Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ESKİ TÜRKÇE’DE TANRI ADI VE İNANCI

Muharrem Günay 27 Aralık 2017 Çarşamba 11:24:24
 

Eski Türkçemizde yeri göğü, her şeyi yoktan var eden Allah’ın adı yerine kullanılan “Gök Tanrı” sözcüğü de Türkçe’de özel isim olarak kullanılmıştır. “Gök” sözcüğü eski Türkçe’de ulu, yüce, büyük anlamlarına gelirdi. Bu bakımdan “Gök Tanrı” sözünü “Ulu Tanrı, Yüce Tanrı” olarak tercüme etmek gerekir. Türkler’deki mevcut inanç tek tanrı inancıydı.
Nahiv âlimi tefsirci Endülüslü Ebu Hayyan diyor ki: Bilginlerin çoğuna göre;  “Allah yüce ismi hemen söylenmiş bir sözdür ve türememiştir. Yani ilk kullanıldığında Yüce Allah’ın özel ismidir. İmam Fahreddin Râzî de “Bizim seçtiğimiz görüş şudur: Allah kelimesi Yüce Allah’ın özel ismidir ve aslında başka bir kelimeden türememiştir. İmam Halil b. Ahmed ve Sibeveyh, usul âlimleri ve İslam hukukçularının hepsi bu görüştedirler.” diyor.
Özetle “ALLAH” ismi türemiş veya başka bir dilden Arapça’ya nakledilmiş değildir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Ve yüce Allah’ın zatı bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi “ALLAH” ismi de öyledir. Allah ismi ulûhiyyet (ilâhlık) özelliğinden değil, ilâhlık ve mâbudiyet (tapılmaya layık olma) özelliği ondan alınmıştır. Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değil, Allah olduğu için kendisine ibadet edilir. Onun “Allah”lığı tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması kendiliğindendir. İnsan puta tapar, ateşe tapar, güneşe tapar, kahramanlara, zorbalara veya bazı sevdiği şeylere tapar, taptığı zaman onlar ilâh, mâbud (kendisine tapılan) olurlar, daha sonra bunlardan cayar, tanımaz olur, o zaman onlar da iğreti alınmış mâbudiyet ve tanrılık özelliklerini kaybederler. Hâlbuki insanlar, ister Allah’ı mâbud tanısın, ister mâbud tanımasınlar, O bizzat mâbuddur. O’na her şey ibadette ve kullukta borçludur. Hatta O’nu inkâr edenler bile bilmeyerek olsa dahi ona kulluk etmek zorundadırlar.
İlk Müslüman Türklerin 14. yüzyıla kadar yazdıkları birçok eserde “Tanrı, Mevla, Hûdâ, İlah, Çalap, Allah, Rab” gibi yaratıcı adları kullanılmaktadır. Bu adlardan “Mevla ve Hûdâ” Farsça kökenli, “İlah, Allah ve Rab” Arapça kökenli, “Tanrı, Çalap, Gök Tanrı, Ogan Tanrı, Uluğ-Ulu Tanrı” ise Türkçe kökenlidir. Bu adların hepsi, yaratıcıyı karşıladıkları için, Karahanlılar, Selçuklu ve Osmanlı döneminde bile bu adların tümünün kullanılmasında bir sakınca görülmemiştir.
Yunus Emre “Suyun akar yalap yalap, / Böyle emreylemiş Çalap.” sözlerini bin üç yüzlü yıllarda söylemiştir. Başta Yunus Emre olmak üzere Mevlâna hazretleri, Süleyman Çelebi gibi nice İslam âlimleri ve evliyaları Tanrı Teâlâ- Tanrı sözcüklerini eserlerinde, deyişlerinde kullanmışlardır. Bu yüce şahsiyetlerin bile sakınca görmediği “Çalap” “Tanrı” sözcüğünü kullanmanın günah olduğunu söylemek doğru değildir. Dahası Türkiye Türkleri gibi Müslüman olan Azerbaycan Türkleri bugün Allah sözcüğü yerine “Tanrı” adını kullanmaktadırlar.
Tanrı adının kullanılmasının “günah” olduğunu söyleyen bazı insanlar, “Allah’ın esmâül hüsnasındaTanrı adı yoktur. Bunun için onu kullanmak günahtır.” diyorlar. Fakat Farsça “mevla ve hûdâ” sözcükleri de Allah’ın güzel isimleri arasında bulunmadığı hâlde bunların kullanılmasına günahtır diyen yoktur. Hatta Allah’ın güzel isimleri arasında yer alan ve bir olduğunu ifade eden ferd-ferdun ve Eş-Şâfi isimleri de esmaül husna arasında sayılmamaktadır.
Hiçbir kimsenin Allah adının, Allah’ın en güzel adı olduğuna dair bir itirazı yoktur, zaten olamaz da fakat Allah’ın 99 adından olmayan Farsça kökenli “hûda“, “mevlâ” ve “yezdan” sözcükleri, Farslar’ın (İranlıların) binlerce yıl önceki “zerdüştlük” (ateşperestlik) inancına ait sözcükler olduğu hâlde, bu sözcükleri kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorken, Türkçe kökenli ve Hoca Ahmed Yesevi, Yunus Emre ve Mevlâna hazretleri gibi birçok islâm âlimi tarafından kullanılmış olan “Tanrı” ve “Çalap” sözcüklerini kullanılamaz olarak görmeleri yanlıştır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER