Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU

DR.M.SAADETTİN AYGEN 100 YAŞINDA

Afyonkarahisarlı olmadığı halde, hayatının önemli bir kısmını şehrimizde geçirmiş olan ve iz bırakan kişiler vardır. Doktor Mehmet Saadettin Aygen bunlardan biridir.
Dr.Aygen, bundan tam 100 yıl önce, 1922 yılında Çanakkale’nin Ezine ilçesinde, öğretmen Necati Aygen’in oğlu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Bozcaada İstiklâl İlkokulu’nda, ortaokulu Çanakkale Ortaokulu’nda, liseyi Bursa Lisesi’nde okudu. 1940 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1946’da bitirdi.
Dokuz göbekten büyük dedesi, Çanakkale Kilitbahir’de, “Paşa Doktor Camisi” olarak bilinen camii inşaa ettiren Hekim Hasan Hasbi Paşa’dır.
1947 yılında yedek subay olarak Afyonkarahisar’a gelen Aygen, buradan ayrılamamış; burada evlenmiş, oğlu Ali burada doğmuş ve burayı mesken tutmuştur.
Bir top doktoru ki; sabahın çok erken saatlerinden, akşamın geç saatlerine kadar, muayenehanesi tıklım tıklım hasta doludur. O hastalar ki; Afyonkarahisar ilinin merkezinden başka, tüm çevre ilçelerden, kasabalardan ve köylerden gelmişlerdir… Çünkü, bütün Afyonkarahisarlı’lar inanırlar ki; “Dr.Mehmet Saadettin Aygen’in yazdığı reçeteler, hastalar için şifadır.” Ayrıca o hastalarıyla ağabey-kardeş gibidir. Her doktor gibi, onun da bir hasta muayene tarifesi vardır ama, o hastalardan kiminin parasını, kiminin duasını alır; yani muayene ücreti hususunda katı kuralları yoktur; hatta kimi yoksul hastaların, ilaçlarını da kendisi temin eder.
Tıp Doktoru Mehmet Saadettin Aygen, mübalâğasız, günde 12 saat doktorluk yapardı. Yılda 3-5 günün dışında tatil yaptığı da vaki değildi. Bunca yoğun mesleki çalışmaları arasında, bir de günlük Türkeli Gazetesinin baskı, dizgi, tashih vb.gibi tüm işleriyle bizzat ilgilenirdi. Tabii başyazarı, muharriri ve muhabiri de o idi.
“Gün 24 saat olduğuna ve Doktor bey, günde 12 saat hekimlik yaptığına göre, günlük bir gazeteyi nasıl çıkarabiliyor?” Sorusu aklımıza gelirdi… Ama onun tüm çalışmaları bu kadar olsa, yine de iyidir. Zira o, bu kadarla da yetinmeyip, sürekli olarak bilimsel araştırmalar, derlemeler ve kitap yayınları da yapıyordu.
Nitekim şu kitapların müellifi o idi:
1. Kısa Dermatoloji (1946)
2. Afyonkarahisar Camileri (1973
3. Afyonkarahisar Kaplıcaları ve Maden Suları (1979)
4. Şair ve Mutasavvıf Gülaboğlu M.Askeri (1980)
5. Afyon’da Söylenen Ninniler (M.Şenkaya ile, 1980)
6. Büyük Lügatçi Afyonkarahisarlı Ahteri (1981)
7. Afyonkarahisar Bilmeceleri (M.Şenkaya ile, 1981),
8. Afyonkarahisar Masalları (S.Bozok ve H.Genç’le, 1983)
9. Ali Çetinkaya (M.Görktan ile, 1982)
10. Atatürk Afyon’da (M.Görktan’la, 1983)
11. Bütün Yönleriyle Bozcaada (1985)
12. Büyük Zafere Doğru (A.Tunca ve A.Sarlık’la, 1984)
13. İmadoğlu Hasan Karahisari (1985)
14. Büyük Filozof Esirüddin Ebherî, (1985)
Dr. Aygen, kendi imzasını taşıyan bu kitaplardan başka, Türkeli Yayınları arasında Musa Seyirci’nin “Atatürk ve Müzeciliğimiz”, Fikri Yazıcıoğlu’nun Afyonkarahisar Atasözleri” adlı eserlerini de kütüphanemize kazandırmıştır.
Kültür Yuvası
Dr.Aygen’in, Uzun Çarşı’daki muayenehanesi, gerçek bir kültür yuvası idi. Özellikle akşam saatlerinde şehrin yazar, şair, araştırmacı takımı, bu yuvada toplanarak, bilgi alış-verişi yaparlar ve birbirlerine, çalışmalarını anlatarak küçük tartışmalar yaparlardı. Bu yuvanın müdavimleri arasında, Behçetoğlu Muzaffer Görktan, H.Fikri Yazıcıoğlu, İsmail Hızal, Ahmet Topbaş, Ali Yarşi vb.gibi yörenin tanınmış yazarları da vardı. Ayrıca yolu Afyonkarahisar’a düşen ünlü şairler, yazarlar, bilginler de bu sıcak yuvayı ziyaret ederlerdi.
Tüm bu özelliklerin ötesinde Doktor Mehmet Saadettin Aygen, bir gönül dostuidi; yüreği insan sevgisiyle dolu olan Doktor memleket ve millet ve de İslâmiyete içten bağlı idi.
Onunla son görüşmemde bana, birkaç aydır, aşırı derecede yorulduğunu ve artık çalışma temposunu yavaşlatmanın gerekli olduğunu söylemişti. Hatta bir ara, gazeteye müşteri çıktığını, satabileceğini ima etmiş, sonra vazgeçmişti. Zira onun iki evlâdı vardı; biri Türkeli, öteki Ali Aygen.
Önce dergi, sonra gazete hüviyetiyle Türkeli, Afyonkarahisar basın tarihine damga vurmuş yıllarca önemli fonksiyonlar icra etmiştir.
Afyonkarahisar ile ilgili ciddi bir çalışma yapacak olanlar, dünden bu güne Afyonkarahisar’da yayımlanmış olan bütün gazetelerin kolleksiyonlarını tarayarak bilgi edinmeleri gerekir. Ben Üniversite hocası olan kimi hemşehrilerime, Kocatepe ve Türkeli’den başlayarak, ilimizde yayımlanan tüm gazete ve dergilerin geniş kapsamlı birer kaynakçalarının yaptırılmasının gereğini söyledim. Bunun için, lisans, yüksek lisans hatta doktora öğrencilerine görev verilebilir…
Dr.Aygen, Doktorluğu ve Türkeli gazetesiyle adını Afyonkarahisar tarihine altın harflerle yazdırmıştır…Elbette yayımlanan 19 eseriyle de adı hiç unutulmayacaktır.
1987 yılında Afyonkarahisar’dan İstanbul’a göç eden Dr.Mehmet Saadettin Aygen, orada mutlu olamadı. Ne yazık ki o arada, hayattaki en önemli varlığı olan oğlu Ali, genç yaşında vefat etmiş, evlat acısıyla da Aygen felç olmuştu!…
Dr.Turan Akkoyun’un araştırmasıyla oluşan bir kitap, Afyonkarahisar Belediyesi tarafından yayımlanınca çok memnun oldum. Kuşkusuz bu kitap, Dr.Aygen’in tanınması için yeterlidir ama; onun duygu ve düşüncelerinin irdelenerek, yazıp yayımladığı tüm yazılarıyla kitaplarının teker teker ele alınması için de bir doktora çalışmasının yapılması son derece yararlı olacaktır kanısındayım.
Doğumunun 100. Yıldönümünde innetle andığımız Dr.M.Saadettin Aygen’e, bir kez daha Allah’tan Rahmet diliyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER