Nöbetçi Eczaneler
31 Temmuz 2014 Perşembe 03:00:00 Eskiden “Ramazan” denilince manevi güzelliklerin yanı sıra, bir dizi eğlence de akıllara gelirmiş. Böylece Ramazan’ın kimi zaman bize zor gelen irade nişanı oruç, özellikle çocuklar için daha eğlenceli olurmuş. “Oruç tut, akşama gölge oyununa gideceğiz” diye vadedilen bir ödül, çocukları oruç tutmaya teşvik edermiş.
AKARÇAY “ŞENLİKSİZ” AMA CANLIYDI
Afyonkarahisar’da 2-3 yıldır Ramazan eğlencesi göremiyoruz. Oysa halk dışarıda. Şehirdeki merkezi caddelerin yanı sıra Akarçay bile sahura kadar canlıydı. Afyonkarahisar Belediyesi, Teravih Namazı’ndan sahur vaktine kadar Akarçay’da bir eğlence düzenlese, o aile mekanı olan yer daha da güzelleşecek, bunun yararı da doğrudan Belediye’ye yazılacaktı. Olmadı. Vatandaşlar, yürüdü yürüdü; belki bir çay içti, sonra tekrar yürüdü, yürüdü…
Ramazan eğlencesi düzenlenmemesinin çeşitli sebepleri vardır mutlaka. Bu sebeplerin başında da “zaman” mefhumu gelecektir, kuşkusuz. Evet, protokol üyeleri sohbetten sohbete, iftardan iftara koşturduğu için “zaman”ları olmayabilir; ama vatandaşın Teravih’ten sonra zamanı çoktu. Bu durumu önümüzdeki yıl dikkate almak lâzım.
İFTARIN HESABI, HESAPLI İFTARLAR
“İftar” dedim de… Sahi Ramazan ayı boyunca verilen iftarların tutarı nedir? Kim gerçekten kendi bütçesinden verdi o gösterişli yemekleri? Niyetlinin orucunu açmasını sağlamak, iftar sofrasında bir araya gelmek önemli mutlaka. Şehit aileleri, gaziler ve engelliler dışında, kaç grup, kaç kişi gitti o anlı-şanlı otellere? Benim gördüğüm kadarıyla “protokol protokolü, “zengin zengini” ağırladı iftarlarda. Devlet bütçesini kendi işlerinde kullanmak, İslâm’a uygun bir hareket değil. Bir kez daha hatırlatmak istedim.
STAD DA OLUR, MEYDAN DA
Ramazan ayını idrak ettikten sonra, bayramımızı da kutladık. Ne güzel. Hayalimdeki Ramazan Bayramı kutlamasına yakın bir merasimi AK Parti, Fuar Alanı’nda gerçekleştirdi. Hakkını teslim etmek gerek.
Bununla birlikte, aslolan, Bayram Namazı’nın açık havada, yoğun bir katılımla kılınması değil midir? Bu konuda öncülüğü Afyonkarahisar Belediyesi’nden bekliyorum. Meselâ, Kurban Bayramı’nda Belediye halka duyuru yapsa, ‘Kurban Bayramımızı Atatürk Stadyumu’nda kutluyoruz’ denilse. Stadyum’daki Bayram Namazı’nı da İl Müftüsü Burhan İşliyen kıldırsa… Ortaya çıkacak görüntü ne hoş, ne şairane olur… Hatta ille de Stadyum şart değil. Cumhuriyet Meydanı’nda topluca Bayram Namazı kılamaz mıyız?
Önerim, samimi duygular taşıyor. Hiçbir artniyet, şaka iması, fesatlık yok. Açıkhavada Bayram Namazı kılmayı gönülden hayal ediyorum. Belki hayal, gerçek olur…
ALLAH BAYRAMIMIZI
KABUL ETSİN
Peygamber Efendimiz (SAV), bayramlaşma sırasında “Tekabbelallahu minna ve minküm” dermiş. Yani “Allah sizin ve bizim bayramlarımızı kabul etsin”.
O NE GÜZEL COŞKU
Bakın, Siyer Araştırmaları Merkezi’nin araştırmasına göre Asr-ı Saadet döneminde Bayram Namazı nasıl kılınırmış:
“Allah Resulü bayram namazlarını bayramın coşkusunu ziyadeleştirmek ve o havayı tüm aleme duyurma adına kapalı mescitlerde değil, açık alanlarda kılardı. Bugün Medine’de Mescid-i Gamâme diye bilinen mescidin yeri o gün için açık ve düz bir alandı. Allah Resulü’de tüm Medine ahalisini çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek herkesi bu alanda toplar, semayı inletecek bir coşkuyla, tekbirler ile namazlarını eda eder, hutbelerini irat ederlerdi. Açık havada, büyük bir coşku ve heyecan ile kılınan bayram namazı, sonraki zamanın hepsini müspet yönde etkiler, bayram o günün insanın hayatında hava boşluğu olan bir zaman dilimine dönüşmez; sevinç, coşku, heyecan hatta eğlence ile birlikte yine Allah’ı memnun etme fırsatına dönüşürdü.”
FİŞLENDİK Mİ?
Kadir Gecesi’nden itibaren eş, dost ve akrabalar arasında, sohbetimizin birinci gündem maddesi, Cumhurbaşkanı Adayları’nın gönderdikleri “tebrik” mesajı idi. Birisi, “Erdoğan’dan mesaj aldım” dedi, diğeri “Ekmel Bey, ne kadar nazik” dedi… Kimisine ise iki aday birden mesaj göndermiş.
Her mesaj alan kişi aynı anda kendine sordu: Acaba adımı nereden öğrendiler ki, numaramı nereden buldular ki? Fişlendik mi yoksa?
MESAJLAR, MESAJLAR…
Ramazan Bayramı’nda moda oldu. Art��k herkes birbirine “mesaj” yolluyor. Akıllı cep telefonu olanların hali daha da vahim. “Vatsap” denilen uygulama ile birbirlerinin bayramlarını kutlar oldu gençler…
Tabii “mesaj” sadece “bayramlaşma” ile sınırlı değil. Bayramdan önce AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven’in “Eskişehir Mitingi için otobüslerin doldurulması” minvalindeki mesajı çok tartışıldı. Ulusal gazetelerin internet sitelerine düşen haberi ise şahsımın yaptığını belirtmeliyim.
Ancak…
Benim duyduğum kadarıyla…
Mesaj, ilk kez bir gazeteci tarafından Facebook’ta paylaşılmış. O gazeteciden görüp başka bir gazeteci daha paylaşmış. Oradan sonra da Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz Twitter’da, kendi bakış açısıyla takipçilerini durumu anlatmış.
Sözcü Gazetesi de Yılmaz’la röportaj yaparak “Koltuk korkusu” diye haber yapmış.
Benim böyle bir mesajdan hâlâ haberim yoktu. O gün AK Parti’nin Ulu Camii’den başlattığı Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasını haber yapmak üzere Ulu Cami’ye gittim. Cami’den yürüyerek inen heyette bir tedirginlik hissettim. O sırada, muhabir arkadaşlara sordum. Dediler ki “Facebook’a bakmadın mı, bir mesajı herkes konuşuyor…” “Facebook kullanmıyorum” dedim, ilk cevap olarak. Sonra bir baktım ki, o mesaj…
AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Eskişehir Mitingi’ne katılımın artması için partilileri otobüslere davet ediyor. İktidar partisinin böyle bir çağrı yapması, haber değeri taşıyor. Doğan Haber Ajansı’nı aradım. Oradan aldığım cevap şuydu: “AK Parti ve diğer partilerin görüşünü al. Aksi takdirde haber yapma.”
Ben de AK Parti, CHP ve MHP İl Başkanları’nın görüşlerini alıp habere yazdım.
Aynı hataya CHP ve MHP düşseydi, onların mesajları daha da büyük haber olabilirdi.
Bu mesaj haberinin üzerine bir de “Erdoğan için bağış topluyoruz. Ziraat Bankası’na gelin” mesajından bahsedildi. Onu görsem onu da haber yapardım…
