Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Galip Leblebicioğlu

ANILAR

Adile Naşit’i kaybedeli 37 yıl olmuş. Eskiden öyle komedyenler vardı ki; görür görmez güleceğiniz gelirdi. 1955-1959 arası İstanbul öğrenciyim. Arkadaşlarla nereye gideceğiz. İstiklal Caddesinde tur atmaya, otobüse Şehremini’den Çapa önünden bineriz. Aksaray’da aktarma. Taksim otobüsüne. İstiklâl Caddesi’nde veya Taksim’de inilir. Otobüsler de öğrenciye 3 kuruş. Anlayacağınız, yurttan- Taksim’e 6 kuruşa ulaşıyoruz. Lüks lokantaya gidecek değiliz. Bir sandviç, simit, tahin helvası karnımızı doyururuz.
Belediye Şehir Tiyatrosu öğrenciye Komedi 25 kuruş, Dram 50 kuruş. Adile Naşit bazen gişede bilet satar. Gençleri gülümsemeyle karşılar. Gençlere kaş göz işareti daha tiyatroya girmeden, neşelenirsiniz. Galatasaray Lisesi’nin karşı aralığında Zeki Müren parfümeri mağazası açmıştı. İlk günler daha çok hanımlar alışveriş eder bize seyir düşer. 15-25 liraya parfüm alacak halimiz yok ya! Alanları seyrederiz dram tiyatrosunda İ. Galip Ercan gibi usta sanatkârlar var. Seyredince onların havasına girersiniz. Onlar gibi düşünür onlar gibi üzülürsünüz.
Bir arkadaşım vardı. Fransız, Amerikan elçiliklerinin kültür günlerini takip eder. Birlikte giderdik. Ko- Vadis, Bisiklet Hırsızları gibi filmleri ilk seyredenler arasında olurduk. Muammer Karaca Tiyatrosu açıldı. Orası biraz pahalı ama 1-2 saat seyreder gülerdik. İlkbaharda, saray önüne gider İsmail Dümbüllü’yü seyrederdik. Kendileri gülmez ama bizi güldürürlerdi.
Boğaz içinde, bir hastane Arap Ebe vardı. Beni değil, birkaç arkadaşımızı Afyon’da o dünyaya taşımıştı. Soğuktan hastalanan ona koşardı. Arap Ebe kendi çocuğu gibi arkadaşlarımıza bakardı. Adeta ikinci anne idi.
Emirgân uzaktı. Ama içtiğimiz çay, boğaz havası uzaklığını düşündürmezdi. Deniz mevsimi Kadıköy Süreyya plajında soluk alır, yanardık. Villar vardı. Bakırköy Florya plajına giderdik. Orada soyunma odaları, duşlar vardı. Atamız burada yüzmüş der büyük adamlar gibi ağır olurduk.
Anadolu gibi yaşam vardı. Sonra Bakırköy’de Vita- Sana, Zeytinburnu’nda deri fabrikaları oluştu. Güzelliğini kaybetti. Şimdi apartmanlar minare gibi katlı. Köylerden iş için gelenlerin bile daireleri, apartmanları olmuş.
Bomonti’ye herkes bira içmeye biz ilk filmleri seyre giderdik. Macaristan Bulgaristan’dan dönüşler başladı. Ayaküstü göç eden güzel kadınlar sandviç, simit, gazoz satardı. Sonra Amerika’ya göç ettiler.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti