Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu – 162

Rasulullah (SAV) Efendimiz buyurmaktadır ki: “Zann’dan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.”
Necm Sûresi 28: “Oysa bu hususta onların bir ilmi yoktur. Onlar ancak zanna uyuyorlar. Muhakkak ki zann, Hakk’tan bir şey ifade etmez (Hakk olan bir şeyin yerini tutmaz).”
Necm Sûresi 29: “Bizim zikrimizden vazgeçen ve dünya hayatından başka bir şey dilemeyenden yüz çevir.”
Necm Sûresi 28, duniHi algı ve zannlarını batıl sınıfa soktu ve onlar Hakk’ın yerini tutmazlar uyarısında bulundu. DuniHi algı ve zannlarının Hakk’tan uzak olduğunu, Hakk’tan bir şey ifade etmediğini, Hakk’ın yerini tutmadığını bize bildirdi. DuniHi algı ve zannlarıyla haşır neşir olmuş, konuşma dilini ona göre oluşturmuş olanlar için de buyuruyor ki onların bu hususta bir bilgileri, bir ilimleri yoktur, onlar bu konuda cahiller. Necm-29 ise bize nasıl davranacağımızı öğütlüyor: Bizim zikrimizden yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey dilemeyenden yüz çevir. Bu iki ayete manasal açılım olarak bakacak olursak: “Hakk yolun dilini tercih etmeyenden, dünya hayatının yalan ve batıl dilini tercih edenden yüz çevir” diye bir öğüt çıkarırız. Bu öğüdü kişiye has hale getirecek olursak, Necm-28 ve 29 bize şunu demektedir: “Hakk yolun dilini tercih et. Zannlar kaynaklı yalan ve batıl dili terk et.” Ayetlerden bu mana çıkar. Necm Sûresi 28 ve 29’u kişiye özelleştirirsek, onlardan hayatta hemen uygulayabileceğimiz bir öğüt, bir amel çıkaracak olursak, o kural şu olur: Hakk yolun dilini tercih et. Zannlardan kaynaklanan yalan ve batıl dili terk et. Neden terk et diyor? Çünkü o var. Neden Hakk yolun dilini tercih et diyor? Çünkü onu yakalamanız lazım. Zannlar kaynaklı yalan ve batıl dili terk et, çünkü henüz üstünde o var. Öyleyse, zanlarımızı fark etmeye çalışmalıyız, önemsemeliyiz! Böyle bir sorunumuz olduğunu bilmeliyiz! Dolayısıyla “bu benim sorunum, zanlarımı fark etmeliyim” demeliyiz. Bunu yapmanın hemen dünya hayatı açısından ilk faydası şu olacaktır: Kişi gereksiz evhamlarından, o evhamlarıyla ilgili ruhi sıkıntılarından, o evhamlarıyla ilgili psikolojik rahatsızlıklarından kurtulur, çünkü hepsinin sebebi bu zannlar zaten.
Zannlarımızı fark etmeye çalışalım. Hayatta zannlarımızı sevmek, sahip çıkmak ve savunmak gibi hallerimizi, huylarımızı gözlemlerimizle bulalım ve bu huyları sergilemekten vazgeçelim. Eğer bu zannları bu şekilde sorun kabul etmezsek onları bulamayız… Onlar hayatın normalleri şeklinde gidiyor; gidiyor… Onları hayatın normalleri diye yapıyoruz. Onları fark etmek için çalışmalı ve bir fikir, bir düşünce, bir kanaat belirtirken, hatta içimizden geçirirken bile kendimize şöyle mi diyoruz diye sormalı, kendimizi sürekli bir testte ve imtihanda tutmalıyız: “Böyle zannediyorum, zannıma göre… Ben zannlarımda yanılmam.” tarzı cümlelere dayalı konuşuyor ve davranıyorsak olmaz! Bu zannlarımızla ilgili bir delilimiz, bir bilgimiz yok. Nedir onlar? Zannlarımız! “Böyle zannediyorum, benim zannıma göre, ben zannlarımda yanılmam” diyerek zann üreten ve zannımıza sahip çıkan fikirlerden, düşüncelerden vazgeçelim, onlara sahip çıkmayalım. Böylece, zann konusunda beynimizdeki dosyayı fonksiyonsuzlaştırabilmek için bir yol yakalamış oluruz. O dosyayı fonksiyonsuzlaştırmak zorundayız, mecburuz. Çünkü o dosya Allah’a karşı bir dosya, o dosya duniHi algı ve zannlarının izi olan bir dosya. O dosyayla kişi Allah’a karşı davranışlara girer de farkında bile olmaz. Çok kuvvetle anlatmak istiyorum ki bir kişi doğru imanı tercih etmiş olabilir, beyan etmiş olabilir, onun nasıl olduğunu bilebilir, ancak salih amel yani o imana uygun hareketler çok önemlidir. Salih amelin başlaması, yerleşmesi ise ancak konuşma diliyle mümkündür. Kişi konuşma dilini önemsemezse, bununla mücadele etmezse salih ameli yakalayabilmesi mümkün olmaz.
Şeytanın en çok yararlandığı zannlar, kişinin başkasının sözleri ve hallerinden zannlar üretmesidir. Eğer kişi zannlarını inceleyerek, “böyle zannediyorum, şöyle zannediyorum” diye sürekli kendini yokladığında başkalarının sözlerinden, hallerinden; o sözlerde, o hallerde onun çıkardığı manalar olmadığı halde oralardan “şöyle zannettim, böyle bildim, kanaatimce şöyle…” gibi manalar çıkardığını görüyorsa bilmelidir ki şeytanın en sevdiği zannlar bunlardır. Eğer bir kişi başkalarının sözlerinden, hallerinden zannlar üretiyorsa şeytan o orkestranın tam yönetenidir, şefidir. “O aslında şöyle demek istedi, bana şöyle demek istiyor, sen şöyle söylemek istiyorsun, sen aslında şöyle düşünmüştün” gibi üretilen zannları şeytan o kadar sever ve güzel kullanır ki… Bu sebeple, bu tür zann üretmelerden vazgeçmemiz gerekiyor. Bu halleri kendimizde bulup bunları terk etmemiz gerekiyor. Zannlarında kişi bazı isabetler buluyorsa bile korkmalı ve zann meselesinden vazgeçmelidir. Başka türlü kendisindeki zann dosyasını fonksiyonsuzlaştırması mümkün olmaz. Birisi hakkında “ben şöyle zannetmiştim” diyerek ürettiği zann sebebiyle 3-4 gün uyuyamamış birisini düşünün. Sonra anladı ki zannettiği gibi değilmiş, “meğer öyle değilmiş” dedi. Ama o 3-4 günde onun zann dosyaları öyle beslenir ve o kadar kuvvetlenir ki… Kişi zannıyla ilgili olarak “zannettiğim gibi değilmiş” deyip, ürettiği zannı basit görüp vazgeçebilir ama ürettiği o zannlarla o 3-4 gün boyunca sadrını coşturması, kendi kendine içinden yorumlara devam etmesi, bir sürü sözler üretmesi sebebiyle kendisindeki zann dosyasını öyle kuvvetlendirdi ki, şeytan bu durumdan öyle memnun oldu ki anlatamam. Niye? Çünkü onun işini yapıyor! Onun yerine hizmet ediyor. Öyleyse, bu zann konusunu çok önemsemek ve kendimizde araştırmak vazgeçilmez görevlerimizden biri olmalıdır.
İsra Sûresi 36: “Hakkında ilmin (bilgin) olmayan şeyin ardına düşme ona göre hayat oluşturma). Muhakkak ki Sem, Basar ve Fuad işte onların her biri o işten, o hayattan sorumludur.”
Nur Sûresi 15: “Çünkü onu (o zannı) dillerinize dolayıp Hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızla konuşup duruyor ve bunu önemsiz (basit) sanıyorsunuz. Oysa bu durum Allah indinde azimdir.”
Her şey ne kadar açık değil mi?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti