Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çığ sırasında yüzün etrafında hava kesesi oluşturulmalı

Bu haberin fotoğrafı yok
Çığ sırasında yüzün etrafında hava kesesi oluşturulmalı

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Afyonkarahisar’daki basın mensuplarına çığ durumuyla karşı karşıya kalındığında ne yapılması gerektiğine ilişkin eğitim verdi. Eğitimde konuşan Dağ ve Çığ Arama ve Kurtarma Ekibi üyelerinden Arama ve Kurtarma Teknisyeni Hasan Açıkalın, çığ olayının normal bir doğa olayı olduğunu, ancak insana zarar verdiği zaman afet hâline geldiğini belirtti. Açıkalın, çığa maruz kalanların yüzme hareketi yapmaları gerektiğini vurguladı. Açıkalın, çığ tehlikesi ile karşılaşanların, kendilerine nefes almaları için bir hava kesesi oluşturmalarının da hayatta kalmak için etkili olacağını bildirdi

İlki 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla verilen, Afyonkarahisar’daki basın mensuplarına afet eğitiminin ikinci konusu çığ oldu. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde gerçekleştiri-len eğitimde konuşan Dağ ve Çığ Arama ve Kurtarma Ekibi üyelerinden Arama ve Kurtarma Teknisyeni Hasan Açıkalın, çığın normal bir doğa olayı olduğunu, ancak insanlara zarar verdiği zaman afet olarak nitelendiğini kaydetti.
Açıkalın, çığ ile ilgili ne yapılması gerektiğini anlatırken “Bu alanlardan geçerken kar üstü araçlar kullanılmamalı, geçiş esnasında grup üyeleri birbirlerinin üst taraflarından geçmemeli, geçiş mümkün olan en düşük açıyla yapılmalı (zig zag yapılmamalı), geçiş çığ patikasının en dar bölgesinden yapılmalı, riskli bölgeden tek tek ve aynı hat (aynı iz) üzerinden yürümeli, bir kişinin o bölgeden geçişi bittikten sonra, diğer kişi geçişe başlamalı, geçiş esnasında gürültü yapılmayarak, kardan gelen seslere dikkat edilmeli (çökme, oturma sesi), çığ olması durumunda kaçış için güzergah belirlenmeli” dedi.
Tehlikeli alanlarda
dikkatli davranılmalı
Çığ tehlikesi olan yerlerden geçen kişilerin son derece dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Açıkalın, “Çığ patikası çok büyük değilse, geçen kişi ile kalanlar arasında bir ip ile güvenlik bağlantısı da yapılabilir. Mümkün olduğunca kar örtüsünün sığ ve kırılgan değil, derin olan bölgesinden geçilmeli. Çığın kopma anında, insanın etrafında; kişiyi saran bir çökme, oturma veya kırılma sesi oluşur. Diğer insanlar, ses, ışık, kornayla uyarılmalıdır” diye konuştu.
Çığın oluşumunun kısa sürede gerçekleştiğini hatırlatan Açıkalın, şöyle devam etti: “1-2. saniyeler arasında, kar tabakaları hareket etmeye başlar, sanki biri insanın altından halıyı çekiyormuş gibi bir durum içine düşülür ve denge kaybedilerek düşülür. Tabakalar parçalanarak bloklara ayrılır. Tabaka yaklaşık 2 sn içinde hızlanır ve hızı 15 km/saate kadar çıkar. Çığdan kaçmak için tam sırasıdır. Çığın daha yavaş ve akış yüksekliğinin daha az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışmak, 2-5. sn arası, çığın hızı 40 km/sn’ye kadar çıkar. Kar blokları çok şiddetli bir şekilde yuvarlanmaya, düşmeye başlar. Kişinin bir kaya veya ağaç gibi bir sabit cisme tutunması için son fırsattır. 5-10. sn arası, çığ, art��k 70-130 km/saat’lik bir hıza ulaşmış durumdadır. Kişi, hangi tarafın yüzey olduğu bilemeyecek kadar çılgınca bir hızda sürüklenme içindedir. Her nefes alış da kar ve hava karışımından oluşan bir buz katmanı ile boğazın tıkandığı hissedilir. Nefes almak giderek zorlaşacak. Şapka, eldiven, gözlük gibi giysiler kaybedilecektir. Akış esnasında kişiye çarpan ağaç ve kaya parçaları ile ciddi bir şekilde yaralanabilme söz konusudur. Bu esnada yapılması gereken tek şey, kişinin yüzeyde kalmasını sağlayabilecek tek hareket olan yoğun bir şekilde yüzme hareketi yapmaktır.”
İkinci saatten sonra
hayatta kalmak zor
Açıkalın, çığa maruz kalan kişinin hayatta ka-labilmek için bazı hareketleri yapması gerektiğini vurgulayarak “10-15’inci saniye arası, çığ nihayet yavaşlamaya başlar. Ancak bu anda da hızlı bir şekilde yüzme hareketi yapmaya devam edilmeli ve aynı zamanda yüzün etrafında bir hava kesesi (boşluğu) oluşturmaya çalışılmalıdır” dedi.
Dağ ve Çığ Arama ve Kurtarma Ekibi üyelerinden Arama ve Kurtarma Teknisyeni Hasan Açıkalın, çığın meydana gelmesinden sonraki evreleri de şöyle açıkladı:
“4’üncü dakikada, kişi, karın içinde ağzının etrafında sürekli nefes alıp vermeyle oluşan karbondioksiti solumaya başlar. Bu durum, kişide şuur kaybına neden olmaya başlayacaktır. 15’inci dakikada, bu anda kazazede şuurunu kaybetmiş ve bazen de beyin hasarı oluşmuş durumdadır, Ancak hâlâ hayattadır. 25’inci dakikada, tamamen gömülü durumdaki kazazedelerin yaklaşık yüzde 50’si hayatını kaybeder. 35’inci dakikada tamamen gömülü durumdaki kazazedelerin yaklaşık yüzde 70’si hayatını kaybeder, bu dakikadan sonra sağ olarak kurtulabilenler ise, yeterli büyüklükte hava kesesi oluşturabilmiş olanlardır. 90’ncı dakikada kazazedelerin yüzde 80’i ölür. 130’uncu dakika, kazazedelerin yaklaşık yüzde 95’i ölür. Bu andan sonra kurtulanlar ise, hava kesesinden ziyade yüzeye çıkan hava kanallarına sahip olanlardır.”

Afyon Kalesi’nde mahsur kalan vatandaş vesile oldu

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdür Vekili Kemalettin Güngör, Dağ ve Çığ Kurtarma Ekibi’nin 2002’de kurulduğunu, o tarihten bu yana başarılı görevlere imza attığını bildirdi

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdür Vekili Kemalettin Güngör, Dağ ve Çığ Kurtarma Ekibi’nin faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Güngör, Afyonkarahisar Kalesi’nde meydana gelen bir vakadan sonra böyle bir ekip kurulduğuna işaret ederek “2002 yılı Eylül ayında Afyon kalesinde mahsur kalan vatandaşımızın kurtarılmasına yönelik çalışma için çağırılmamızı müteakip, Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü bünyesinde, dağcılık ekibinin oluşturulmasının gerekliliği ortaya çıkmış ve 2002 yılı eylül ayında 10 kişiden oluşan dağcılık ve çığ ekibi kurulmuştur. Ekibin kurulmasından sonra gerekli şahsi malzemeler alınmış ve 24 Eylül 2002-1 Ocak 2004 tarihleri arasında 8 haftalık ‘Temel Dağcılık, Tırmanış, Yaz Arama Kurtarma, Kış Arama Kurtarma, Çığda Arama Kurtarma’ eğitimlerini almıştır” dedi.
Personel sayısı 20’ye çıktı
Dağ ve Çığ Kurtarma ekibinin birçok görevde başarılı olduğuna dikkat çeken Güngör, “Ekibimiz, 2003 yılında Niğde Aladağlar da bir haftalık ileri kaya eğitimi, 2004 yılında, Kayseri Erciyes’te bir haftalık ileri kar-buz eğitimi, 2004 Erzurum Palandöken’de bir haftalık çığda arama ve kurtarma eğitimi, 2004 Eğirdir Dağ ve Komando Okulunda tırmanma ve iniş eğitimlerini alarak göreve hazır hale gelmiştir. 2004 yılı ağustos ayında; 1999 Marmara Depreminde ölenlerin anısına düzenlenen Ağrı Dağı tırmanışına katılmıştır. Ekibimiz düzenli olarak eğitim ve tatbikatlarına devam etmektedir. Ekibimiz ağırlıklı olarak doğada kayıp arama görevlerine katıldığı için personel sayısı 20 kişiye çıkarılmış, ekibe yeni katılan personelin eğitimleri tecrübeli ekip personelince verilmektedir” ifadelerini kullandı.
Güngör, ekibin son olarak Şuhut’a bağlı Bademli Köyü kırsalındaki besihanede mahsur kalan şeker hastası Kadir Kuzu’nun kurtarılarak sağlık ekiplerine teslim edilmesi görevini yerine getirdiğini bildirdi.

En büyük konteyner kenti Afyon AFAD yönetiyor

İl Afet ve Acil Durum Müdür Vekili Hüseyin Sarıkaya, AFAD’ın Ocak ayında eğitim, tarfik kazası kurtarma çalışması ile karda mahsur kalan bir vatandaşın kurtarma çalışması gibi faaliyetlere katıldığını belirtti. Sarıkaya, Afyonkarahisar AFAD ekibinin, Van’daki en büyük konteyner kentinin yönetimini üstlendiğini kaydetti

İl Afet ve Acil Durum Müdür Vekili Hüseyin Sarıkaya, 2012’nin Ocak ayının AFAD İl Müdürlüğü için başarılı geçtiğini belirtti. İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Buldan’ın Van’daki depremzedelerin yarasını sarmak için 5 kişilik bir ekiple Van’da olduğunu hatırlatan Sarıkaya, “İl Afet ve Acil Durum Müdürümüz Mehmet Buldan ve beraberindeki 5 kişilik ekip, 1121 konteyner kapasitesiyle Van’ın en büyük konteyner kenti olarak hizmet vermeye başlayan Hüsrevpaşa kontey-ner kentinin yönetimini üstlenmiş olup, faaliyetleriyle ilgili yeni bilgiler geldiğinde kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilecektir. Depremden sonra ilimize dönemler halinde toplam 361 afetzede vatandaşımız gelmiş, bunlardan 86 kişi peyderpey Van’a dönmüş, 275 vatandaşımız da halen ilimiz ve ilçelerimizdeki sosyal tesis ve misa-firhanelerde kalmaya devam etmektedirler. Van’a dönen vatandaşlarımızın bir kısmı hak sahipliği faaliyetleri kapsamında yıkılan konut ve işyerleri ile ilgili işleri takip etmek için bir kısmı ise kurulan konteyner kentlere yerleşmek üzere ilimizden ayrılmışlardır” dedi.
Trafik kazalarına müdahale edildi
Ocak ayı içinde kurtarma çalışmalarında da etkin biçimde görev aldıklarını vurgulayan Sarıkaya, “Nöbet ekiplerimizce müdahale edilen 5 trafik kazasında 2 vatandaşımız ölü, 6 vatandaşımız yaralı olarak sıkıştıkları alanlardan çıkartılmışlardır. Trafik kazalarına müdahale etme durumumuz diğer ekiplerin talebi halinde sıkışmalı kazalara yönelik olarak olmaktadır. 23 Ocak gecesi Şuhut İlçesi Bademli Köyü kırsalında rahatsızlanarak mahsur kalan vatandaşımızın kurtarılmasına yönelik çalışmamız sizlerin aracılığıyla tüm kamu oyuyla paylaşılmış, ulusal ve yerel haber kanallarıyla, yazılı görsel medyada yer almıştır” diye konuştu.
Birçok eğitim verildi
AFAD İl Müdür Vekili Hüseyin Sarıkaya, eğitimlere de dikkat çekti ve şöyle devam etti: “9 Ocak 2012 tarihleri arasında 8 okula eğitim verilmiş, daha önceden planlanmasına rağmen hava muhalefeti ve kar tatillerinden dolayı 12 okulun eğitimi yapılamadığından, bu eğitimler Şubat ve Mart aylarındaki boşluklara göre yeniden tarihlendirilerek, uygulanacaktır. Yine bu dönemde CEKUT’a (Cezaevi Arama ve Kurtarma Ekibi) eğitim verilmiştir.”

Paletli araç yok

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdür Vekili Kemalettin Güngör, Dağ ve Çığ Kurtarma Ekibi’nin çalışmaları için kullanacağı bir paletli aracın olmadığını söyledi. Güngör, “Paletli araç yok. Almaya uğraşıyoruz. Valiliğimizin de bu konuda bize destekleri var. Araçlarımızla gidebildiğimiz yerlere gidebiliyoruz. Paletli ambulansın bile gidemeyeceği yerler oluyor” dedi.

Basın mensupları riskli bir görev
yapıyor

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün basın mensuplarına yönelik eğitiminin sunumunu Eğitim ve Halkla İlişkiler Birim Amiri Fatih Müftüoğlu verdi. Müftüoğlu, habere giden aktif basın mensuplarının, AFAD personeliyle aynı riski taşıdığına dikkat çekti. Müftüoğlu, “Kazada, herhangi bir afet durumunda AFAD personeli de basın mensupları da görevlerini yerine getirmeye çalışıyor. Ancak basın mensuplarının kendi can güvenliklerini korumalarının da önemli olduğunu düşündüğümüz için eğitimlerle de bir araya gelmek istiyoruz” şeklinde konuştu. (Kocatepe)