Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

EMANETE HİYANETİN BEDELİ – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 19 Haziran 2017 Pazartesi 12:33:49
 

“Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak hiçbir şey bizim değil.” Bize verilen bu emaneti kollamada kötülüklerden kurtarmada hassas olmak bedenimizi iyi kullanmak gerek. Hasta olup, hastalığa çare aramak yerine, hasta olmamağa çalışmak şiarımız olmalı. Bazen büyük yangınların sebebinin küçük kıvılcımlar olduğunu unutuyor, tedbirsizliğimizin bedelini çok ağıra ödüyoruz.
Daha çok ilkbahar ve sonbaharda gördüğümüz havaların aniden değişmesi ılıktan soğuğa dönüşmesi; yiyecek, içecek ve giyeceklerin iklime uyumsuzluğu; terleme, üşüme sonucu vücut direncini kaybederek hastalık oluşuyor. Toplumun büyük küçük her kesiminde görülen hastalığın ne olduğu sorulduğunda hastalık adı “Orta Yer Olanı” oluyor. Hafife alınıyor.
Hâlbuki beterin beteri de var. Hasta olup dert çeken de derman arayıp şifa bulan da bizden biri. “Ne şehit oldu ne gazi, pisipisine gitti Niyazi” gibi felaketi göreni ya da öleni dışımızda tutup varlığımızı ve sağlığımızı sorgulamadan tedbir tedarik ve tedaviye varmadan yaşayıp gidiyor, olup bitenden habersiz, sağlık kurumuna acil duruma düşünce varıyoruz.
Allah düşürmesin ama hastanelerimiz eskisine göre çok farklı. Tıp Fakültesi olsun, Devlet Hastaneleri olsun dört dörtlük. Hasta odalarının donanımı temiz ve bakımlı. İçinde banyosu, tuvaleti, sıcak, soğuk suyu, lavabosu, aynası, temizlik malzemeleri bitince yenisi takılıyor. Yatan hastalar için gerekli her türlü sıhhi ihtiyaç olan ilaçlar ve araçlar ücretsiz olarak devlet tarafından karşılanıyor.  
Hastane dışı arabadan geçilmiyor. İçerisi kalabalık, beklemede oturulacak kanepe kalmamış. Her yer hınca hınç dolu. Ah çekenler, inleyenler, eli, ayağı, başı, gözü sarılı olanlar, yürüyen koltukta ve aygın baygın sedye ya da koluna girip taşınanlar ders alınacak büyük bir ibret levhası.
Bu kadar kalabalık içinde kayıt olup barkodumu aldım. İstediğim poliklinik önünde çok şükür oturacak bir yer bulabildim. Gözüm muayene kapısı üzerinde asılı duran monitörde. Sıramı takip ediyorum. Yanımda bir ses – Geçmiş olsun. Şikâyetin ne? Sıra numaran kaç? Dedi. –Otuz iki. -Benimki yirmi sekiz bize daha çok.- Hayırlısı bekleyeceğiz. Dedim.
Havadan sudan bahsederken sohbet ilerledi. Adam bana sorular sormaya başladı. Öyle ki hiç tahmin etmediğim sorular: -Yaşın kaç? İçki içtin mi? Hovardalık ettin mi? Sigara kullandın mı? Gibi sıralı sözlere olumsuz cevap vermem herhalde onu şaşırttı. —Bunları yapmamak, içki sigara kullanmamak eksiklik mi? Dememe lüzum kalmadan – Mükemmel. Cevabı almam beni rahatlattı. Sırası benden önceydi. Muayyene kapısından çıkışta – Geçmiş olsun, uzun sürdü ama sen kurtuldun dedim. —Kurtulmadım. Biyopsi yapılacak, Akciğerden parça alınacak. Ben öteki sırama bakıcam sana da geçmiş olsun. Dedi. Nöroloji kapısına gitti. Sırama 3 kişi kalmıştı ki doktor beni de içeri aldı. Öğleden önce muayyene işi bitti.
Tahlil sonuçları öğle sonu veriliyor. Sabahtan aç geldiğim için içim bayıldı. Kantinde çayla bir şeyler atıştırırken içerde tanıştığım kişi yanıma geldi. İkramda bulundum. –Ben o işi gördüm. Dedi. —Namaz vakti geldi. Nasıl olsa buradayız, namazı kılayım deyince; -Ben de farzını kılayım diye yanıma takıldı. Abdest almak üzere içeri girdim. Alışılagelmiş dışında Abdesthane ile tuvalet ayrı yerlerde. Askısı, Aynası, Lavaboları üste su sıçramayacak şekilde yapılmış, yaşlı ve engelliler düşünülerek özel oturma koltukları konmuş. Takunyalar, Terlikler, Eli, yüzü, ayağı kurulama aparatları asılmış. Çok az kurumda gördüğüm bu kolaylık ve yenilikler beni çok memnun etti. Sebep olanlardan Allah razı olsun. Bize düşen bu zenginliklerimizi korumak, iyi kullanmak. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin.
Namazı Hastane Mescidinde huşu içinde kıldım. Selam verdiğimde hastane arkadaşını yanımda buldum. “İnsan ne ekerse onu biçer” Herkes kendi yoluna.
Müslüman her şeyin en iyisine layık. Yeter ki biz kendimize sahip olalım. “Ne gelirse başımıza haktandır fakat geliş sebebi haktan ayrılmaktandır.” Rabbim bizleri Kur’an ahlakıyla ahlaklandırsın. Sağlıklı hayırlı ömür versin.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER