Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

BU DEVİRDE AKP’Lİ OLMAK ÇOK ZOR

Sanırım bu memlekette en zor şey AKP’li olmak, AKP genel merkezinin daha doğrusu partili Cumhurbaşkanı’nın ardında durmaya çalışmak. Yaşanan çelişkiler tepedekilerin çok umrunda değil ancak AKP’ye gönül verenleri, yöneticileri sıkıntıya sokuyor. Basın önünde, kahvehanedeki sohbet sırasında yapılan eleştirilere cevap vermekte zorlananlar en sonunda “Reis’in bir bildiği vardır” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Neden bahsediyorum?
Mesela,
2011 yılında “Kadına Şiddet Artık ‘İnsan Hakkı İhlali.’ Sözleşme, Türkiye’nin öncülüğünde hazırlandı” diye İstanbul sözleşmesini imzaladığını duyuran AKP Genel Başkanı’nın, bugün İstanbul sözleşmesini tek bir imzayla iptal etmesini savunabilmek hakikaten zor iş. O gün “kadına şiddet AKP ile bitecek, kadın haklarını biz koruruz” diyenler bugün “ama” diye başlayan cümleler kurup, “aile yaşamını korumak zorundayız, eşcinsel evlilikleri artırıyor” gibi hiç de inanmadıkları saçma sapan bahaneler üretmek zorunda kalıyorlar.
Mesela;
14 yıl önce AKP kapatılma davası sırasında “Biz parti kapatmaya karşıyız. Suçun şahsiliğine inanıyoruz” diyenler, bugün HDP kapatma davasını “ama, fakat” diyerek savunmak zorunda kalıyorlar.
Açılım, saçılım sürecinde PKK ile masaya oturan, meydanlarda APO’nun mesajlarını okutanlar, HDP’li milletvekillerini devletin araçlarıyla Kandil’e, İmralı’ya taşıtanları göklere çıkartanlar, bugün HDP kapatılma davasında bunları parti kapatmaya delil olarak savunmak zorunda kalıyorlar.
Mesela;
Bağımsız olması gereken Merkez Bankası Başkanı’nın 20 ayda dördüncü kez değiştirildiğinde, her seferinde gidene “tu kaka” deyip, gelene alkış tutanlar da aynı insanlar değil mi?
4 ay önce Naci Ağbal Merkez Bankası Başkanı olarak atandığında yerlere göklere sığdıramayan, dolar 7 liranın altına indiğinde “piyasalara güven geldi” diyenler, Naci Ağbal gece yarısı görevden alınıp, Türk Lirası hızla değer kaybettiğinde “Ama faizler de bu kadar artırılmaz ki, iş dünyasını düşünmek zorundayız” diyebiliyorlar.
Mesela;
Türk Lirası Dolar ve Euro karşısında tarihin en düşük değerlerine inerken, işsizlik Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırar, enflasyon çift hanelerde dolaşırken, faiz oranlarında dünyanın en yüksek 7. ülkesi durumundayken, bu arkadaşlar ekonomimiz uçuyor demek zorunda kalıyorlar.
AKP Afyonkarahisar İl Başkanı’na, Merkez Bankası’nın başkanını gece yarısı görevden alıp piyasalarda paniği başlatanları savunmak için “Dolar, Batı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yönetemediği için çıkıyor!” gibi hiç inanmadığı cümleler kurdurabiliyor.
Ya da yılda 4 -5 kez kur tahmini yapıp sürekli revize eden, işsizlik ve büyüme oranlarını sürekli revize eden iktidarı savunmak için sayın eski Çevre Bakanımız gibi “hava tahminlerindeki isabet oranımız 90’ların üzerine çıkmıştır” demek zorunda kalırsınız.
Halkın seçtiği proje ile yeniden düzenlenmesinin başlayacağı bir dönemde, Taksim Meydanındaki Koca Gezi Parkının mülkiyetinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınıp (var olup olmadığı bile belli olmayan) Sultan Beyazıt Han Veli Hazretleri Vakfı’na verilmesini açıklamak hiç de kolay değil.
Zor dostum zor. Bu devirde AKP’li olmak çok zor. Allah hepsine sabır versin.
Son Söz; “Allah kimseyi, yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkar edecek kadar da nankör etmesin.” Şems-i Tebrizi

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER