Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AMELİN KABULÜ İÇİN İMAN GEREKLİDİR

Bir amelin sâlih olabilmesi için ameli işleyen kimsenin mümin olması, şirk ve göşterişten uzak durması, ameli iyi bir niyet ve ihlâsla yapması ve amelin İslam’ın prensipleriyle çatışmaması gerekir. İnanmayan bir insanın yaptığı güzel, faydalı, işler “sâlih amel” kapsamında değerlendirilemez. Çünkü amelin sıhhati için imanın gerekli olduğunu Yüce Kitabımız Kur’an-ı kerimde şöyle ifade edilmektedir:
“..ve men yekfur bil îmâni fe kad habita ameluhû ve huve fil âhirati minel hâsirîn.” “Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır.” (Maide 5/ 5)
“O küfre sapan/inkâr edenlere gelince, onların ne malları ne de evlatları Allah’(ın azabın)a karşı kendilerine asla fayda vermeyecektir. Onlar ateş ehli (cehennemlik)dirler; Onlar hep orada kalacaklardır. Onların bu dünya hayatında yaptıkları harcamaların hali; kendi kendilerine zulmetmiş bir topluluğun ekinlerini vurup da onu mahveden, dondurucu soğukluktaki bir rüzgârın haline benzer (Sadaka ve hayırlarının âhirette kendilerine hiç faydası olmaz). Doğrusu Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmektedirler.” (Ali İmran 3/ 116-117) (İşte inançsızların inkâr rüzgârı, iyilik ve hayır namına ne varsa hepsini mahveder, âhirette ellerini boşa çıkarır. Ancak o şeyler, bu dünyada bir gösteriş ve övünmeden ibaret kalır.) (Feyzü’l-Furkân, H. T. Feyzili Meali)
“Şüphe yok ki kâfir olanlar, yeryüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.” (Maide 5: 36)
“Küfür” kelimesi sözlükte, örtmek, perdelemek, gizlemek, uzak durmak ve nimete nankörlük etmek manalarına gelir; İmanın zıddıdır. Bu nedenle kalbinde bulunan inancını örten kişiye kâfir denmiştir. Din ıstılahında ise küfür; Hz. Peygamberi ve onun Allah’tan getirdiği kesinlikle sabit olan şeyleri yalanlamak, tevatür yoluyla bize ulaşmış bulunan dini hükümlerden birini ya da birkaçını inkar etmektir. Küfür kelimesi inkârın her çeşidini ifade eder. İman esaslarını inkâr eden kimseye kâfir denir. Bir insanın kâfir olması için iman esaslarının tamamını inkâr etmesi şart değildir, Kur’ân âyetlerinden birini, bir helâlı veya bir haramı, bir emir veya bir yasağı veya dînî bir hükmü inkâr etse veya beğenmeyip küçümsese kâfir olur.
Mümin, dîni görevleri yapmazsa sözgelimi beş vakit namazı kılmasa, içki içse, kumar oynasa yani büyük günah işlese yine mümindir ancak isyankârdır, günahkârdır. Allah’a tövbe etmesi gerekir. Şartlarına uygun tövbe ederse Allah’ın af ve mağfiretine mazhar olur.
Bir insan kâfir olarak ölürse ebedi olarak cehennemde kalır. Bu husus Kur’ân’da birçok âyette açıkça ifade edilmiştir. Mesela Al-i İmrân Suresinin 91. âyetinde buyurulmaktadır:
“Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.”
Allah Kullarının Küfre Düşmesini İstemez, Kul Israrla Küfrü İsterse Küfrü Yaratır
“İn tekfurû fe innallâhe ganiyyun ankum, ve lâ yerdâ li ıbâdihil kufr(kufra), ve in teşkurû yerdahü lekum, ve lâ teziru vâziretun vizra uhrâ, summe ilâ rabbikum merciukum fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne), innehû alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).” Zümer 39/7
“Eğer küfre saparsanız, şüphesiz Allah’ın siz(in imanınız)a ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları için küfre razı olmaz. (Kulları ısrarla küfrü isterse yaratır.) Eğer şükreder (iman ve itaat eder)seniz sizin (faydanız) için ondan razı olur. Hiç bir günahkâr, diğerinin günahını yüklenmez. Nihayet dönüşünüz yalnız rabbinizedir. (O) size, yapmakta olduklarınızı haber verir. Çünkü gönüllerde (gizli) olanı bilir.” (Zümer 39/7)
Bu ayetten anlaşılacağı gibi kişi kendi isteği ve ısrarı ile küfrü/kâfirliği tercih etmektedir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER