Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Eğitimde sosyal devlet aranıyor-2 – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 22 Ekim 2010 Cuma 03:00:00
  Eğitim-öğretim yılının başlaması ile birlikte okulların eksikliklerinin veliler tarafından karşılandığını aktarmıştık. Kimi velilerden sitem aldık. Zira veliler, bu konunun üzerine daha çok gidilmesini, zor durumda kaldıklarını belirtiyorlar.
Örneğin bir veli, telefonla arayıp şöyle diyor:
“Daha dün okuldan ‘top’ parası istemişler. Okulda bir odada bir sürü top var, yine de okula top almak için para istiyorlar. Öğretmen, çocukları ‘Para getirmezseniz, eksi veririm’ diye tehdit etmiş. Böyle bir şey olabilir mi?”
Velinin sıkıntıları yalnızca top parasından ibaret değil. Devam ediyor veli:
“Devlet, ‘Ben çocuklara kitap verdim’ diye açıklama yapıyor. Ama okullarda devletin verdiği kitap değil, öğretmenlerin istediği kitap okutulu-yor. Öğretmenlerin istedikleri kitaplar da ateş pahası. Ne oluyor? Okula müfettiş geleceğini duydukları zaman, öğretmenlerin istedikleri kitapları sıra altına koyuyorlar. Müfettiş geldiği zaman sınıflardaki sıralarda devletin verdiği kitapları görüyor.”
“Peki siz ödeyecek misiniz top parasını” diye soruyorum.
-Nasıl ödeyeyim ki? Çocuğa ‘para yok’ dedim. Okul açıldığından beri okuldan istenen para bitmedi, bizde para bitti.
***
Tam o veli ile konuşurken bu sefer bir başka veli, gazeteye geliyor. Selam, kelamın ardından söze giriyor:
-Benim bir şikayetim var. Bu şikayetimin gündeme gelmesini istiyorum.
-Nedir şikayetiniz?
-Bizim çocuğun okuluna projeksiyon aleti alınacakmış. Çocuktan projeksiyon aleti için para istemişler.
-Herkesten isteniyor.
-Ama ben zaten asgari ücret alıyorum. Hangi parayı kime vereyim?
***
Veliler, sıkıntılı. Ya öğretmenler? Öğretmenler, velilerden daha sıkıntılı. Zira öğretmenler, hem öğretmen hem veli. Yani hem okuldaki eğitimin eksiksiz yürütülmesi ile mükellefler hem de çocuklarının okul masraflarının karşılanması için ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat öğretmenlerin de elinden çok bir şey gelebileceğini düşünmüyorum.
Kış geldi çattı. Okulda odun-kömür yok. Öğrencileri soğukta bekletseler tüm çocuklar hasta olacak. Yakıt almak isteseler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konudaki ödeneği yetersiz. Hatta kimi okullara hiç ödenek ayrılmıyor. Bu durumda mecburen öğrenci velilerinden yardım isteniyor.
Aynı şekilde, silgi-tahta-tebeşir-kalem ihtiyacı için de benzer yönteme başvuruluyor. Okul Aile Birlikleri’nin de kurulma gerekçelerinden biri, okul yönetimi ile veliler arasında “para” konusunun geçmesini engellemek, velinin veliden para istemesini sağlamak.
***
Burada şunu hatırlatmak isterim: Hiçbir veli, kendisinden istenen paraları vermek zorunda değil. Para verilmemesi neticesinde uygulanacak herhangi bir yaptırım yok. Bakmayın “eksi veri-rim” diyen hocalara. 100 tane eksi verilse de eğitim sistemi öyle bir hâle geldi ki artık ilköğretim ve ortaöğretimde sınıfta kalmak deyimi neredeyse unutuldu. Sözlü notu, bütünlemesi, kanaat notu, sınavı derken sınıf tekrarının önüne geçildi.
O nedenle parayı veremeyecek olan veli, vermeyebilir. Tabii “Eğitimde sosyal devlet aranıyor” başlıklı Günebakan yazısında belirtildiği üzere “mahalle baskısı”nın hakkından da gelmesi lazım velinin.
Esasında, öğrencilerden para istenmesi, ne velilerin ne de öğretmenlerin utanacağı bir durum. Veren de makbul, vermeyen de. Hatta bu şartlarda isteyen de makbul. Devlet, gerçekten “sosyal” bir devlet olabilse bu tartışmaların hiçbiri yaşanmayacak.

Öğrenci de muhtaç
Bir de üniversite öğrencilerinin ricalarını gündeme getirelim. Afyonkarahisar Valiliği’ne bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Afyonkarahisar Belediyesi, ihtiyacı olan kimselere kömür dağıtıyor. Kömür dağıtımı bazı kesimlerce eleştirilse de kömürü alanlar için gerçekten bulunmaz bir nimet. Ancak kömür dağıtılırken aranan ölçütler arasında “öğrenci olmak” ya da “üniversite öğrencisi olmak” gibi bir madde yok. Daha açık ifade edeyim: Kömür almak için SYDV’ye ve Belediye’ye başvuran üniversite öğrencilerinin aldığı yanıt, özetle “Size kömür veremeyiz” oluyormuş. Çünkü mevzuatta “öğrenci” ya da “üniversite öğrencisi” tanımları yer almıyormuş.
Bildiğim kadarıyla öğrenciye zekat verilebilir. Dolayısıyla öğrencinin “muhtaç” olduğu, kabul edilmiş bir olgu. Ama “sosyal” devlet, öğrencinin muhtaç olduğunu kabul etmemiş anlaşılan.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti