Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

EDEP YA HU – BELKİ İLERİDE DE ULAŞAMAYACAĞIMIZ TEKNOLOJİYE SAHİP BİR TEKNİK ORDU VAR

Şeytanlık Patronaj Sistemi var, bu sistem halifetullah vasıflı insanı köle yapabilmek için uğraşıyor; bunun için insanın duniHi algılarından yararlanır. Çünkü duniHi algı şeytanın vesveselerinin sevilmesini, benimsenmesini ve sahiplenmesini çok kolaylaştıran bir zemindir, inkârcı duniHi ilahlar için bu böyledir. Bir de “inanıyorum” deyip de duniHi ilah olanlar var ki onlar da şeytanın vesvesesine sürekli açıklar.
Şeytanlık Patronaj Sistemi görevi ve konusunda çok mahirdir. Görevi ve konusu ne? İnsanların duniHi ilahlık hissiyatlarından, duniHi algılarından yararlanarak onlara vesveseleri benimsetmek, sevdirmek ve sahiplendirmek! İşte bu konuda çok mahirdir. Mahirliklerinin ölçüsüne bakın lütfen. Düşünün ki henüz daha duniHi algıyı bilmeyen, böyle bir algıyı tanımamış olan Hz. Âdem (AS)’ı bile (Bakara-36, A’raf-20, 21, 22 ve Ta-Ha 120’ye göre) gide gele “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasına ikna etmiştir.
Şeytanlık Patronaj Sistemi halifetullah vasıflı insanı sistemine köle kaydedebilmek için, yaşadığımız hayatta insanları neredeyse iki yaşından itibaren kontrolüne almaya çalışır. Onları kontrolü altına alabilmek için, yani onların “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasına girebilmeleri için onlara iki yaşından itibaren destek verir, yardımcı olur, o yaşlardan itibaren onlara vesveseler verir. Oysa o yaşlarda insanın sevap ve günah sayaçları henüz aktif değildir. Ama onun için mesele sevap ve günah değil ki. Şeytan, sevap ve günah söz konusu olmaksızın “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasını insanlarda canlandırmaya gayret eder. Bu sebeplerden Hz. Âdem (AS) daha hiç böyle bir algıyı bilmezken, “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasına ikna oldu. O böyle bir iddiaya ikna olduğu için, bütün bunlardan dolayı, A’raf 27. Ayette Rabbimiz biz Âdemoğullarını uyarır: Şeytan sizi de kendisine köle yapmak amacıyla kafanızı karıştırmasın, dikkatli ve uyanık olun. Onlar sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görür, izler ve tesirlerini gerçekleştirirler, dikkat edin.
A’raf-27’de bir teknik özellik var, ayetin o kısmını tekrar ediyorum: Onlar sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görür, izler ve tesirlerini gerçekleştirebilirler. Böyle bir sistemi günümüzde artık insanlar bile kurabiliyor. İyi amaçla bile… Mesela, uzaktan eğitimin, çevrim içi toplantıların yaygın kullanıldığı bugünlerde o sistemlerde öğrenci ve öğretmen veya toplantıyı icra eden ve toplantıya katılanlar birbirlerini görüyor ama fiziken birbirimizi göremeyeceğimiz bir yerden birbirimizi görüyoruz. Hatta bunlar başka amaçlarla da insanlar tarafından çok rahatlıkla yapılabilmektedir. Dolayısıyla, şeytanın sistemini, Şeytanlık Patronaj Sisteminin ayette öğretilen bu yanını, onun mekanizmasını önemsemek, fark etmek gerekiyor. Yani bir şeytan var ve o gelip insanın yanında dolaşıyor gibi düşünmeyin. Bu yüzden ona şeytan değil de Şeytanlık Patronaj Sistemi diyoruz; o bir teknik ordu… Henüz dünya insanının ulaşamadığı, belki ileride de ulaşamayacağı bir teknolojiye sahip bir teknik ordu var; onların bu teknik vasıfları, kaynakları insanları geçmesin diye onlar insanlar gibi moleküler yapıda ve bazı esmalara sahip yapıda değiller, Rabbimizin merhameti… Yoksa o teknik yapıyla onlar insana yalnız vesvese vermezler, çok daha ileri ve tehlikeli durumlar ortaya çıkar. Mevcut yapıları ve ellerindeki imkânlarla yaptıkları bu: İnsanların duniHi ilahlık hissiyatlarından, duniHi algılarından yararlanarak vesveseleri benimsetmek, sevdirmek ve sahiplendirmek! Dünya imtihanının gereği bu, onların görevi bu kadar: Bu konuda vesvese verebilmek! Ama bunu yaparken çok yüksek bir teknoloji kullanmaktadırlar. Onun bir işareti A’raf-27’de belirtildiği gibi budur: Onlar sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görür, izler ve tesirlerini gerçekleştirirler. Yani yanınızda dolaşmaları hiç gerekmiyor. Yanlış yapanlar mobese kameralarıyla tespit ediliyor ya, onun gibi, böyle bir sürü tekniği yaşantıda görüyoruz. Dolayısıyla, bu ayetleri anlayabilmek günümüzde bizim için çok kolay. Bu ayetlerin geldiği dönemde bunları anlayabilmek nasıldı, bir düşünün, o insanlar için bu mümkün müydü acaba?
Şeytanlık Patronaj Sistemine karşı korunmada bir ipucu paylaşalım; Mülk Suresi 5. Ayet bu konuda çok önemlidir. Bu ayet tamamen o sistemin hackerları için, onlarla ilgili, o hacker’lara yöneliktir ama bu söylediğim henüz fark edilmemiştir: Mülk Suresi 5. Ayet onların hack sistemiyle ilgili bir ayettir. Bu şeytanlık sisteminin Efendimiz (SAV)’den önce hackledikleri Rab sistemleri vardı, hacklemelerine izin verilmişti. Ama sonra bu yetki, bu izin ellerinden alınmıştır; Mülk Suresi 5. Ayette “onların hacklemeleri engellendi” işareti vardır, bu ayet tamamen teknolojik bir bilgidir, bildirimdir; detayında görürüz ki o hackerlere karşı çok önemli bir savunma duasıdır; sanal sistemde o sisteme ait teknolojik bir duadır, o teknolojik sistemin bir duasıdır.
Burada açıklamaya çalıştığımız kölelik sistemini dünya hayatının yerleşik hali olan esfele safiliyn kurallarıyla anlayabilmemiz imkânsızdır. Yani, Allah misalleriyle Rabbimizin bize “fark edin” dediği bu kölelik sistemini eğer biz yaşadığımız dünyanın esfele safiliyn kurallarıyla anlamaya, görmeye çalışsak, o sistemi esfele safiliyn kurallarla anlayabilmek, görebilmek mümkün değildir. Çünkü dünya imtihanı gereği, esfele safiliyn yaşantı kuralları Nahl-75, Nahl-76, Rûm-28 ve Zümer-29 ayetlerindeki Allah misalleriyle fark etmemiz istenen kölelik sisteminin anlaşılmasının önünü kapatmıştır. Kapatması gerekir de… Kapatmıştır ve anlaşılmasını da istemez. Hatta Şeytanlık Patronaj Sistemi zorlandığı zamanlarda, kişi bu kölelik sistemini anlayamasın diye, bir kozunu daha kullanır ve onları Allah ile aldatır. Bu yüzden Fatır-5, Lukman-33, Hadid,14’te Rabbimiz bizi uyarır: “Ey inananlar! O çok aldatıcı var ya, o Şeytanlık Patronaj Sistemi var ya, o sizi Allah ile de aldatmasın.” Ayet bizi böyle uyarır….
Rum-28’deki Allah misali bize şöyle söyler: Biz bu kölelik sistemini aklını kullanabilenlere, aklı ile akledenlere açıklıyoruz. Bu ayetteki bu bilgi bize bu konuda bir işarettir: Esfele safiliyn kurallarla siz kölelik sistemini anlayamazsınız, ancak aklını kullanabilenler…
Rum-28 bize “ancak aklını kullanabilenler” dediğine göre, aklı nasıl kullanabiliriz? Kişi aklını da Kur’an aklıyla aklederek kullanacaktır. Hani normal hayatta bir durum olur, birisi size kendisinden ummadığınız derecede güzel bazı fikirler verir veya bir işi halleder. Ona “senin akıl hocan kim?” diye sorarlar ve o da “benim akıl hocam şu…” der. Bakın kişi yine birisinin aklıyla aklediyor. İnananlar için en önemli akıl hocası Kur’an’dır, Kur’an aklıdır. İnanan için “akıl hocası” demek “Rab” demektir. Dolayısıyla, Rabbi inananın akıl hocasıdır ve ona dünyada gereken, lazım olan yetecek kadar aklı Kur’an’la vermiştir.
Kur’an dışındaki şeylerle, sana gerekmeyen şeylerle kendini meşgul etmekten korunman için Efendimiz (SAV) bir dua öğretmektedir: “Ya Rabbi! Hayr olmayan ilimden sana sığınırım.” Hayra sonuçlanmayacak akıl yürütmelerinden ve verilecek akıllardan korunmak için sana sığınırım Allahım. Çünkü imtihanım için bu dünyada bana ne lazımsa o…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER