Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

AZILI İKİLİ: ZAMLAR VE KIŞ

Ülke gündemi değişik vesilelerle değişiyor

olsa da, değişmeyen tek gündem maddesi;

ekonomi ve zamlar…

Son 6 aydır içerisinde bulunduğumuz ekonomik durum “en tabanda en şiddetli şekilde hissederek” can yakıyor. Ekonomik sıkıntının “can yakıcılığı” üst kademelere doğru ilerledikçe de “durum”a göre değişim gösteriyor. Sabit gelirli, ücretli kesimden ilk etapta döviz ve fiyat dalgalanmalarıyla ilgili olarak çok fazla ses yükselmiyordu. O dönemde üreten, istihdam sağlayan, yurtdışıyla bağlantısı olan kesim sıkıntılara dikkat çekmek istiyor, “Gelen gün iyi değil” feryadında bulunuyordu. Sonrasında kadem kademe hemen her alanda döviz ve fiyat dalgalanmasının etkisi hissedilmeye başlandı. Önce gıda, sonra akaryakıt ve son olarak elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki “aşırı” artış ile ekonomik sıkıntıdan etkilenmeyen kesim kalmadı gibi.

Şöyle bir caddelere, sokaklara bakınız; yolda gezen araç sayısı bile azaldı. Evlerde kombiler kısıldı, mümkünse ampülün birisi söküldü. Marketten, manavdan ıvır-zıvır almak yok artık eskisi gibi.

Herkes kendince böyle tedbirler uygulayarak

yeni döneme ayak uydurmaya çalışıyor ama zam furyasına ayak uydurmak şimdilik pek mümkün görülmüyor.

Elektrik zamları henüz faturalara “yarım aylık” olarak yansımışken, eski faturaların en az ikiye katlanmış olması herkesin öncelikli sohbet konusu. Kara kış günlerinde doğalgaz fiyatları, kömürün fiyatı almış başını gitmişken, nereden nasıl tasarruf edilsin ki?

Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Hükümet ve siyasiler “olumlu işaretler” veriyorlar ekonomik sıkıntı ile ilgili olarak. Ama ne yazık ki, bu sinyaller vatandaşa ulaşmıyor. Bu ay

zamlı asgari ücretlerin çalışanların hesaplarına yatmasıyla birlikte sıkıntının bir nebze de olsa azalacağı anlatılmaya çalışılıyor değişik ortamlarda.

Ama kim ne derse desin, kim ne anlatırsa

anlatsın… Bugünkü ortamda hepsi boş…

Spordaki başarılar,turizme yönelik ataklar, yeni yatırım müjdeleri, orada-buradaki seçim çalışmaları… Bunların hepsi“Zamlar ve Kış”ikilisinin

gölgesinde kalıyor vatandaş nezdinde. Günlük hayat “zam ve kış” ikilisinin etkisi altında.

Bu ikili günlük yaşam üzerindeki “ezici” et-

kisini giderek artırıyor.

***

Bir gün meşhur Neyzen Tevfik Saray Mecli-

si’nde ney üflemesi için çağrılıyor. Neyzen sa-

natını icra ederken, hazır bulunan ekabir politikadan konuşur, Neyzen’in sanatıyla pek alakadar olmazlar. Neyzen Baba dinlenmediğini sezince neyini kılıfına koyup usulca ayağa kalkar.

Ekabirin gözlerinde beliren “Nereye”ifadesine karşın şu dörtlüğü okuyuverir:

Sanma ki ciddiyet ile sarfederim sanatımı

Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir

Bezmi meyde sühefanın saza meftun oluşu

Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir”

(bezm-i mey: içki meclisi, süfehâ: zevk ve eğlenceye düşkün kişiler, meftûn: gönül vermiş)

Hasılı kelam; vatandaşın ensesindeki ezici

etkiyi azaltmayacak, dertlere derman olmayacak her söz son günlerde “Bezmi meyde sühefanın saza meftun oluşu / Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir” mertebesindedir.

 

 

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER