BEN TANRI MIYIM?

Bu soru kişisel bir yorum sonucu ortaya çıkan bir soru değildir. Böyle olmadığını Kur‘an-ı Kerim ayetleriyle (Enbiya-29) inceleyelim:
“Onlardan kim; ‘Muhakkak ki ben, dûniHİ (Allah’ın dışı var sanarak) bir ilahım, (Müstakilen Varım ve Muhtarım)” derse biz onu cehennemle cezalandırırız. Zâlimleri böyle cezalandırırız.” (Enbiya-29)
Şimdi bu ayetin muhattabı olarak, ayetleri kendime okumaya çalışacağım. Allah’tan kendime . Sizde kendi isminizi koyarak okumayı deneyin ve okurken bu ayetlerin sizin için Allah’tan geldiğini unutmayın.
“Onlardan kim; ‘Muhakkak ki ben, dûniHİ (Allah’ın dışı var sanarak) bir ilahım (Müstakilen Varım ve Muhtarım)” derse biz onu cehennemle cezalandırırız Elif. Zâlimleri böyle cezalandırırız Elif” (Enbiya-29)
Cümle sonlarına koyduğum Elif sayesinde hitabın bizzat kendime olduğunu düşünüyorum. Ve Rabbimin her ayetinde beni muhattap olarak aldığını bilmek ayrı bir şükür sebebim oluyor. Bundan sonra sizler de, her ayetin muhattabının kendiniz olduğunun idrakıyla okumak isterseniz bu yolu deneyebilirsiniz.
Demek ki “Ben tanrı mıyım?” diye arastırmak boş iş değilmiş, hatta ahiret hayatımız için bu dünyada yapabileceğimiz işlerin birincisi buymuş. Kendimizde tanrılık iddiası içerisinde bulunduğumuz halleri yakalayıp o hallere ”la ilahe illallah” dememiz gerekiyor.
Aslında bizim ahiret hayatımız için bir tüyo veriyor Rabbimiz. ” Tanrıların (Müstakilen varım ve muhtarım iddiasında bulunanların) yeri cehennemdir. Kulum eğer ki cenneti istiyorsan dunihi bir ilahlık iddiasıyla cennete giremezsin ”diyor.
Nedir dunihi İlah?
Rabbimizin Kur’an-ı Kerim ayetleriyle bize söylediklerini, yine Kur’an-ı Kerim’in kelimeleriyle ,doğru bir idrakla anlamaya gayret gösterelim.
Dunihi: Allah’ın dışı var sanmaktır .
Dunihi ilah ise Allah’ın dışında müstakilen var ve muhtar sandığımız ilahlık hissiyatlarımızdır.
Ben Allah’tan başka bir ilah olduğunu düşünmüyorum zaten deyip bu konuyu görmezden gelmememiz gerekiyor. Çünkü bu hal bizim bu dünyaya geliş formatımızda yüklü. Ahseni takvim üzerine yaratılan kul, Dünya’ya esfel-i safilin hal üzerine gelir.
Peki nedir Ahseni takvim ve Esfel-i safilin?
Yaradılışımızda olan Ahseni takvim hal Allah’ı hakkıyla bilir (tevhid gerçekleri içerisinde) ve bu duruma göre davranır. Ahseni takvimde yaratılan insan Allah’ın dışı olmadığının bilincindedir.
Bu hayattaki başlangıç şartımız ise Esfel-i Safilin hal üzeredir. Esfel-i safilin hal üzerine yaşama başlayan insan kendisini Allah ı hakkıyla tanımayan bir algı içerisinde buldu.” Allah’ın dışı var ” yanlış idrakı ile yaşama başladı.
Ahseni takvim halden esfel-i safiline atıldığı için ”Allah ın dışı var” yanlış idrakı oluşur. Allah’ın dışı varmış algısına biz “Dûnillah algı” diyoruz. Bu algı sonucudur ki insan kendisini müstakil bir varlık olarak algılar. Mesela Allah’a inandığını söyleyen bir kişi bu esfel-i safilin hâl gereği, “Allah var, dışında da kendisi de var.” sanır. Kendini müstakil bir varlık olarak algılar. “Müstakilen Varım ve Muhtarım” der.
“Müstakilen Varım” demek “Mütekebbir’im” demektir.
Hayır!
Yalnızca Allah Müstakilen VARDIR ve Allah Mütekebbir’dir.
Mütekebbir olmak ne demektir?