Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 76’ncı İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Grand Derya Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Ali Özkaya, Hatice Özkal, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İl Genel Meclis Başkanı Salih Sel, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven ve partililer katıldı.
HEDEF YÜKSEK, ALLAH KOLAYLIK VERSİN
Afyonkarahisar’da milletin AK Parti’ye teveccühünün görüldüğünün altını çizen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Oyu yüksek olan bir ilde konuşuyorum, kolay değil. Kampanyaya başlarken eşiğiniz çok yüksek, hedefiniz çok yüksek. Onun için Allah kolaylık versin. Nasılsa oylarımız çok diye bu kampanyayı rahat götürürüz diye düşünmeyin. Gece gündüz çalışarak Afyonkarahisar, kendisiyle yarışacak. Bu kampanyada anlatmadığımız, derdini paylaşmadığımız, Türkiye’nin geleceğine dair ufkumuzu paylaşmadığımız hiçbir hemşehrimiz kalmayacak. İnşaAllah 16 Nisan akşamı en yüksek oy alınan illerin başında Afyonkarahisar gelecek. Her seçim sandıkta kazanılır. Sonuçta milletimiz tek tek o oyları sandığa atarak, sandıkta oylar sayılana kadar seçim bitmiş sayılmaz. Çantada keklik olarak düşünmeyin. Bunun için gece gündüz çalışacağız ve bu kampanyayı güzel bir şekilde sonlandıracağız” dedi.
DERDİMİZ KAPIŞMAK, DALAŞMAK DEĞİL
Referadum kampanyasının nasıl yürütüleceğine ilişkin de açıklama yapan Kurtulmuş, “Biz AK Parti olarak bu kampanyayı pozitif bir kampanya olarak yürüteceğiz. Bizim derdimiz kimseyle kapışmak, kimseyle dalaşmak değildir. Bizim derdimiz milletin önünü açmak, milletin istikbale doğru daha hızlı bir şekilde ilerleyebilmesini sağlamaktır. Onun için Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ne olduğunu, mevcut sistemdeki sıkıntıların ne olduğunu anlatacağız” diye konuştu.
REJİM DEĞİŞİKLİĞİ
ADIMI ATILMIYOR
Yapılacak halkoylamasında rejimin değil sistem değişikliğinin gündeme geleceğini hatırlatan Kurtulmuş, “Türkiye’de rejim değişikliği ile ilgili bir adım atılmıyor. Türkiye rejim meselesini geride bırakmıştır. Rejim nerede tartışılır? Her devletin bir numaralı tartışma konusu, egemenliğin kaynağına aittir. Türkiye’de egemenliğin kaynağı kayıtsız şartsız millete aittir, rejimin adı da Cumhuriyet’tir. Türkiye’de demokrasi vardı ama sözde bir demokrasiydi” dedi.
OYUNU TÜRKİYE BOZACAK
Kurtulmuş, Ortadoğu’da ve Türkiye üzerinde oyunlar oynandığını vurguladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye tarih olarak öyle bir yerde ki 72 millet Türkiye’nin üstüne çullanıyor. Ortadoğu’da bir oyun oynanıyor. Bu oyunu iyi okumalısınız. Büyük resmi iyi görmek zorundasınız. 15 Temmuz’da FETÖ neden darbe yaptı? Tek başına FETÖ’yü görürseniz, büyük resmi göremezsiniz. PKK’nın açtığı çukuru sadece Cizre’de çukur açtı olarak görürseniz, büyük resmin bir kısmını görmüş olursunuz. Yılbaşında DAEŞ’in yaptığı katliamın sadece 3 eşkıya tarafından gerçekleştirildiğini düşünürseniz, büyük resmi göremezsiniz. 100 yıl önce niye Türkiye’nin üstüne abandılarsa, şimdi de o nedenle Türkiye’nin üzerine abanıyorlar. Bu oyunu bozacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli ile ekonomide ve siyasette istikrar, etkin bir yönetim ortaya koyma şansını yakalayacağız.”
YENİ TÜRKİYE İÇİN EVET Mİ?
Kurtulmuş, konuşmasını “Yeni ve güçlü Türkiye için evet mi? Büyük Türkiye için evet mi, ekonomik istikrar için evet mi, siyasi istikrar için evet mi, millet devlet kaynaşması için evet mi” sorularını sorarak bitirdi.
>> Murat ARISOY’un Haberi

EMPERYALİZME
DEFOL DİYEN ŞEHİR
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti İl Danışma Meclisi’ndeki konuşmasında Afyonkarahisar’dan övgüyle bahsetti. Kurtulmuş, şöyle dedi:
“Anadolu’da bazı şehirler var ki gelirken huzurla gelirsiniz, giderken buruklukla ayrılırsınız. Afyon, böyle şehirlerimizden biri. Hem maneviyatı çok güçlü bir ilimiz, hem de T��rkiye’nin milli kurtuluş mücadelesinin sembol şehirlerinden birisi. Afyon, Büyük Taarruz’un başladığı bir yer. Emperyalizme ‘dur’ ve ‘defol’ denilmeye başlanan bir yer. Sizleri, emperyalizme karşı bu aziz duyguyu taşıyan bir şehrin mensubu olmaktan dolayı tebrik ediyorum.”

SÖZDE BİR DEMOKRASİ VARDI
Türkiye’de daha önce sözde bir demokrasinin işlediğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de ortada sandıklar olmakla birlikte demokrasi vardı ama sözde demokrasiydi. Demokrasinin hep kayıpları, kısıtları oldu. Darbeler olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı seçimlerine müsaade edilmediği gibi, siyasi partilerin kapatıldığı gibi bir sürü kısıtları oldu. Şimdi biz cumhurbaşkanlığını hükümet modeliyle, egemenliği kayıtsız ve şartsız millete bırakıyor, milletin bu egemenliğini doğrudan doğruya kullanmasının yolunu açıyoruz. Bizim temel gayemiz çatışmanın ve vesayetin önlenmesidir. Türkiye’de hem 61 Anayasası, hem 82 Anayasası maalesef egemen güçler tarafından hazırlanmış ve sistem güçler ayrığı prensibi üzerine değil, güçler çatışması üzerine oturmuştur. Bunun için zaman zaman sistemin içerisinde siyasi aktörler, siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar arasındaki çatışmalar kaçınılmaz olmuş, hatta bu çatışmalar Türkiye’yi darbe ve olağanüstü önlemlere götürmüştür” dedi.

SUNUMDAN BAZI BAŞLIKLAR
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti İl Danışma Meclisi’nde Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili yaklaşık 45 dakikalık sunum yaptı. Kurtulmuş’un dile getirdiği başlıklar şöyle:
“Cumhuriyet döneminde 94 yılda toplam 65 hükümet kurulmuş; 17 ayda bir hükümete tekabül ediyor. Ortalama 3,5 yılda bir genel seçim yapılmıştır. 1970-1980 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam 12 hükümet kurulmuş ve bu hükümetlerin ömrü 10 ay olmuştur.”
“2002’de başa geçen AK Parti hükümetinin, AYM, CB, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve TBMM ile yaşadığı krizleri, çatışmaları ve kapatma davasıyla hükümet etmesinin siyaset dışı yollarla engellenmeye çalışmasını dün gibi hatırlıyoruz.”
“Darbe ve darbe teşebbüsleri, ilgili yıllarda milli geliri yaklaşık yüzde 26 düzeyinde düşürmüş ve Türkiye ekonomisi darbe dönemlerinde ortalama dörtte bir oranında küçülmüştür.”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli’nde koalisyon ihtimali yok. Tek başlı bir hükümet modeli. Yürütme organı hızlı ve esnek karar alır. Devlet ve kurumları muhtelif gruplar tarafından (legal ya da illegal) ele geçirilmeye yönelik bir hedef olmaktan çıkarılıp, doğrudan açık ve demokratik siyasetin, siyasal partilerin ve siyasetle uğraşan sivil toplum kuruluşlarının fonksiyon icra edecekleri bir yapıya dönüşmektedir.”