Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Misafir Kalem

EVLİLİĞİN RAHMET KAPISI; MERHAMET VE ŞEFKAT / Afyonkarahisar Müftülüğü

“Rahmetim gazabımı geçti” (Buhârî, Tevhîd, 22) buyuran Cenâb-ı Allah insana kendi cinsinden eş yaratıp aralarında sevgi ve merhameti var etmesini, kendi varlığına delil olarak göstermiştir. Bu önemli bir vurgu ve apaçık beyandır.
Sevgiyi var etmenin onu diri tutmanın yolu merhametten geçmektedir. Merhamet toplumsal hafızamızda çoğu zaman acıma algısı çağrıştırsa da için de anlayış, fedakârlık hoşgörü, gönül yumuşaklığı, kalp inceliği barındırır. Aile içi ilişkilerde merhameti tesis etmek, öncelikle yumuşak bir dil kullanmak ve hataları affetmekle mümkündür. Yüce Allah peygamberlerin tevhit mücadelesindeki muhataplarına kavl-i leyyin (yumuşak söz) ile yaklaşmalarını isterken müminleri de birbirine merhametle muameleye yöneltmiştir. Nitekim; “Muhammed, Allah’ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı merhametlidir.” (Fetih Sûresi, 48/29) buyurmaktadır. Aileyi oluşturan bireylerin arasındaki iletişimin güçlü bağlar oluşturması birbirlerine kullandıkları söylemle alakalıdır. İnsanlar en yakınlarından esirgedikleri tatlı dil güler yüzü belki bir daha hiç karşılaşmayacakları kişilere gösterirken, bir ömür birlikte geçireceklerine haksızlık ettiklerinin farkına varmazlar. Nezaket ve incelik merhametin ön adımlarıdır.
Evlilik hayatında umutlar, hayaller, sevinçlerle birlikte pek çok sıkıntılı sürecin yaşanması da mümkündür. Eşler yaşadıkları sorunların çözümünde bireysel haz ve üstünlüklere sarılırlarsa sonuç mutsuzluktur. Toplumda yaşanan pek çok sorunun altında merhametsiz ve şefkat yoksunu bir anlayış yatarken ailelerdeki çözülmeye parçalanmaya da aynı anlayışın sebep olduğu aşikardır. Zira bu anlayış, beraberinde sevgisizlik ve şiddeti doğurur. Cahit Zarifoğlu ne güzel demiş; “Bazı insanların hayvanlardan bile aşağı olması mümkündür, eğer kalbinde merhametten zerre kalmamışsa.” Yüce Rabbimiz, aile içindeki farklılıkları ve yanlışlıkları affederek ve kusurları örterek çözmeyi emreder. Hz. Peygamber (sav) ise merhamet medeniyetinin kurucusudur.
Hz. Peygamber (sav) ise müminleri birbirine merhamette, sevmede, lütuf ve yardımlaşmada bir vücuda benzetir. “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Müslim, Birr, 66) buyurmaktadır. Evlilik hayatına baktığımız da eşler birbirine en yakın müminlerdir, birinin acısı diğerinin sızısıdır. Bu durumda merhamet en çok aileye yakışır. Çocuk için görsel duyum ve davranış kazanımlarının ilk mektebi olan aile aynı zamanda merhametli nesillerin devamı için etkin bir role sahiptir. Aile yuvası karı-koca, çocuklar ve yaşlılar için merhamet ocağıdır.
“Ey Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim, günahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen en çok bağışlayan ve merhamet edensin” (Tirmîzî, Daavât, 96)
(Alıntı; Diyanet İşleri Başkanlığı Aile Dergisi, ve Ailemin Sohbet Günlüğü adlı kitabı)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER