerli hiç bir şey yoktur.”( İbn-i Mace, 2/224 ), “Dua mü’minin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.” (et terğib ve’t-terhib, 2/479)
“Dua, ibedetin aslı ve özüdür. Allah katında duadan makbul bir şey yoktur. Dua 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.” (Tirmizi)
“Dua eden, üç şeydan hâli değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını görür.” (Deylemi)
“Rabbiniz, elbette haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp bir şey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten haya eder.” (Ebû Davut)
“Dua, mü’minin silahıdır.” (İbni Ebiddünya) “Allahü Teâlâ dua etmeyene gazap eder.” (İbni Mace) “Dua, belayı önler.” (Deylemi)
Duanın belayı önlemesi kaza ve kaderdendir. Dua kazayı belayı def eder. Hadisi şerifte kaza, ancak ve yalnız dua ile değişir buyruldu. (Tirmizi)
“Kaderden sakınmak fayda vermez; duâ ise inen (dert, belâ, musibete) karşı fayda verir. Belâ şüphesiz ki iner ama duâ onu karşılar da kıyâmete kadar biri diğerinin sırtını yere getirmeye çalışır.” (S. Muhammed Hakkı Hazretleri, tercüme Celal Yıldırım, Sırlar Hazinesi, 489)
Yüce Allah kabul etmeyeceği duayı yaptırmaz yeter ki biz dua etmesini bilelim.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER