Nöbetçi Eczaneler
Günlük telaşlar ve olağan işlerimiz içerisinde gündemi olabildiğince içeride ve dışarıda takip etmeye analiz ve yorumları önümüze her düşen olaya savrulmadan geniş çerçevede yorumlamaya görmeye çalışıyoruz.
Asiatimes’tan Jonathan Gorvett;
“Türkiye artık dışarıda güçlü içeride zayıf” diye başlık atmış.
Hayır, öyle değil.
Biz bu oyunu da, mesajı da çok iyi biliyoruz.
Dışarıda durduramayanlar savaşı içeriye taşıdı.
Ortaklarıyla bir şey deniyorlar.
Fakat şunu unutmayın “Hile oyunu kazandırsa da kaderi değiştirmez YENİLECEKSİNİZ bunu hep birlikte göreceksiniz!
PKK/KCK’nın sözde Mahmur sorumlusu etkisiz hale getirildi.
Karayılan; “Durun artık” diye yalvarmaya başlamış.
PKK lider kadrosu tek tek avlanıyor. Sıra ona geldi. O bunu çok iyi biliyor. Ölüm korkusu bu!
Ama ;
Biz Daha Yeni Başladık!
Bunlar olurken Malum partiler ve yancısı yazarlar, yorumcular bunun hakkında üç maymunu oynuyor. Hayırdır öldürülen teröristbaşlarını aileden kayıp mı görüyorsunuz?
Olumlu -olumsuz bir yorum yapın niçin sessizliğe bürünüyorsunuz ?
Bu adımlar atılırken her şey hesaplandı göze alındı. Son zamanlarda yaşananlar İçeriden ve dışarıdan ortak yürütülen aynı karargâhlardan, aynı merkezlerden servis edilen doğrudan Türkiye’yi hedef alan Tarih, coğrafya hesaplaşmasıdır. Böyle bir kavgada, hangi gerekçe ile olursa olsun, Türkiye’yi asla yalnız değildir!
Çünkü bu, geçmişin ve geleceğin kavgası. Çünkü bu, yüzyılların mücadelesi. Çünkü bu, dar siyasi ajandalara sıkıştırılabilecek bir şey değil.
“Çok uluslu cephe”
Bu çokuluslu cephe, içeriden ortaklar buldu: Sermaye ortakları buldu, siyasi ortaklar buldu, Türkiye’nin zayıf alanlarına yatırım yapıp adamlar, çevreler devşirdi, kimlikler üzerinde oynayıp taraftar buldu. Kişisel hınçları ve açgözlülüklerinin esiri olan siyasi figürler buldu. 1. Dünya Savaşı sırasında Yemen’den Kanal’a, Irak’tan S. Arabistan çöllerine kadar coğrafya genelinde harekete geçirdiği çevreleri yeniden harekete geçirdi.
Bu çokuluslu cephe; Batı dünyasını adeta bir Haçlı ittifakı gibi Türkiye’ye karşı hareketlendirdi. Kudüs’ü ele geçirmek ister gibi, Akdeniz’i ele geçirmek gibi, Anadolu’yu yağmalayıp İslâm şehirlerini ele geçirmek gibi bir yağmacı, talancı motivasyonla Türkiye’nin üzerine saldı.
Salgın hastalıklardan çok daha yıkıcı bir zihinsel salgın yayıyorlar. Türkiye’ye ait ne kadar güzellik varsa küçümsüyor, alay ediyor, sulandırıyor, yerine kendi planlarını inşa ediyorlar. Fakat bu kez felek bizden yana ilahi kader bizi çağırıyor!
Kim olursak olalım, yüreğimizde küçücük de olsa vatan sevgisi varsa, millet sevgisi varsa, bu topraklara bağlılık varsa, tarih ve coğrafya biliyorsak, geçmişi hatırlıyor ve geleceğe bakabiliyorsak, bu oyunu bozmalıyız. Ve Bozacağız! Türkiye ve dünyayı iyi okuyun. Son söz olarak bir çok sözden daha çok şey anlatan son bir fotoğraf paylaşmak istiyorum.
Bekleyin geliyoruz…
