Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

BİR GÖNÜL HİKÂYESİ – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 8 Ağustos 2014 Cuma 03:00:00
  Eskiden “Soyadı Kanunu” çıkmadan önce afyon şehrin eşrafı sülalesi lakabı ile anılır nüfus az olduğu için herkes birbirini tanırdı. Aminciler, Kerimler (Geneliler- Zekiler ),Ebülkasımlar (Hacı Hakkılar), Hacıaliler, Hacımüezzinler, Hacıkavaslar, Tuzcuavniler, Eğriboyunlar,Dokuzoğlanlar, Uzun Hafızlar… Esnaf ya da Tüccar hele bir de hayır- hasenat sahibi, inanılır, dürüstlüğü ile tanınır. Hayır, işler ( Cami, Çeşme yapar, Ağaç diker, Fakiri, Güçsüzü korur, Talebe yetiştirir…) ise herkes tarafından bilinir, hürmet edilir.
Hacı Zeki ağbeyimiz hayırseverliğiyle tanıdığımız gıda alışverişinde bulunduğumuz Uzunçarşı Esnafından itibarlı bir kişi.
İnsan hayatında sağlığın önemi büyüktür. Sıkıntıya düşen insan, başkasından yardım bekler. Rahatlama hissi duyar. Sırası gelince söylenen, dilimize yerleşmiş deyimler vardır:“İnsan insanın ağısını alır.”,“Derdini söylemeyen derman bulamaz.”, “Damdan düşen yanıma gelsin.”
Aynı dertten muzdarip olan, aynı acıyı çeken, aynı sıkıntıyı duyan insan başkalarının feryadına dayanamaz, kendini sorumlu tutar, dertnak olur, imdada koşar, şifa bulması için elinden geldiği kadar çevresinin yarasına merhem olmaya çalışır.
Belki çoğumuz anne olan kadınlardan; böbrek sancısının doğum yapmaktan daha zor olduğunu işitmişizdir. Söz söylenir, dert dinlenir.
Benim böbrekler de taş yapar.Herkes gibi ben de çare ararım. Bilirsiniz toplumumuzda hala geçerliğini koruyan Halk Hekimliği var. Şu şuna iyi gelir bu buna…Saymaya lüzum yok. Denildi ki Tavuk taş da yer. Ya nasıl eritir? Taşlığıyla. Mantıklı ( Öyle ise tavuğun taşlığı kurutulacak, öğütülecek bu toz belirli aralıklarla ilaç olarak kullanılacak böbrekteki taşı eritecek ) Bundan kolay ne var! Zekiler Tanıdık bizi kırmaz.
Hacı Zeki ağbeyin aynı dertten muztarip olduğunu o zaman öğrendim. Bu bana güven verdi. Allah razı olsun işimiz görüldü tavuk taşlığı tozunu bir müddet kullandım ama yararını göremedim.
Hani insan bazen sıkıntıya düşer, çözemediği problemini başkası çözer. O Tarihte Milli Eğitim Sağlık Kurumuna Karslı Atanur Yıldız adlı bir doktor geldi. Sağolsun, yakınlık gösterdi, yardımcı oldu.
Meğer onda da taş varmış. Bir gün: “-Hocam bu gibi rahatsızlıklarda artık cerrahi müdahale kalktı. Vücuda zarar vermeden böbrekteki taş kırılıyor. Hasta şifa buluyor. Aynı dert bende de vardı. Kırdırdım. Çok şükür kurtuldum” Dedi.
İyi de siz doktorsunuz. Sizin için kolay.
–Hayır, kim olursa olsun mesleği filan önemli değil, herkesin taşı kırılıyor. Hem Doktor da Afyonlu sizin hemşeriniz Doç.Dr. Suat Özgür” Bir sevinç ve merak içinde Ankara Yüksek İhtisas Hastanesine Havale edildim.
Taş kırma ünitesi Hastane dışında Kocatepe Camii yakınında bir yer. Muayenehane oldukça kalabalık giren-çıkan sancıya dayanamayıp yere yatan, koltukta kıvranan insanlar. Kalabalığı süzerken Rahmetli Hacı Zeki ağabeyle göz göze geldik. Hal hatır aldık. Kendinin daha önce gelerek taşını kırdırdığını söyledi. Beni Doktorun yanına götürerek tanıştırdı. Mekânı cennet olsun.
Doktor gereken ilgiyi gösterdi. Daha önce çektirdiğim Filme baktı, taşın büyük olduğunu, dört-beş seansta kırılabileceğini bunun da çok ıstırap vereceğini, ancak taşın bir operasyonla alınabileceğini, önce bir takım tahlillerin yapılacağını ameliyata kendisinin gireceğini söyleyerek güven verdi. Oda ayarlandı. Hastaneye yattım.
Ameliyata hazırlık aşamasında sanki haber almış gibi ziyaretime Kurum Doktoru Atanur Yıldız da geldi. Hemşerisi Servis Hemşirelerine; yakını olduğumu ilgi göstermelerini tembihledi. Genç hemşireler melek gibi Doktor Suat Bey ve Ekibi Hepsinden Allah razı olsun. Ramazan içinde Bir Hafta sürmedi şifa bularak Afyon’a döndüm.
2014 Mevsim İlkbahar. Bir arkadaştan telefon geldi. —Ağabey nerdesin? —Evdeyim – Hazırlan Gecek Kaplıcasına götürcem. Hazırdım: – Gidebiliriz. –Ben seni evden alırım. – Tamam. Banyo aldık. Çıkışta Kaplıca camiinde namazımızı kıldık, Bir şeyler atıştırdık, yola çıktık. Dönüyoruz. Geldiğimiz yol tamirat dolayısıyla kapalı. Mecburen İsmail Köyünden geçmemiz gerekiyordu. Yol üstünde:- KURAN KURSU’na uğrayalım dedik. Tam isabet Bahçesinde hamisi Dikilecek fidanların başında Hacı Zeki ağabeyimizi gördük. Selam verdik.-Hoş geldiniz. –Hayrola ne düşünüyorsun Hacı ağbey ? dedik. – Yahu şuraya diksem çocukların oyun yeri, buraya diksem pek yol üstü kömür kamyonu giriyor gibi teatilerde bulunuyordu. Yardımcı olduk. Müsaade istedik. –Yolcu yolunda gerek –Nereye? dedi. –Çay içirmeden bırakmam. Önüne varsın. Çayını içtik, Biraz muhabbet ettik. Dedim: -Maşallah Salar’daki Fatih Kuran Kursu’na da baktığınızı öğrendim. Çok sevindim.
–Allah hepsinin nasibini veriyor Hocam. Sözü kulağımdan çıkmayan hoş bir sedadır.
Dünya Fani, ölüm ani. Ebedi âleme göçtüğünü Eskişehir’de öğrendim, üzüldüm. Ertesi gün İmaret Camiinde Cenaze Namazına uzaklardan gelen Kur’an Hizmet ehli çok kalabalık bir cemaat iştirak etti. Örnek insandı. Geride hayır ve hasenatı kaldı.
Allah taksiratını affetsin. Sevenlerine ve yakınlarına metanet ve sabır ihsan etsin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER