ÇÜRÜK ELMALAR

“Çürük elma” tabiri bizde çok yaygındır. Çünkü herkes bunlardan dertlidir, ama her zaman da bunlar olmuştur. Bir çürük elma kasadaki bütün elmaları çürütür. Ancak çürük elmaları temizleme işi göründüğü kadar kolay değildir.
Çok olduğundan temizliği de zor, üremeleri çoktur. Sosyal hayatımızda bunlar en çok dernek, vakıf, partilere sızmayı çok severler. Geçmişte malum cemaatlerin olduğu gibi. Şimdi de durum pek farklı değil.
Bu çürük elmalar ne edip edip birbirlerini bulurlar. Girdikleri yerde usul usul teşkilatlanırlar. Kendilerini de kamufle ederler. Destekçileri de pek çoktur. Çünkü bu çürüklerin üç tanesinin sesi üçyüz kişi kadar çıkar. Dik duruşları yoktur. Yalabıklığı severler. Kanuni’nin dediği gibi; “ Öyle insanlar vardır, ellerinde yetki yokken mazlum görünürler, yetki verildiğinde nemrut kesilirler.” Etrafınıza baktığınızda özellikle seçilmişlerde böylesi çoktur.
Adam kendisini hiç ummadığı bir makama getiren birisi aleyhinde on beş gün sonra yüksek makamlara dosya götürüyor. Sonra da görevden alınıyor, artık toz, duman!
Başka birisi bir başka partiye gidiyor bir göreve aday olmak istiyor, oradan ışık bulamayınca geri geliyor birilerinin icazeti ile (ve bir sürü hatırlatmalara rağmen!) o günün duygusal yetkilileri tarafından seçileceği garanti olan ön sıradan aday ediliyor, sonra da görevini yapmadığı gibi kanından olan aile fertleri gidip başka bir partide yetkili bir görev kapıyor.
Yine partinin kapısından hiç girmemiş, hiç bir proğramına katılmamış, oy potansiyeli de hiç olmayan, aday edildiği partiyle alakası da olmayan birisi sırf ekonomisi güçlü diye seçtiriliyor, hala hiç gören yok!
Yine bir başka birisi karıştırıp gidiyor, başka bir partide adaylıkları ve yoklamaları oluyor, sonra getirilip çok yetkili bir görev veriliyor, tekrar karıştıracağı fırsatı kolluyor.
Daha neler, neler? Bilesiniz ki çürükleri temizlemeden düzgün elmaları kasaya koyamazsınız!