Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan Tahsin Günek

BELEDİYE BAŞKANI HALİL AĞA ÜMMÎ MİYDİ?

Halil Ağa 1868 yılında Beyyazı (Anbanaz) köyünde doğmuştur. Toprak ve ticaret işleriyle uğraşmış ve çevresinde sayılan ve sevilen biri olmuştur. Milli Mücadeleye önemli katkılar sağlamış, Yunan işgali sırasında Yunan subaylarıyla iyi ilişkiler kurarak onlardan elde ettiği askeri plan ve bilgileri Türk ordusuna aktarmıştır. Milli mücadeleden sonra Cumhuriyet döneminin ilk Afyonkarahisar Belediye Başkanı olarak, 1922 – 1929 tarihleri arasında bu görevde kalmış ve pekçok hizmette bulunmuştur. Ayrıca Halil Ağa, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e gerek savaş esnasında, gerekse savaştan sonra yakın dostluk, arkadaşlık, ev sahipliği yapmıştır.1
Halil Ağanın Belediye Başkanlığı sırasında, Afyonkarahisar’ın gerek milli mücadele zamanlarında ve gerekse sonrasında çok etkin ve önemli vazifeler yapmış olan İkaz gazetesinde hakkında ümmi olduğu yani okur yazarlığının olmadığı, ilgili kanun hükümlerinin açık olmasına rağmen belediye başkanlığına seçildiği hususlarında yazılar yazılmış ve bu hususta gerek Dahiliye vekaletinin ve gerekse de mebusların hepsinin dikkati çekilir. Tartışma ve iddialar sürer gider.
Konu Meclise Taşınıyor!
Konu nihayetinde Ankara’ya kadar ulaşır ve 1925 senesi Şubat ayında TBMM gündemine gelir.2 Meclisin 15.02.1341 (1925) tarihli 56.oturumunda Mersin Mebusu Besim Bey, Afyonkarahisar Belediye Başkanlığına ümmî (okur yazar olmayan) bir zatın seçilmesi hakkında Dahiliye Vekâletine (İçişleri Bakanlığına) cevaplandırılmak üzere bir soru sorar. Bu soruyu Dahiliye Vekili Cemil Bey şifahî olarak cevaplar. Başkan vekili olarak görev yapan Refet Bey görüşmelerde Besim Beyin sorusunu okutur:
Yüce Başkanlık Makamına
Belediye Başkanlığına seçilecek zatın okur yazar olması kanunun açık hükümlerinin gereği olduğu halde Afyonkarahisar Belediye Reisinin Ümmî (okur yazarlığı olmayan) bir zat olduğu adı geçen vilâyette neşredilen İkaz Gazetesinde yazılmakta ve az önce anılan hususta gerek Dahiliye Vekâletinin gerekse muhterem mebusların hepsinin nazarı dikkati celp edilmektedir. Bundan dolayı Muhterem Dahiliye Vekili Beyefendinin aşağıda görüleceği üzere suallere şifahen cevap vermesini rica ederim.
1. Yayınlanan şey doğru mudur? Ve bu konu hakkında bir tahkikat yapılmış mıdır?
2. Doğru ise, kanun hükmünü tatbik ve icraya memur olan Dahiliye Vekâleti buna karşı ne yapmıştır?
Daha sonra Besim Beyin suallerine cevap vermek üzere Tekfurdağı (Tekirdağ) mebusu ve Dahiliye Vekili Cemil Bey söz alarak şunları söyler:
“— Efendiler! Afyonkarahisarında çıkan İkaz Gazetesi Dahiliye Vekâletine de gelmiştir ve gazeteleri gördükten sonra nazarı dikkatimizi celp ederek tahkikat yaptık. Tahkikat neticesinde Belediye Reisi olan zatın, gerçekten lakabı ağa ise de, okuryazar olduğu kanıtlanmış ve seçimin kanuna uygun olduğuda anlaşılmıştır. Bazı aile reisleri vardır ki, kendileri okuyup yazdıkları halde de memleketin eşrafından bulunmaları hasebiyle ağa derler.”
Araya giren Kastamonu mebusu Ahmet Mahir Efendi “Mesela, Malatya mebusu Reşit Ağa gibi…” der. Dahiliye Vekili Cemil Bey devamla “Evet, Reşit Ağa gibi” diyerek onu tasdik eder. Daha sonra soruyu soran Mersin Mebusu Besim Bey söz alarak konuşmasına başlar:
“Muhterem efendiler! Bendeniz ekseriyetle bu kürsüye çıktığım zaman maalesef bir kanunsuzluktan şikâyet ve yüce heyetinizin nazarı dikkatini celbetmek için çıkıyorum. Bundan dolayı cidden üzüntülüyüm. Fakat milletin sorumluluğunu verdiği mukaddes vazifeyi yerine getirmek için bunu seve seve yapıyorum. Geçenlerde sırası gelince Urfa Belediye Reisinin usule aykırı olarak Vali tarafından azledildiğini muhterem Dahiliye Vekiline sormuş ve bu suretle yüce heyetin kıymetli sekiz on dakikasını almıştım. Bugün de yine Afyonkarahisar Belediye Reisinin kanun ve usule aykırı tayin olduğundan dolayı aynı sebeple şu kürsüye çıkmış bulunuyorum. Her ne kadar Vekili Muhterem bu zatın okur yazar olduğunu iddia etmişse de mahallinde çıkan bir gazetenin haftalardan beri gerek yüce Heyetinize hitaben ve gerek Dahiliye Vekili Beyefendiye karşı olan sualine Dahiliye Vekâleti cevap vermemiştir.” Dedikten sonra, bu sefer Ergani mebusu Kazım Vehbi Bey, “İmtihan etmeli, yazı yazdırmalı, şu halde başka çare yok” diye araya girer.
Konuşmasına devam eden Besim Bey; Gazetenin Dahiliye Vekâletinden suali şudur: “Okuyup yazmak bilmeyen Afyonkarahisar Belediye Reisi Halil Ağa hakkında 23 Eylül 12923 tarihli Belediye Kanununa ek 6 Teşrinievvel 13364 (1920) tarihli kanunun ikinci maddesi tatbik edilmeyecek mi?”
Bir de ayrı bir sual var; “Büyük Millet Meclisi azayı kiramına: Belediye Kanununa ek 2 Teşrinievvel 1336 tarihli kanunun ikinci maddesi Karahisar Belediye Reisi hakkında tatbik edilmemektedir. Malûmu âlinizdir ki, yapmış olduğunuz bu kanunun ikinci maddesi Belediye Reislerinin okuryazar olmasını emretmektedir.” Karahisar Belediye Reisi ümmî bir ağadır, katiyen okuyup yazması yoktur. (Kim bunu yazan diye seslenenler üzerine) gazeteci yazıyor ve iddia ediyor, böyle değilse tahkikat yapılıp anlaşılmalıdır. “Gayrı kanunî olan bu seçimi, mevcut kanunun hükümleri meydanda iken Hükümetin tanıması memlekette kanunun hükümlerinin uygulanmadığına bir delil olmaz mı? Gazetemiz bunu haftalardan beri yazmakta Hükümetin ve Dahiliye Vekilinin nazarı dikkatini celbetmektedir. Buna rağmen kimsenin nazarı dikkatini celbetmemiştir. Yazılan şeyleri şahsen ve zarf içinde Dahiliye Vekili Beyefendiye idarehanemiz göndermektedir.”
Bu sırada Antalya Mebusu Rasih Efendi “Reis Bey! Nizamname sarihtir.” Şeklinde ve Kütahya mebusu Ragıp Bey ise “Efendim! Nizamname sarihtir. Suallerde bu kadar ayrıntılı gazete okunmaz. Makamı Riyaset vazifesini yapsın!” diye sözlü müdahalede bulunurlar.
Besim Bey konuşmasına devamla; “Fakat hiç bir taraftan bugüne kadar bu kanunsuzluk hakkında ne bir tasdik ve ne de bir tekzip yoktur, (İkaz) Dahiliye Vekilinden sorduğu suale müspet, menfi bir cevap almadıkça her nüshasında Dahiliye Vekiline sualini tekrar etmeye karar vermiştir. Şimdi son bir sığınılacak yer olmak üzere keyfiyeti sizlerin nazarı dikkatinize arz ediyoruz. Bu ciheti Dahiliye Vekilinden sual mi yapacaksınız, istizah mı edeceksiniz? O sizin bileceğiniz şeydir.
Ey Muhterem Mebuslar! Bilûmum kanunları ve bilhassa kendinizin yaptığınız kanunları tatbik ettirmekliğiniz hem vazifenizdir, hem namus ve vicdan borcunuzdur. Bunu yapıp yapmamak sizlerin şeref ve namusunuza taallûk eden bir meseledir. Bununla beraber bu hususta irade ve ihtiyar sizlerindir. Bu kanunsuzluğa müsamahadan bütün memleket müteessirdir.”
Şimdi Efendim, gazetenin yazdığı ya doğrudur, ya değildir. Eğer hakîkaten bu zat ümmî değilse ve okuyup yazması varsa gazete hakkında zemmi kadih dava etmeli, eğer iddia ettiği gibi ümmî ise, okuyup yazması yoksa bu seçimin keenlemyekûn (yok hükmünde) addedilmesi lâzımdır. Gazete iddia ediyor ki: Ümmîdir.
Kozan mebusu Ali Sahip Bey; Dava etmeye lüzum yoktur.
Denizli mebusu Mazhar Müfit Bey ise; Belediye Reisi biz miyiz? Davayı kendisi yapsın. Şeklinde müdahale ederler.
Sonuçta Halil Ağa’ya yönelik bu girişim, iddia ve tartışmalara bir nokta konulur. Herkesin sevip saydığı, hürmet ettiği bir Belediye başkanı olarak yıllarca halka hizmet etmeye devam eder.
Allah rahmet eylesin.
Dip Notlar
1 Ahmet Tunca, “Halil Ağa”, Kurtuluş Gazetesi, 22 Aralık 2016 https://www.kurtulusgazetesi.com.tr/ yazarlar/ahmet-tunca/halil-aga/601/), erişim: 20 Şubat 2021
2 TBMM Zabıt Ceridesi, 15.2.1341, Devre: II, Cilt:14, İçtima:56, sayfa 5-6
3 Kanun tarihi zabıt ceridesinde sehven 23 Eylül 1292 zikredilmiş olmalıdır. Bahsi geçen kanun 23 Eylül 1293 tarihli Dersaadet ve Vilâyet Belediye Kanunlarıdır.(5 Ekim 1877)
4 Kanun tarihi zabıt ceridesinde sehven 6 Teşrinievvel 1336 zikredilmiş olmalıdır. Bahsi geçen kanun 23 Eylül 1293 tarihli belediye kanununa müzeyyel kanun. 2 Teşrinievvel 1336 ve 18 muharrem 1339.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER