Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

CENNETE ANCAK MÜSLÜMANLAR GİRER -4

Muharrem Günay 16 Şubat 2011 Çarşamba 02:00:00
  Hadîs Ah-med İbn Hanbel’in Müsned’inde bulunmaktadır. Onun için Hak Teâlâ, Mesih’in dilinden haber vererek onun îsrâiloğullarına «Zira her kim ki Allah’a şirk koşarsa; muhakkak Allah ona cenneti haram eder ve onun varacağı yer ateştir. Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.» buyurmuştur. Onlar için Allah katında ne bir dost, ne bir kurtarıcı, ne de bir yardımcı vardır. «Allah, gerçekten üçün üçüncüsüdür, diyenler andolsun ki; kâfir olmuşlardır.» İbn Ebu Hatim der ki: Bana Ali İbn Hasan… Ebu Sahr’dan bu âyet-i kerîme hakkında şöyle dediğini nakletti: Yahudiler Uzeyr Allah’ın oğludur. Hıristiyanlar da Mesîh Allah’ın oğludur, diyorlardı. Böylece Allah’ı üçün üçüncüsü yapmışlardı. Bu âyetin bu şekilde, yani Yahûdî ve Hıristiyan grupların kastedilmiş olduğu şeklinde yorumlamak gariptir. Doğru olan, bu âyet’in Özellikle Hıristiyanlar hakkında nazil olmasıdır ki, Mücâhid ve başkaları böyle demişlerdir. Ancak bu konuda da ihtilâf vardır. Şöyle ki; bununla baba, oğul ve babadan oğula geçen uknum konusunda onların söyledikleri ekânîm-i selâse kasdedilmiştir. Allah onların söylediklerinden çok yüce, çok münezzehtir. İbn Cerîr ve diğerlerinin söylediklerine göre; Melkiyye, Ya’kûbiyye ve Nes-tûriyyeden her üç taife de, üç uknumu kabul ederlermiş. Ancak aralarında farklı görüşler bulunmaktadır ki, burası bunları açıklama yeri değildir. Hıristiyanlardan her mezheb diğerini tekfir eder, gerçekte hepsi de kâfirdirler. Süddî ve diğerleri derler ki: Bu âyet, hıristiyanların Hz. îsâ’yı ve annesini Allah’la beraber iki ilâh saymaları ve Allah’ı da bu itibârla üçün üçüncüsü kabul etmeleri sebebiyle nazil olmuştur. Süddî der ki: Bu, Allah Teâlâ’nın sûrenin sonunda buyurduğu gibidir : «Hani Allah demişti ki: Ey Meryem oğlu îsâ, insanlara beni ve anneni Allah’tan başka ilâh edinin diye sen mi söyledin?…» Bu görüş daha açıktır. Ancak en iyisini Allah bilir. Halbuki hiçbir tanrı yoktur. Ancak bir tek tanrı vardır. Tanrılar, müteaddid değildir. Eşi ve benzeri bulunmayan bir tek tanrı vardır. O, bütün kâinatın ve diğer varlıkların tanrısıdır. Bilâhere Allah Teâlâ, onları acı bir tehdîd ile tehdîd ederek buyuruyor ki: «Söylediklerinizden vazgeçmezlerse onlardan kâfir olanlara acıklı bir azâb dokunacaktır.» Bu iftira ve yalandan dolayı âhirette azâb ve işkenceler vardır.«Hâlâ Allah’a tevbe edip O’ndan mağfiret dilemezler mi? Halbuki Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir.» Bu da Allah’ın kereminin, lutfunun, cömertliğinin ve yaratıklarına merhametinin ifadesidir. Onlar böyle büyük günâhları işlemişlerken, böylesine yalan ve iftiralar atfetmişlerken, yine de Allah onları tevbe ve mağfirete çağırıyor. Onlardan her kim tevbe ederse Allah onların tevbesini kabul eder. Meryem oğlu Mesîh, peygamberden başka bir şey değildir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. O da geçmiş peygamberler gibi bir peygamberdir. Ve Allah’ın kulu; şerefli elçilerinden bir elçidir. Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi «O ancak bizim kendisine nimet ihsan ettiğimiz ve İsrâiloğullarına bir örnek kıldığımız kulumuzdur.» (Zuhruf, 59).«Annesi de dosdoğru bir kadındır.» O da inanmış sâdık bir hanimefendi idi. Bu onun için makamların en üstünüydü. Bu da gösteriyor ki;Hz. Meryem bir peygamber değildi. Nitekim İbn Hazm ve diğerleri; Sârâ’nın, Musa’nın annesinin ve İsa’nın annesinin melekler tarafından kendileri-ne hitap edilmesi nedeniyle peygamber olduğu görüsünün doğru olmadığım ifâde eder. Onlara Allah hitâb ederek şöyle buyuruyor: «Musa’nın annesine de; onu emzir diye vahyettik…» (Kasas, 7). Vahiy nübüvvet manasınadır, diyorlar. Halbuki cumhurun kanâatına göre; Allah bütün peygamberleri erkeklerden göndermiştir. Nitekim bu hususta Allah Teâlâ, şöyle buyurur : «Senden önce de hep kendilerine vahiy gönderdiğimiz kasaba halkından erkeklere risâlet vermiştik.» (Yûsuf, 109). Şeyh Ebu’l-Hasan el-Eş’arî merhum bu konuda icmâ’ bulunduğunu zikreder.«İkisi de yemek yerlerdi.» Yani her ikisi de yemek yeme ve gıda almaya muhtaçtılar. Sonra yediklerini dışarı atıyorlardı. Her ikisi de, diğer insanlar gibi iki kuldular. Câhil Hıristiyan fırkalarının iddia ettikleri gibi, ilâh değildiler. Allah’ın ardı arkası kesilmez la’neti kıyamet gününe kadar onların üzerine olsun.«Onlara âyetleri nasıl açıkladığımıza bak.» Nasıl açıklıyor ve ortaya koyuyoruz. «Sonra da bak ki; nasıl yüz çeviriyorlar?» Bunca açıklama ve aydınlanmadan sonra, bak onlar nereye gidiyorlar? Hangi söze sarılıyorlar? Hangi sapık yola yollanıyorlar? (İbni Kesir tefsirinden alınmıştır)
“Ey Ehli kitap! Dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu İsa Mesih ancak Allah’ın Resûlü ve Meryem’e ulaştırdığı “ol” kelimesi(nin eseri) ve (Cebrail ile ) O’ndan (gönderilmiş) bir ruhtur. Allah’a ve Resûllerine inanın, (Allah) “üçtür” demeyin, kendi faydanıza olarak buna son verin. Allah bir tek ilahtır. O çocuğu olmaktan tamamen uzaktır (münezzehtir.) O’nun şanı (Nisa/171) (Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER