Nöbetçi Eczaneler
Allah rahmet eylesin, babam Şükrü Küçükkurt gazeteniz Kocatepe’deki sütunlarından yıllarca Afyonkarahisarlılara seslendi. 1965’de başlayıp 2010 yılına kadar aralıksız süren köşe yazılarında kimi zaman yerel konuları, kimi zaman ulusal meseleleri işler, kimi zaman da şiirlerden, eskilerden alıntılar yapardı. Merhumun en çok sevdiği edebiyat türlerinden birisi “hiciv” idi. Hiciv sanatıyla meşgul “heccav” şairlere ayrı bir muhabbeti vardı. Cıloğlu Deli Bekir, Çizmecioğlu Vehbi, Ali Türk Keskin gibi heccav hemşehrilerimizin yanı sıra Neyzen Tevfik, Şair Eşref gibi ünü ülkeyi aşmış heccavları da severdi. Afyon Lisesi’nin en eski öğretmenlerinden Namdar Rahmi Karatay da şiirleri, hicivleri ile babam rahmetli Şükrü Küçükkurt’un rahmetle andığı edebiyat büyüklerindendi.
Heccavlara olan muhabbet bize de sirayet etmiş olacak ki, zaman zaman aklımıza düşüyor, zihnimizi meşgul ediyor o büyük adamların şiirleri. Günlük yaşamımızda karşılaştığımız bir çok kişiyi, olayı görünce o büyük adamların ahenkli dizeleri aklımıza geliyor hep.
İşte onlardan birisi… Merhum Namdar Rahmi Karatay’ın yıllar öncesinden bugünlere gönderdiği bir mesaj: Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır…
Gelin birlikte okuyalım bir kez daha:
Benim ağzım pek yandı. Aman siz dikkat edin,
Yalnız layık olan adama hürmet edin.
Haddini kim bilmezse ona haraket edin.
Ele alçak durmayın onu hakikat sanır,
Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır.
İnsanların kimisi uyuz köpek gibidir,
Kimisi ayı gibi, kimi eşek gibidir.
Tilkiye doğru olmak Hakk’a sövmek gibidir.
Namerdi okşamayın onu bir tokat sanır,
Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır.
Pehpehlerle, pohpohlarla çok itleri at yaptık.
Uçurduk taa göklere alkıştan kanat yaptık.
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık.
Üstüne çul vursanız it onu kanat sanır,
Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır.
İşini uyduranlar tilki gibi kurnazdır,
Silahı hep yalandır, zekası gayet azdır.
Yalanını tutsanız fayda yok utanmazdır.
Yüzüne tükürseniz onu kalafat sanır,
Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır…
