Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bolvadin, işgale uğradı mı, uğramadı mı?

Bolvadin, işgale uğradı mı, uğramadı mı?
Bolvadin, işgale uğradı mı, uğramadı mı?

Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinin Yunan işgali görüp görmediği, Bolvadin Kent Konseyi tarafından masaya yatırıldı. Panelde, Yunan askerlerinin ilçeye bir keşif kolu gönderdiği, ancak bayrak çekme, karargah kurma gibi eylemleri gerçekleştirmediği kaydedildi

Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesi, aynı gün hem kurtuluş töreni yaptı, hem de “Kurtuluş gerçekten var mıydı, yok muydu” sorusunun yanıtını aradı. Belediye Sineması’nda, Bolvadin Kent Konseyi tarafından düzenlenen panele Afyon Kocatepe Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Altıntaş, tarihçi Muharrem Bayar, araştırmacı Fevzi Gümüş ile eski milletvekili ve eski Bolvadin Belediye Başkanı Etem Kelekçi katıldı.
İŞGALİN KISTASLARI VAR
24 Eylül 1921’in kurtuluş tarihi olarak belirlendiğini, ancak bunun 1952’den sonra gündeme geldiğini belirten Etem Kelekçi, Bolvadin’in “işgal” sayılabilecek bir hareket görmediğini kaydetti. Kelekçi, “İşgal denilince, karargah kurulacak, devriye gezdirecek, bayrak çekecek. Bu, Yunanlıların birinci ve ikinci gelişlerinde yoktur. Buna ait en ufak bir tespit yoktur. 1952 yılına kadar kurtuluş yok. Şu Çılgın Türkler adındaki kitabın anektodlarında da yok. Biz 1952’den bu yana belirli bir kutlamanın içine zorlanmışız. Bu konuda vilayete yazı yazdık, 1970’te. Bize gelen yazıda vilayetin protokolüni girildiği ve devam edilmesi yazılıyordu. Bizim burada Durayeri olarak görülen yerde, Yunan asker görülüyor. Saatle ifade edilebilecek bir konumda kalıyor Durayeri’nde. Bayrak çekti mi, çekmedi mi? Buna bakacağız. Sadece bir keşif kolu gönderilmiştir” dedi.
“ŞEREF GÜNÜ OLARAK KUTLANMALI”
Tarihçi Muharrem Bayar da Yunanlılar’ın Bolvadin’i işgal etmiş sayılmayacağını vurguladı. Bayar, “Yunanlılar zaman zaman gelmiş şehirden geçmişlerdir. Ama bir işgal söz konusu değildir. Yunanlılar Bolvadin’i 3 defa bombalamıştır. Kırkgöz Köprüsü’ne kadar gelmişler Yakasenek’e kadar gidip geri gitmişlerdir. 23 Eylül’ü 24 Eylül’e bağlayan gece, Yunan askerleri kendiliğinden geçilmiştir. Bolvadin’in kurtuluş şenlikleri 1952 yılında yapılmıştır. 24 Eylül 1952’de bizlere şeker dağıtmışlardı. Madem işgal vardı, 30 yıl boyunca neden kurtuluş kutlanmadı. 24 Eylül, Akşehir’deki gibi işgal görmediğimiz için ‘Şeref Günü’ olarak kutlanmalı ” diye konuştu.
GENELKURMAY BELGELERİNE GÖRE…
Fevzi Gümüş de Genelkurmay kayıtlarından elde ettiği belgelerde Bolvadin’in kurtuluş günü olan 24 Eylül’ün 1921 yılında cereyan ettiğini kaydetti. Gümüş, Sakarya Meydan Muhaberesi’nde mağlup olan Yunan kuvvetlerinin aynı tarihlerde tüm mevzilerinden, yeni bir savunma hattı tesis etmek için kendiliğinden çekildiğini belirtti.
ÇANAKKALE, 1962’DE
KUTLANMAYA BAŞLANDI
AKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Altıntaş ise işgalin resmi belgelerle sabit olduğunun altını çizdi. Altıntaş, “Tarih belgeler ile sabittir, elimizde dönemin askeri yazışmaları ve zabıtları mevcuttur, burada ilçe halkının zarar görmemiş olması bu gerçeği değiştirmez. Hatıratlar bizi zaman zaman yanıltır. Milli Mücadele’de Afyonkarahisar isimli kitapta Yunanlıların yaptıkları zulümler yer alıyor. Genelkurmay arşivlerinden yola çıkarak araştırma yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Kurtuluş’un 1952’den itibaren kutlanmasının ipucu vermeyeceğini aktaran Altıntaş, “Çanakkale Savaşları da 1962’den itibaren kutlanmaya başlandı. Kutlamaların yapılmaması, Çanakkale Savaşı’nın olmadığını göstermez” dedi.
“PROTOKOLE GİRDİYSE DÖNÜŞ ZOR”
Prof. Dr. Şahabettin Yiğitbaşı ise bu panelin kayda geçmesi gerektiğini söyledi. Yiğitbaşı, şöyle devam etti:
“Panelde iki görüş ortaya çıkıyor. İşgal edildiği ve edilmediği. Böyle toplantıların somut neticelerinin olması gerekir. Bu konuşmalar içinde Etem Bey’in söylediği gibi işgal kelimesi çok önemli. Fiilen idare ele geçmemiştir, öyle anlaşılıyor. Ancak protokole girmişiz. Artık bundan dönüş pek kolay olmayacak. İşgal edilmediysek, ‘iyi ki işgal ediymemişiz’ kutlamasının yapılması gerekir. Böyle bir kutlama da ben görmedim. Afyon’da görev yaptığım zaman, arkadaşlarım şaka yapardı bana. Ordu komutanları gelir, sohbet edilirdi. Bizim arkadaşlarımız da ‘Hocam, Bolvadin işgal edildi mi’ diye soruyorlardı. Ben de anlatıyordum.”

MURAT ARISOY

Bolvadin’in kurtuluşu kutlandı

Bolvadin ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıldönümü düzenlenen törenlerle kutlandı

24 Eylül Bolvadin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıldönümü nedeniyle Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtında çelenk töreni düzenlendi. Bolvadin Şehitliği’nde devam eden törende; Saygı atışı yapıldıktan sonra şehitlerin ruhu için dua okundu. Belediye Başkanı Nazmiye Kılçık, kurtuluş günü nedeniyle makamında ziyaretçileri kabul etti.
92 YIL ÖNCE VAROLUŞ MÜCADELESİ VARDI
Kurtuluş Günü kutlama töreninde konuşan Bolvadin Belediye Başkanı Nazmiye Kılçık, Kurtuluş Savaşı’nın, ülke insanlarının acıyla, üzüntüyle, kederle beraber yaşamayı öğrendiği bir savaş olduğunu vurguladı. Yokluklarla, zorluklarla ve kalleşliklerle mücadele edilen günlerde Anadolu’nun yiğit insanlarının onur savaşı verdiklerinden söz eden Kılçık; “Anadolu insanı kendisine kabul ettirilmek istenen esareti tüm dünyanın gözleri önünde ret etmiştir. Üzerinde yaşadığımız bu güzel ilçemiz, Bolvadin’imiz dediğimiz bu topraklarda 92 yıl önce zulüm vardı, haysiyet mücadelesi vardı, var olma yok olma savaşı vardı. Bugün nimetlerinden yararlandığımız, serbestçe yaşadığımız, özgür olmanın sınırsız keyfini taşıdığımız bu topraklar 92 yıl önce Yunan ve Rum postalları ile tehdit altındaydı.” dedi.
“BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN”
Düşman işgali sırasında dökülen gözyaşlarının, dünyada esarete baş kaldıran bir milletin muzafferiyeti için döküldüğünü belirten Kılçık; “Camide imam, dükkânda esnaf, okulda öğrenci, evde ev hanımı cephelerden gelen kötü haberlerle kahroluyorlardı. Yürekler kavrulmakta iken bir yiğit insan, Türk’ün düşmana başkaldırışının komutanı Atatürk ve silah arkadaşları, her türlü oyunu bozan bir iman ve cesaret dalgasıyla Anadolu insanını ayaklandırdı. ‘Bağımsızlık karakterimizdir’ diyen Türk milleti yeryüzünde yaşayan tüm halkların şaşkın takipleri altında, tekbir sesleriyle ve dualarla kurtuluşunu perçinlemeyi başardı. Çağın şartlarına uyum sağlayarak ve asla milliyetimizden ve maneviyatımızdan ödün vermeden, dimdik ayakta durmalı, ilçemizi geleceğe hazırlamalıyız. Kurtuluş Savaşının büyük komutanı Atatürk’e, O’nun mahiyetindeki yiğit askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yüce Allah’ın bir daha acı günler yaşatmaması duasıyla hepinizin Kurtuluş Bayramını kutluyorum.” diye konuştu. (Kocatepe Haber Merkezi)

Kılçık teşekkür etti

Bolvadin Belediye Başkanı Nazmiye Kılçık, Bolvadin Kent Konseyi üyelerine ve panele katılanlara teşekkür etti. Kılçık, şehrin tarihinin araştırılmasından gurur duyduğunu belirterek “Bolvadin’in kurtuluşu veya işgali masaya yatırılacak. Kutlamaların adı ne olursa olsun devam edilmesini istiyoruz. Şanlı Türk Bayrağımızın altında birliğimizin devamından yanayız” dedi.

“3 yumurta bir tavuk, haydi çabuk çabuk”

Panelin soru-cevap kısmında Yunuszade Ahmet Vehbi Efendi’nin torunu Mehmet Ünlü, ailesinden duyduğu hatıraları anlattı. Ünlü, “İster tam işgal olsun, yarım işgal olsun. Ben ninelerimden şunu dinledim: Yunan askeri evlerin önüne gelir, ‘3 yumurta bir tavuk, haydi çabuk çabuk’ derlermiş. Ninelerimizden bunu dinledik. Bolvadin işgal olmuş, bayrakları çekilmiş değil. Böyle bir ilişki olmuştur” diye konuştu.
NEDEN 26 AĞUSTOS SEÇİLDİ?
Ünlü, Büyük Taarruz’un 26 Ağustos’a denk gelmesiyle ilgili de şu bilgiyi verdi: “Bolvadin’i Yunan’ın çekileciğini dedem hisseder. Hüseyin Gömme talebesine ‘Al bu duayı okuyarak Bolvadin’i turlayacaksın’ der. O günkü Yanık Kışla, yani Askerlik Şubesi duanın dışında kalır. Yunan, Afyonkarahisar’a giderken orayı gazyağı döküp yakar. Akşehir’deki bizim Türk Ordusu, Kemalettin Sami Paşa Ağalönü’ne gelir, çadırını kurar. Mustafa Kemal Paşa, Ali İhsan Paşa ve kendisi, dedemin Tahtalı Cami Medresesi’ne gelir. Paşa der ki ‘Hocam, senin İncil hakkında çok bilgili olduğunu duyduk. Bize önemli bir tavsiyen varsa yap. Akşehir’den Yunan’a hücum hazırlığı yapıyoruz.’ Dedem Yunuszade Ahmet Vehbi Efendi de düşünür, ’26 Ağustos’u tavsiye ederim’ der. ‘Çünkü o gün Yunanlıların dini inançları gereği eri de paşası da şarap içerler. Siz de Büyük Taarruz’u o güne denk getirin diye tavsiyede bulunur.”