Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CEZAEVİ

Afyonkarahisar’ın kent yapısı önemli bir değişim sürecinden geçiyor.
Bu süreç Kent Meydanı düzenlemesi, Stadyum ve Müze alanına TOKİ projeleri, Hamidiye’deki eski Köy Hizmetleri’ne Kız Meslek Lisesi kampusü yapılması, Karayolları arazisine Pazar yeri, Yeni Polis Meslek Yüksek Okulu’nun OSB karşısında yapımına başlanması, İzmir yolu üzerindeki Spor Kompleksi, Akarçay’ın düzenlenmesi projesi, Kent Ormanı gibi projelerle son günlerde zirveye ulaştı.
Bugünlerin taze haberi ise Cezaevi’nin taşınacağı söylentisi… Afyonkarahisar-Konya karayolunun şehir çıkışında sağ tarafta kalan, Havaalanı’nın karşısına düşen meşhur Karaaslan Çayırı’nın bir bölümünün Adalet Bakanlığı’na tahsis edildiği haberleri yeni yeni yayılmaya başlandı. Araziyi alan kurum Adalet Bakanlığı olunca “Şehir içinde kalan Cezaevi buraya taşınacak” söylentileri başladı. Karaaslan ve civarındaki köylerde “Duydun mu, cezaevi bizim köye geliyor” haberleri kulaktan kulağa yayılıyor.
Bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda başta milletvekili Sait Açba olmak üzere pek çok siyasi Cezaevi’nin şehir içinde kalmasının sıkıntı yarattığına işaret ediyorlar, taşınmasının yerinde olacağını belirtiyorlardı. Cezaevi’nden boşalacak alanda TOKİ’nin çalışma yapmasının uygun olacağı dillendiriliyordu. Şimdilik resmi ağızlardan bu yönde bir açıklama yok.. Ancak o zaman söylenenlerle bugünkü taze haberler üst üste konunca, Cezaevi’nin yeri konusu önümüzdeki günlerde epey tartışılacak gibi görünüyor.
İLAN
Bir büyüğümüz “Gazete’ye ilan vermek istiyorum” dedi. “Hay hay, tabi” dedik. Elindeki metni gösterdi, “Oku bakalım” dedi. Okuduk, “İşiniz zor ama, biz yine de yayınlayalım” dedik. İşte ilan metni:
ACELE ARANIYOR…
• “Günaydın” demenin borç para vermek olmadığını,
• “Lütfen” demenin utanılacak bir şey olmadığını,
• “Özür dilerim” demenin küçültücü olmadığını,
• Paylaşmanın kendini azaltmak olmadığını,
• Yüz yüze konuşmanın, arkadan konuşmaktan daha etkili olduğunu,
• Yönetici olmanın emir vermek olmadığını,
• Görevle ilgili amirden talimat almanın aşağılanmak olmadığını,
• Astları ile aynı asansöre binmenin asansörü düşürmeyeceğini,
• Saygının el pençe divan durmak olmadığını,
• Sevginin hep övücü şeyler söylemek olmadığını,
• Gülmenin laubalilik olmadığını,
• Saygı duyulacak ve duyulmayacak iş diye bir ayrımın olmadığını,
• Yöneticiye duymak istediğini söylemenin iyilik olmadığını,
• Eğitimin dinlenme olmadığını,
• Yabancı sözcükler kullanmanın insanı kültürlü yapmayacağını,
• Öztürkçe sözcükleri tercih etmenin basitlik olmadığını,
• İletişim kurmanın yalnızca konuşmak olmadığını,
• Türkü , sanat müziği dinlemenin eskicilik olmadığını,
• Bakkaldan alışveriş yapmanın çağdışılık olmadığını,
• Türk düşmanlarına destek çıkmanın çağdaşlık olmadığını,
• Yerli malı ürünler giymenin ayıp olmadığını,
• İthal ürünler kullanmanın marifet olmadığını,
• Yaşamda sevinçler kadar hüzünlerin de olduğunu,
• Mutluluk maskelerinin satılmadığını bilen
• Kendisi ve tüm dünya ile barışık,
• Ülkesini seven, bunu göğsünü gererek söylemekten çekinmeyen,
• Ulusal değerlerine saygılı,
• Ve bunları tüm çevresine anlatıp aşılayacak,
KİŞİLER ARANMAKTADIR”
Müracaatlar mı? Bu özellikleri bulanlar birbirlerine haber versinler ki, insanların morali yerine gelsin. Yoksa başka gayemiz yok…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER