Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

DİNİ VE MİLLİ TARİHİMİZDEN ADALET ÖRNEKLERİ

Adaletin gerek milli tarihimiz gerekse dini tarihimiz boyunca hâkim olduğu dönemler yaşanmıştır. Başta Peygamberler ve onların yolunu izleyen pek çok adil hakanlar, hükümdarlar ve halifeler yaşadıkları dönemlerde ferdî ve içtimaî hayatta huzur ve güven temin etmişlerdir. Her konuda olduğu gibi adaletin uygulanmasında da Peygamber Efendimiz örnek olmuştur.
Peygamberimiz döneminde, Mahzumoğulları kabilesine mensup soylu bir kadın hırsızlık yapmış ve suçu sabit olmuş, elinin kesilmesine karar verilmişti. Kadının kabilesinden olan bazı kişiler, kadının elinin kesilmemesi için Peygamberimize müracaat etmeye karar verirler. Ancak doğrudan ona bir şey söylemeye cesaret edemedikleri için, Peygamberimizin çok sevdiği, oğlu gibi gördüğü evlatlığı Zeyd b. Sabit’in oğlu Üsame’yi yani torununu araya koyarlar. Sevgilinin sevgilisi ünvanına sahip olan Hz. Üsame, durumu peygamberimize arz eder. Olay karşısında Peygamberimizin tavrı çok sert ve nettir:
Sen kötülükleri önlemek üzere Allah’ın koymuş olduğu cezalardan bir cezanın affı hakkında mı benimle konuşuyorsun?
Sizden önceki insanları helak eden, ancak, onların içlerinden şerefli ve soylu birisi hırsızlık ettiği zaman onu cezasız bırakmaları, içlerinden fakir ve zayıf biri hırsızlık edince de onun hakkında ceza uygulamaları idi.
Vallahi hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim!
Sonra da emretti, o kadının eli kesildi ve kadın güzelce tövbe etti.
Adalet konusundada peygamber efendimizden sonra akla gelen ilk örnekler Hazreti Ömer ve Nuşirevan’dır. Devletlerden de adalet denince akla ilk defa Selçuklular ve Osmanlılar gelir. Yine İslam öncesi dönemlerde kurulmuş olan Türk devletlerinden Hun-Göktürk ve Uygur devletleri adalet ve hakkaniyet bakımından tarihte eşine benzerine az rastlanan devletlerdendir. Bütün dünya tarihinde Hazreti Ömer’in adaleti dillere destan olmuştur. Nuşirevan’ın adaleti sayesinde İran Devleti geniş bir imparatorluk haline gelmişti. Gerek Selçuklular ve gerekse Osmanlılar çok farklı dinlere mensup, ayrı dilleri konuşan toplumları aynı bayrak altında beraber ve huzur içinde yaşatmışlar, ferdi ve içtimai adaleti sağlamışlardır. Selçuklu ve Osmanlıları o yüksek seviyeye çıkaran ve itibar sahibi yapan adalet, insanlara hürmet, ahde vefa gibi birçok meziyetleri vardı. Ancak bunların başında adalet gelir. Bu vasıflar sayesindedir ki, Osmanlılar altı asır boyunca dünyaya hakim olmuş ve hükmetmişlerdir. Adalet mekanizmasını tam olarak işletmişler, bayrağı altındaki muhtelif milletlerin aralarında adalet ve eşitlik esaslarını korumaya gayret göstermişlerdir. Adalet sayesinde kuvvet ve kudret kazanmışlar, hoşgörüde insanlık alemine örnek olmuşlardır. Fethettikleri ülkelere sevgi, barış ve huzur götürmüşlerdir. Selçuklu ve Osmanlı Devletleri milletlerin din ve dillerine ilişmemişlerdir. Kur’an-ı Kerim’in “Ey iman edenler! Adil şahitler olarak Allah için hakkı ayakta tutun….” ayetini kendilerine rehber etmişler, savaş zamanlarında bile adaletten ayrılmamış, düşmanlarına karşı merhametle davranmışlardır. Bu merhametli davranış sayesinde insanların kalplerinde muhabbete dayalı hakimiyetlerini devam ettirmişler ve böylece cihanı kucaklayan ve saltanatları bütün haşmet ve şa’şaasıyla asırlarca devam etmiştir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER