Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BİZ O’NDAN RAZIYIZ

“Devlet memurluğunun kaderidir; tayin.”
Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz ile birlikte bir çok il Valisi’nin görev yerlerinde değişiklik içeren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi önceki gece yarısı duyulur duyulmaz gazeteniz Kocatepe de haberi internet sitesi ve sosyal medya uygulamaları aracılığıyla ilk duyuran haber kaynaklarından birisi oldu.
Kararname haberini aldığımızda içimizin gerçekten burulduğunu hissettik.
4 Haziran 2017 tarihinden bu yana Afyonkara-hisar Valiliği görevini layıkıyla yerine getiren Sayın Mustafa Tutulmaz’ın ilimizden ayrılacağını öğrenmek üzdü bizleri gerçek manada.
Devlet adamlığının ciddiyeti ve ağırlığıyla birlikte Devlet’in güler yüzünü, samimiyetini, şefkat elini ve yol göstericiliğini de kişiliğinde buluşturmayı başaran Sayın Mustafa Tutulmaz 3 yıllık görev süresi boyunca bir çok hizmete de imza attı ilimizde.
Afyonkarahisar’ın bir marka olması ve ilimizin sahip olduğu zenginliklerin tanımını başta olmak üzere “Afyonkarahisar” ismine değer katmak için yaptığı çalışmaları tek tek saymak imkansız. Geniş vizyonu ve samimi kişiliğiyle başta Gastronomi şehri ilan edilmemiz olmak üzere tanıtım, eğitim ve yatırım işlerine büyük önem veren Vali Tutulmaz sayesinde Türkiye’de Gaziantep ile Hatay’ın ardından gastronomi alanında 2019 UNESCO “Yaratıcı Şehirler Ağı”na Afyonkarahisar da dâhil oldu. İlimiz için paha biçilmez bir madalyaydı bu.
Çalışmayı seven, vaktinin hemen hemen her bölümünü verimli geçirmeye gayret eden bir kişi olarak tanıtım açısından 3 yılda önemli bir aşama kat ettirdi ilimize Vali Tutulmaz. Ve artık bu çalışmanın meyvelerini de ağır ağır almaya başladık. Bugün birçok il Afyonkarahisar’da yapılan çalışmaları kendi illeri için uyarlamaya başladı. Bu yapılanlar cüzi bütçelerle gerçekleştirildi üstelik.
***
Korona virüs krizi tüm dünyayı etkilemeseydi bu yıl Nisan ayından itibaren neredeyse her gün bir etkinliğe tanık olacaktık Afyonkarahisarlılar olarak. Ne yazık ki Pandemi tedbirleri tüm planları aksattı.
Pandemi sürecinden de çok zarar görmeden çıktı Vali Mustafa Tutulmaz yönetimindeki Afyonkarahisar. Vali Tutulmaz’ın pandemi sürecini yönetmedeki başarısı ve koordinesi Zonguldak Valiliği’ne atanmasında etkili oldu zannımızca. Malumunuz olduğu üzeri Zonguldak ili, pandemi kısıtlamalarının 36 büyükşehir ile birlikte uygulandığı tek ilimizdi. Yani korona tehlikesini en yüksek düzeyde yaşayan illerimizden birisiydi. Valiler Karanamesi ile görevdeki bir çok Vali “Merkez’e çekilirken, Vali Tutulmaz’a Zonguldak gibi kritik bir ilin Valiliği görevi tevdi edildi. Afyonkarahi-sar’da Pandemi sürecini başarıyla yürüten Vali Mustafa Tu-tulmaz Zonguldak’ta da bu başarısını sürdürecektir, eminiz.
Afyonkarahisar’ın en büyük yaralarından birisi olan eğitim alanındaki çalışmalara da büyük hız ve destek verdi Vali Mustafa Tutulmaz. Eğitim alanında bu günlerde ektiği tohumların önümüzdeki yıllarda meyveye duracağını biliyoruz. Diliyor ve umuyoruz ki yeni Valimiz Sayın Gökmen Çiçek de eğitim alanındaki çalışmalara kaldığı yerden devam ettirecektir.
Zira, çok ihtiyacımız var bu alandaki çalışmalara.
“Çalışılmak istenen ve çalışılırken de mutlu olunan” bir Vali olarak zihnimize kazınan Vali Sayın Mustafa Tutulmaz, Frig Vadisinde, Eber Gölü’nde önemli çalışmalar yaptı. Eğitim, sağlık, kültürel alanlar kısacası her alanda ilimizi daha yaşanabilir hale getirmek için büyük çaba gösterdi.
Yazıyı uzatmak, hizmetlerini, Vali Tutulmaz’ın özelliklerini daha da anlatmak mümkün. Sözün özü; biz Afyon-karahisarlılar ondan razıyız, Allah da razı oluverir inşallah.
Yaptığı tüm çalışmalar için Sayın Tutulmaz’a şükranlarımızı sunuyor, Yeni Valimiz Sayın Gökmen Çiçek’e de muvaffakiyetler diliyoruz.
***
Afyonkarahisar’ın yeni Valisi Gökmen Çiçek ile ilgili ilk bilgiler de son derece olumlu. Pek çok zaman olduğu gibi dün de gün boyu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanında olan Gökmen Çiçek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi olan Güneysu ilçesinde önemli çalışmalara imza atmış bir kaymakamlık geçmişi var. Beraber görev yapma imkanı bulan bürokratlar tarafından “Son derece donanımlı, vizyoner bakış açısına sahip, kibar ve çalışkan birisi” olarak değerlendirilen Vali Gökmen Çiçek’in ilimize önemli katkılar sunacağına inanıyoruz.

 

JANDARMA’DAN ÖNEMLİ BİR TOPLUMSAL HİZMET

 

Jandarma Komutanlığı’nın kuruluş yıldönümü 14 Haziran’da tüm Türkiye’de olduğu gibi ilimizde de kutlanacak. Ancak bir farkla. Afyonkarahisar’daki Jandarma’nın kuruluş yıldönümü etkinliklerine “geleneksel okçuluk sporu” etkinlikleri damga vuracağa benziyor.
Bazılarının “Jandarma ile okçuluk ne alaka?” dediğini duyar gibiyiz. Aslına işin aslı öyle değil.
***
Öncelikle geleneksel okçuluk sporunun önemine işaret eden Serdar Kılıç’tan alıntılanan şu tarihi hikayeyi aktarayım:
Sene 1700’lü yılların sonu; Osmanlı İmparator-luğunda Padişah III. Selim’in zamanları, Mahmut Efendi Londra’da sefarette sekreter olarak görev yapıyor.
Mahmut Efendi, işe giderken duvardaki panoda; “Yayına Bileğine Güvenen İngiliz Erkeği, Long Bow’unu (yani 2 metrelik yayını alsın gelsin, kendini er meydanında göstersin” ilanını görüyor. Ata yadigârı yayını yanına alarak müsabakaya müracaat etmek için gidiyor. Müracaat esnasında adamlar bakıyor, Mahmut Efendi ufak tefek, elindeki yayı Long Bow’un yarısı kadar.
“Siz Kimsiniz?” diyorlar. Mahmut Efendi, “Ben Türk’üm.” diyor. Yetkililer “Kusura bakmayın, bu bizim kendi kültürümüze has bir şey olduğu için sizi bu müsabakaya alamayız, özür dileriz” diyorlar.
Mahmut Efendi; durumu gayet olumlu karşılıyor, gidecek artık, arkadan birisi “Siz zaten o küçük, bizimkinin yansı kadar yayla rezil olurdunuz, bir şey yapamazdınız” diyor.
Mahmut Efendi bunu duyunca üzülüp olayı biraz da kişiselleştirerek, durumu üstlerine intikal ettiriyor ve “Bizim yayımıza laf ettiler. Bunu bir şekilde göstermemiz için benim müsabakaya girmem lazım.” Talebini üstlerine iletiyor.
Padişah III. Selim’e kadar durum intikal edince; Sultan Selim, Mahmut Efendi’nin yarışlara katılmasını sağlıyor.
Yarışlar, menzil atış, hareketli atış, koşarak atış olarak 3 kategoride yapılmaktadır. Mahmut Efendi menzil atışına giriyor ve yüz bine (100.000) yakın İngiliz’in izlediği yarışlarda en son atıcı olarak yarışa katılıyor.
Yarışlar esnasında bir İngiliz yarışmacı 1 yıl öncesinin de rekorunu kırarak okunu 217 metreye atıyor ve bu adamın ismi tarihe geçiyor. Sıra Mahmut Efendi’ye geliyor. İnsanlar Mahmut Efendi’nin küçük yayını bir şeye benzetemedikleri için tribünleri yavaş yavaş boşaltıyorlar.
Tribünler boşalırken Mahmut Efendi çilesini eline alıyor, yayını ters büküyor ve kavisli bir şekil aldırıyor, parmağına zikir adı verilen yüzüğünü takarak, sağ taraftan okunu gezleyip, “Ya Hak” diyerek okunu çekiyor ve oku 430 metreye düşüyor. 217 metre nerede, 430 metre nererede? Neredeyse 2 katı mesafe. İnsanlar inanamıyorlar, geliyorlar yanına ve “Siz herhalde Osmanlı’nın en iyi kemankeşisiniz, okçususunuz, bizle dalga geçmek için mi geldiniz” diyorlar.
Mahmut Efendi önünü ilikleyip gayet mütevazi bir şekilde, “Olur mu efendim. Beni bu mesafelerle ok meydanına kemankeş diye almazlar bile.” diyor.
(Resmi olarak ilk okçuluk müsabakası; ok meydanında, Fatih Sultan Mehmet Han döneminde yapılmıştır ve rekor 847 metre ile Tozkoparan İskender’e ait rekordur.)
İngilizler, “Bu yay bir sanat eseri. Bunun sırrı ne” diye sorduklarında Mahmut Efendi alıyor eline yayını ve heyecanlı bir şekilde anlatmaya başlıyor.
“Ben yayımı tuttuğum zaman bana bakan iç tarafı mandanın boynuzundan, size bakan tarafı boğanın arka bacağının Aşil tendonundan yapılır. Orta Kısımda ise akça ağaç vardır” diyor.
***
İşte Mahmut Efendi’nin hikayesi böyle. Okurken sizin de göğsünüz kabardı mı?
Türk Milletinin öz varlıklarından birisi olan Jandarma Teşkilatı’nın kuruluş yıldönümünde, Türk Milleti’nin en önemli geleneksel sporlarından birisi olan okçuluk sporunun etkinliklerine yer veriliyor olması şimdi zihninizde bir anlam kazandı mı?
TCDD Genel Müdürlüğü tarafından Afyonkarahisar Belediyesi’ne devredilen, (eski Yimpaş binası yanında) Atatürk Caddesi üzerindeki tarihi binada okçuluk kulüpleri faaliyet göstermeye başladığında…
Çavuşbaş’tan, Örenbağ’dan, Ataköy’den Afyon-karahisarlı gençler ve çocuklar buralara yay germeye, ok atmaya geldiklerinde…
Afyonkarahisar Belediyesi bünyesinde çalışan ve günümüzde geleneksel Türk yaylarını en güzel şekilde yapabilen ender ustaların varlığı bilindiğinde…
Şu anda geleneksel okçuluk sporu için gerekli olan ok, yay, puta (deriden yapılan hedef), sadak (deriden ok kabı) gibi ürünlerin en güzel yapılabildiği illerden birisinin Afyonkarahisar olduğu herkes tarafından anlaşıldığında…
İlerleyen yıllarda geleneksel okçuluk sporunda Afyonkarahisar’dan dünya şampiyonları çıkmaya başladığında…
Var olan manda varlığı ile okçuluk sporunun gelişimi için Afyonkarahisar’ın neden özel bir önemi olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü Türk yayının ana maddelerinden birisi manda boynuzudur. Manda varlığı Afyon’da değil de Anadolu’nun başka bir köşesinde olsaydı bu tarihi görev o bölgenin de olabilirdi. Ama Türkiye’nin büyük bir manda varlığı ilimizde olduğuna göre, manda yetiştiriciliğinin Afyonkarahisar’ın geçmişinde ve bugününde özel önemi olduğuna göre tarih ve coğrafya Afyonkarahisar’a geleneksel okçuluk sporu ile ilgili böyle bir görev yüklemektedir.
Bu zenginliği de Afyonkarahisar’ın geleneksel okçuluk sporunun merkezlerinden birisi olması için önemlidir.
Öte yandan Türk çocuklarının kendi geleneklerinden, kendi kültüründen beslenmesi için önem arz eden geleneksel okçuluk spora aslında Türk çocuklarının kendisine örnek alabileceği tarihi karakterleri de bünyesinde barındırmaktadır.
Kendi ecdadının gurur verici özelliklerini öğrenen Türk çocukları Örümcek adam, Süpermen ve benzeri yabancı kahramanlardan ziyade kendi kahramanlarını örnek alacaktır.
***
Jandarma Teşkilatı vatandaşımızın içinde, yanında ve yakınında ise geleneksel okçuluk sporuna böylesine bir katkı sunması, yeniden toplumun gündemine bu geleneği getirmesi şimdi zihninizde anlam kazandı mı?
Var olasın yüce Türk Milleti, şanlı Türk Ordusu ve Jandarma Teşkilatı…

 

SULTANDAĞI KİRAZI VE “DESTEKSİZ ATIŞLAR”

 

Sultandağı Belediye Başkanı Mehmet Aldırmaz, Anadolu Ajansı’na verdiği demecinde Sultandağı’nın kiraz üretimi ve ihracatıyla ilgili bilgiler aktarmış. “Geçen yıl Çin’e gönderilen kirazlardan Çinlilerin memnun kaldığını beliyoruz” demiş sayın Başkan…
Merak ettik, bu “memnuniyet” bilgisinin kaynağı kim ki? Çinli şirket mi, Türk şirket mi?
Sayın Başkan Aldırmaz, “Sultandağı’nda bir çok kez Çinli firmaları ağırladıklarını” da eklemiş. Yine merak ettik; Ağırlanan Çinlileri özel firmalar mı davet edip ağırladı, yoksa Sultandağı Belediyesi mi?
Bizim bildiğimize göre Afyon’dan Çin’e kiraz satılacaksa kiraz satışı yapılacak olan bahçelerin Çin ve Türk devleti tarafından kayıtlarının yapılmış olması gerekiyor. Sultandağı’nda ya da Afyonkarahisar’da sisteme kayıtlı kaç kiraz bahçesi var acaba? Yine sisteme kayıtlı olan paketleme tesisi var mı acaba? Yine bildiğimiz kadarıyla Afyonkarahisar’dan Çin’e ihracat yapabilecek vasıfta bir paketleme tesisi ne yazık ki bulunmuyor. Bu durumda Afyon’dan Çin’e kiraz ihracaatı mümkün değil. İhracaatçı firmalar Afyonkarahisar’dan kiraz satın alsa bile bunun Çin’e ihracatını akredite olmuş paketleme tesisinden yapmak mecburiyetinde olduğu için bu ihracat Afyonkarahisar’dan yapılamayacak.
Sultandağı’nın kirazı en güzel kiraz. Afyonkarahisar kirazın ana merkezlerinden birisi de… İş yurt dışına satış meselesine geldiğinde “desteksiz atışlar” komik oluyor. Bizden söylemesi..

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER