Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

FETÖ’de 20 ceza, 5 tahliye daha: “Bütün öğrenci velileri fişleniyordu”

FETÖ’de 20 ceza, 5 tahliye daha: “Bütün öğrenci velileri fişleniyordu”
FETÖ’de 20 ceza, 5 tahliye daha: “Bütün öğrenci velileri fişleniyordu”

BURCU AYDIN’IN HABERLERİ

Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Silahlı Terör Örgütüne Üye olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan 24 tutuklu sanığın duruşmaları önceki gün görüldü.
“BANKAYI KURTARMA AMACIM YOKTU”
Hakan Yavuz karar öncesi son savunmasını yaptığı duruşmada hakkındaki suçlamaları reddetti. Silahlı ve silahsız hiçbir terör örgütüne üye olmadığını belirten Yavuz, “Şahsıma isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Ben silahlı ve silahsız hiçbir terör örgütünün üyesi olmadım. Fen Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Atanamayınca o kurumlarda çalıştım. Maaş almamaya başlayınca da işi bıraktım. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlarda çalıştım. Yasa dışı bir faaliyet yoktu. Bank Asya’daki hesap maaş hesabıydı. Bankayı kurtarmak gibi bir amacım yoktu. Araç alımı için bankadaki paramı çektim. Yasa dışı bir işlemim olmadı. 15 aydır tutukluyum, kurtulmak istiyorum. Bylock kullansam söylerdim. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum” dedi. Yavuz karar öncesi sorulan son sözünde, kesinlikle herhangi bir silahlı terör örgütüne üye olmadığını belirtti. Yavuz’a 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi.
“HİÇBİR SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM”
Alpaslan Avcı’nın son duruşmasında örgütün gizli ve şifreli haberleşme programı bylock yazışmasından örnek verildi. Mahkeme heyeti üyesi hâkim sanık Avcı’ya, “Bylock yazışmalarınızda abi diye yazdığınız İlyas Avcı ile görüşmeleriniz var. İlyas Avcı ne iş yapıyor?” diye sordu. Yazışmanın kendisine ait olmadığını belirten sanık Alpaslan Avcı son sözünde, “Bylock programına bağlanma tarihi ile tutanak tespit tarihi arasında fark var. Ben bu şüpheli durumu kabul etmiyorum. Hakkımdaki hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum” diye konuştu. Sanığa 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
“EŞİMİN ANLATTIKLARI DOĞRU”
Örgütün Bolvadin İlçe İmamı olma iddiasıyla yargılanan ve hüküm giyen Ümit Elmas’ın eşi Gülay Elmas’ın duruşması ileri bir tarihte görülecek. Bayan Elmas’ın duruşmasında eşi Ümit Elmas tanık olarak dinlendi. Eşler duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Ümit Elmas eşi hakkında tanıklık hakkından feragat etmeyip yemin ederek sorulan soruları cevaplandırdı. Eşinin üzerine kayıtlı olan telefon hattını kendisinin 2014 yılı sonunda yaklaşık 9 ay kadar kullandığını aktaran Ümit Elmas, “Bu hattı Şuhut’ta interneti cazip olduğu için Turkcel bayiinden almıştım. Cüzdanımı unutmuşum yanımda yoktu. O esnada hanımın nüfus cüzdanı fotokopisi ile de alabileceğimi öğrendim. 1,5 yıldır hapisteyim. O hattı sadece interneti için kullanmıştım. Ben bylock programı kullanmadım. Hatta nasıl yüklenmiş bilmiyorum” dedi. Sanık Gülay Elmas’ın üzerine kayıtlı telefon hattının HTS kayıtları bekleniyor. Eşinin anlattıklarının doğrulayan Bayan Elmas tahliyesini talep etti. Tutukluluk hali devam eden sanığın duruşması Ocak ayı içerisinde görülecek.
KARA’YA 9 YIL 9 AY CEZA
Silahlı ve silahsız bir terör örgütünün üyesi olmadığını belirterek, hakkındaki iddiayı kabul etmeyen sanık Fuat Kara, 15 ay boyunca somut delil olmadan tutuklu olduğunu söyledi. Örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına 2013 yılı öncesi gittiğini belirten Kara son sözünde vatanını milletini seven bir Anadolu çocuğunu olduğunu ifade etti. Fuat Kara’ya 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
“BYLOCK SIRADAN
SELAMLAMA PROGRAMI DEĞİL”
Önceki duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebi doğrultusunda TEM Şube’ye detaylı ifade vermesi için gönderilen sanık Mevlüt Türk’ün talebinin gereğini yerine getiremediği görüldü. Sanık Türk’e Mahkeme Başkanı örgütün gizli ve şifreli haberleşme programı bylockun “sıradan bir selamlama programı” olmadığını vurguladı. Mahkeme Başkanı, “Bylock sıradan bir selamlaşma programı değil. Bylock yazışma içeriklerinde görüyoruz, bu programa yönelik, ‘Korkmayın bylock içeriklerini tespit edemezler’ deniliyor” dedi. Sanık Mevlüt Türk, telefon hattına bylock programını Enver Özağıl isimli şahsın yüklediğini bu programa kayıtlı diğer kişileri tanımadığını iddia etti. Türk, “Bylockta ekli kişileri tanımıyorum. Eğer söylesem çıkacağımı biliyorum. Ama niye iftira atayım ki” sözlerine üzerine Mahkeme Başkanı, “Bylocka ekli kişileri söyleyerek tahliye olma düşüncesi mi var?” diye sordu. Türk karar öncesi sorulan son sözünde “Ben her zaman devletimin yanındayım. Bir hata yaptıysam özür diliyorum. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu. Sanığa 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi.
BYLOCK KULLANIMI REDDEDİLDİ
KHK ile görevinden ihraç edilen eski adliye çalışanı Muhammed Bekir Aymaz karar celsesinde sorulan son sözünde, “Ben muhafazakâr milliyetçi bir insanım. Beraatimi, mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan hükümlerin uygulanmasını, rahatsızlığım göz önüne alınarak tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutukluluk hali devam eden Aymaz’a 9 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 9 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verilen sanık Recep Okşar son sözünde, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını, uzun süredir tutuklu bulunduğunu söyleyerek beraatini ve tahliyesini talep etti. 9 yıl 12 ay hapis cezası verilen sanık Selçuk Erdoğan duruşmaya SEGBİS’le bağlandı. Erdoğan’a ait telefon hattında tespit edilen bylock programının analiz raporu duruşmada okundu. Örgütün gizli ve şifreli haberleşme programı bylock kullanmadığını, ekli olan kişileri de tanımadığını iddia eden Erdoğan, “Bylock kullanmadım. Hakkımdaki iddiaları da kabul etmiyorum. 24 yaşında genç bir öğretmenim ideallerim var. Hiçbir terör örgütü ile bağım yok. Sadece 1,5 yıl yurtlarında kaldım. Örgütle herhangi bir geçmişim, hakkımda şikâyet ve tanık ifadesi yoktur. Örgütten arkadaş topluluğum ve örgüt bağım yoktur. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
“ŞEHİT AİLELERİNE
DESTEK OLDUM”
9 yıl 9 ay hapis cezası verilen sanık Mehmet Demirci, karar celsesinde önce mahkeme heyetine yazılı savunmasın verdi. Suç işleme kastı gütmediğini, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini dile getiren Demirci, “Darbe girişimini lanetliyorum. Masum şehitlerimiz ve gazilerimiz beni de derinden yaraladı. İmkânlar ölçüsünde şehitlerimizin ailelerine destek vermeye çalıştım. Hayatım boyunca iyi niyetli olmaya çalıştım” dedi. Demirci son sözünde verdiği ifadeleri tekrarladığını sözlerine ekledi.
KARAASLAN’IN DURUŞMASI ERTELENDİ
Dinar ilçesinde İnfaz Koruma Memuru olarak görev yaptığı öğrenilen sanık Yusuf Karaaslan adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Sanığın duruşması ileri Ş.A’nın tanık olarak dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Karaslan’ın önceki gün görülen duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Sezgin Pile SEGBİS bağlantıyla tanık olarak dinlendi. Pile, sanığın örgüt bağlantısına yönelik bilgisi olmadığını, bir defa Dinar’da karşılaşmış olabileceklerini söyledi. Mahkeme heyeti üyesi bir hâkim tanık Pile’ye, “Sanığın örgüt için askeri okula öğrenci bulma ve sadakat testinden geçirme görevinin olduğunu biliyor musunuz? İnfaz koruma memuru olması sizde bir şey çağrıştırdı mı?” sorularını yöneltti. Pile, sanık Karaaslan ile hiçbir şekilde görüşmediğini ancak Isparta’dan kendisine infaz koruma memurlarına sohbet verilmesi talimatı verildiğini bu doğrultuda 25 kişiden oluşan grupta sanığın olup olmadığı hakkında bilgisi bulunmadığını kaydetti. Öte yandan Pile kendisine sorulan Yusuf Erat adlı şahsı tanıdığını, bu şahsın örgüt bağı bulunduğunu, Dinar’da önce gazetecilik yapan Erat’ın daha sonra muhasebeci, artı bölgeci olarak çalıştığını, daha çok esnafla ilgilendiğini sözlerine ekledi. Polislik mesleğinden ihraç edilen tutuklu sanık Mustafa Demir hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Bylock programını telefonuna yüklemediğini belirten sanığa 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi.
“AİLEME VE EŞİME DURUMU AÇIKLAYAMADIM”
Eski polis Ömer Avni Yeşildağ’a, 3 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası verildi. Yeşildağ, hükümle birlikte tahliye edildi. Karar celsesinde Yeşildağ, telefon hattına bylock programını F.D adlı Dinar Cezaevinde çalışan bir memur tarafından yüklendiğini açıkladı.  Mahkeme Başkanı Yeşildağ’a, “Siz Polis Memuruydunuz. Cezaevinde çalışan bir memurla ne gibi bir ilişkiniz vardı? Örgütün gizli haberleşme programını sizin telefon hattınıza nasıl yükledi? O memurun bir grupla irtibatı var mıydı diye sordu. Cumhuriyet Savcısı da Yeşildağ’a, “İki ayrı telefon hattında bylock programı gözüküyor. Her ikisini de o şahıs mı yükledi” diye sordu. Sanık iki ayrı telefon hattında internet kullandığından böyle gözüktüğünü belirterek, “Bank Asya’da hesabım vardı. Tutuklandığımda aileme ve eşime durumu açıklayamadım. Bu nedenle ilk etapta etkin pişmanlıkta bulunamadım. Yeşildağ son sözünde, “Pişmanım, yapının terör örgütüne dönüşeceğini düşünemedim. Ben PKK’nın saldırısına uğramış bir insanım. Vatanım için canımı feda etmeye hazırım. Bana yeni bir imkân sunulsun. Adaletinize güveniyorum” dedi.
YENİ İSİMLER GÜNDEMDE
Dokuz yıl hapis cezası verilen sanık Cengiz Kayalap hakkındaki iddiaları ve üzerine atılı suçu kabul etmedi. Kayaalp son sözünde hakkındaki kararda lehine hükümlerin uygulanmasını talep etti. 9 yıl hapis cezası verilen Mehmet Melikşah Erdemli son sözünde tahliyesini talep etti. Vatanını ve milletini sevdiğini söyleyen ve FETÖ/PDY üyesi olmadığını belirten sanık Bayram Çiçek’e 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Önceki duruşmasında etkin pişmanlıktan yararlanmayı talep ederek TEM Şube’ye ifade vermeye gönderilen sanık Murat Okumuş’un verdiği ifadede haklarında soruşturma bulunmayan isimler verdiği öğrenildi. Okumuş’un verdiği isimler; E.D, S.S, E.S, M.O, Y.B, M.Y, A.K, H.D, M.P, D.G arasında. Emniyet’te hür iradesi ile ifade verdiğini belirten Okumuş son sözünde takdirin mahkemeye ait olduğunu belirterek tahliyesini talep etti. 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası verilen Okumuş hükümle birlikte tahliye edildi. 15 Temmuz’un aktörü değil mağduru olduğunu belirten eski polis Cüneyt Özmen, hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Özmen, “Kimseden talimat almadım, beynimi satmadım. Bank Asya’ya talimatla para yatırmadım” diye konuştu. Özmen karar öncesi sorulan son sözünde, “Vatan sağ olsun. Basının ailem üzerinde kurduğu linçe karşı ailem sağ olsun” dedi. Özmen’e 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. Hakkındaki iddiaları reddeden Mustafa Kaya’ya, 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kaya hükümle birlikte tahliye edildi. Ailesi ile birlikte mağdur olduğunu belirten Ali Ünlü’ye, bylock indirmediğini, kullanmadığını belirttiği karar duruşmasında 9 yıl hapis cezası verildi.

 

“Tüm veliler fişleniyordu”

 

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan ve hükümle birlikte tahliye edilen sanık Cumhur Sancaktar Selamet, “Okulumuzda bütün öğrenci velileri fişleniyordu” dedi

 

2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezası verilen ve hükümle birlikte tahliye edilen Cumhur Sancaktar Selamet, Zafer Koleji ve Osman Bey Koleji’nde 5 yıl boyunca idareci olarak görev yaptığını anlattı.
İLK İRTİBAT MEZUN MESULÜ İLE
Sanık Cumhur Sancaktar Selamet, 2007 yılında mezun olduğunu, mezuniyet akabinde örgütün “Mezun Mesulü” “Yusuf” isimli kişi tarafından telefonla aranarak Afyon’da Zafer Koleji’ne başvurusunun beklendiği bilgisini aldığını anlattı. Kişinin gerçek isminin Yusuf olup olmadığından emin olmadığı ifadesi üzerine Mahkeme Başkanı, “2007 yılında da kod ismi kullanılıyor muydu?” diye sordu. Kendisine okuldaki görevi dışında bir sorumluluk yüklenmediği beyanı üzerine Mahkeme Başkanı Selamet’e, “Neden size hiçbir sorumluluk yüklenmedi? Eşinizin yargılamasını da yaptık. Eşinize sınıf öğretmenlerinin sorumluluk görevi verilirken neden size bir sorumluluk verilmedi?” sorusunu sordu. Okul Müdürünün örgütün İl İmamı ile muhatap olduğunu belirten Selamet, “Yeminle ve tüm samimiyetimle söylüyorum. Murat Demirel hocanın düzenlediği haftada bir okul sohbetlerine bile ben nadiren giderdim. Denizli’de öğrenci iken örgüt evinden kovulmuş bir kişiyim” cevabını verdi.
BİLMEMEK MÜMKÜN DEĞİL
Afyonkarahisar özelinde örgüt için Zafer Koleji ile Osman Bey Kolejinin önem taşıdığına dikkat çeken Mahkeme Başkanı şöyle konuştu: “Zafer Koleji ile Osman Bey Koleji Afyon’da örgüt için önemli. Osman Bey kolejinde pek çok etkinlik düzenlenmiş. Örgütün üniversite yapılanmasında bulunanlar mangal partileri, pikniklere katılmış. Profesörlerin, doçentlerin verdikleri beyanlarda ve iddialarda bunlar görülüyor. Sizin okul idarecisi olarak bunlardan haberdar olmamanız mümkün değil. O etkinliklere katılanlar mikrofonu alıp konuştular” diye konuştu.
“HABERİM YOKTU”
İFADESİ MAKUL BULUNMADI
Sanık Selamet, Okul Müdürünün yetkili olduğunu söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Hafta sonları da okulun açık olduğunu ve idarecilerin gittiklerini biliyoruz. Kanaatimiz odur ki idareci olarak sizin tüm bu olup bitenlerden habersiz olamazsınız” dedi. Sanık Selamet, “Bu faaliyetler mesai saatleri dışında olurdu hiçbirine katılmadım. Bende HİM hariç okul dışı aktif görevim yoktu” ifadelerini kullandı. Selamet’in örgütsel faaliyetlerden haberdar olmamasını çok makul bulmadıklarının altını çizen Mahkeme Başkanı, “Size bu etkinliklerden hiç mi haber verilmedi? Üniversiteden bu tür etkinliklere kimler katıldı?” sorusu üzerine Selamet, “Öğrenci velilerimiz, esnaflar, öğretmenler katılırlardı” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı sosyal bir alan olarak kullanılan Osman Bey Koleji’ndeki faaliyetlere yönelik yapılanların çok düzenli ve planlı olduğunun sanık ve tanık ifadelerinde yer aldığını vurguladı. “Bölgeci” diye tabir ettikleri kişilerin kendi bilgisayarlarında listeler hazırladıklarını belirten Selamet, “Bölgeciler kendi bilgisayarlarında listeler hazırlarlardı. HİM adı altında kandil ve aşure günü gibi dini günler alet edilerek velilere yapışılıyordu. Bölgeci diye tabir ettiklerimiz kendi bilgisayarlarına 1 sohbete çağırılabilir, 2 çağırılmamalı, 3 farklı gruplara gidiyor, 4 şehir dışında gibi kodlar verirlerdi. Okulumuzdaki tüm öğrenci velileri fişleniyordu” dedi. Mahkeme heyetinden bir hâkim sanık Selamet’e, “Resmi müdür dışında arka planda biri var mıydı?” diye sordu. Cumhur Sancaktar Selamet, tüm samimiyetiyle hiçbir şey gizlemediğini, her şeyi anlattığını belirterek anlattıklarına heyetin inanmasını istirham etti. Selamet son sözünde, etkin pişmanlıktan yararlanmayı ve tahliyesini talep etti. 

 

Reddi hâkim ve “basın çıksın” talebi reddedildi

 

Polislik mesleğinden KHK ile ihraç edilen İbrahim Düzenli karar celsesinde önce kendisini manşetten haber yaptıklarını belirttiği Odak Gazetesi çalışanının duruşma salonundan çıkarılmasını, sonra reddi hâkim talep etti. Sanığın her iki talebi de reddedildi.
10 yıl 6 ay hapis cezası alan eski polis İbrahim Düzenli son savunmasına yapmadan önce “Duruşma salonunda Odak Gazetesi çalışanları varsa dışarı çıkarılsın” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Basın özgürlüğü var, niye gazeteciyi duruşma salonu dışına çıkaralım ki?” dedi. Yargılamanın genişletilmesini isteyen İbrahim Düzenli’ye, bu talebinin dosyaya bir yenilik katmayacağı belirtildi. Düzenli karar öncesi sorulan son sözünde, “Masumiyeti kanıtlamak için herşeyi anlatmaya çalıştım. Reddi hâkim talep ediyorum” dedi.

 

Aydın: Bana iftira atıyorlar

 

Sanık Ümit Yusuf Aydın, hakkındaki iddianameye esas konuların kendisine “iftira atan” tanık beyanlarından oluştuğunu ileri sürdü

 

Örgüt bağlantıları nedeniyle KHK ile görevinden ihraç edilen eski Dr. Ümit Yusuf Aydın’ın duruşması gizli ve şifreli haberleşme programı bylock kullandığı iddiasına yönelik avukatı ile savunma hazırlama talebi üzerine ertelendi. Aydın, hakkındaki diğer iddialarla ilgili savunma yaptı.
“DERNEK TALİMATLA KURULMADI”
Avukatı ile görüşemediğini, şahsına yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirten Ümit Yusuf Aydın, 2000 yılından beri Afyonkarahisar’da çalıştığını, 3-4 ilçede idarecilik görevinde bulunduğunu, Türkiye ve dünya çapında projeler yaptığını kaydetti. Aile hekimliğine geçtikten sonra rahat ve sakin bir hayatı olduğunu belirten Aydın, “2011 yılında Somali’de savaş ve açlığın patlak vermesi üzerine arkadaşlarla bir sağlık derneği kurduk. Derneği talimatla kurmadık. 2011 yılının Aralık ayında arkadaşlar fiziki şartları oluşturarak derneği kurdular. Ben bu süreçte ayağım kırık olduğundan evde yatıyordum” dedi.
“İFTİRA ATTILAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM”
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. M.B’nin verdiği ifadenin hakkındaki suçlamalara esas teşkil ettiğini kaydeden sanık Ümit Yusuf Aydın, Dr. M.B’nin kendisine iftira attığını iddia etti. Mahkeme Başkanı, sanık Aydın’dan tanık M.B’nin iddialarına değil hakkında düzenlenen iddianamede yer alan iddialara cevap vermesini istedi. Dr. M.B’nin ifadesini kabul etmediğini, M.B’nin ifadesi dışında iddianamesinde somut delil bulunmadığını söyleyen Aydın, “Derneğimiz talimatla kurulmadı. Hakkımda Dr. A.B’nin de ifadesi var. Ama emniyet ve duruşmada farklı ifadeler verdi. Duruşmada sohbet toplantısına benim çağırdığımı, sohbet hocasının ise tarih ya da din hocası olduğunu söyledi. Emniyet’te şiddet gördük. Bu psikoloji ve korkuyla böyle konuştuğunu düşünüyorum. Yine Dr. A.B’ye örgütün İl İmam Yardımcısı Osman Uysal’ı muayeneye gönderdiğim yalandır. Ben de pratisyen hekimim. Böyle bir şey olsa kendim muayene ederdim. Veteriner Hekim olan Osman Uysal dernek kurulduğunda işsizdi. Derneğin Genel Sekreteri oldu. Tanık Dr. A.B’nin derneğin genel sekreterini tanımamış olması imkânsızdır. İftira atıyor diye düşünüyorum” diye konuştu.
“ÖRGÜT OLDUĞUNU
15 TEMMUZ’DA ÖĞRENDİM”
Polisin arama ve el koyma sırasında evinde 7 kitap bulunduğunu, bu kitaplardan bir tanesinin de İmam Gazali’nin ‘İhyai Ulimiddin’ olduğunu belirten sanık Ümit Yusuf Aydın, “Bu kitapları 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde almıştım. Bandrollü kitaplardır. Ama yayınevleri yasaklanmış. Bank Asya’da hesabım var. Ama talimatla hesaba para yatırdığım iddiasını kesinlikle kabul etmiyorum. Gazete aboneliğini de kitap vermesi nedeniyle olmuştum. Sanırım  ‘İhyai Ulimiddin’ kitabıydı. Gazete deneme sınavı veriyordu oğlum için alıyordum. 17 yıldır Akit Gazetesi abonesiyim. Yeni Şafak Gazetesi aldım, ispatlayabilirim. Yurt dışına belgeli şekilde resmi görev için çıktım. Hacca giderken yurt dışına Salih Albay isimli bir şahısla gittiğim iddianamede belirtilmiş. Ben onu hizmetli sanıyordum. Komiser Yardımcısıymış. Dr. A.İ.A ile Somali’ye gittim” şeklinde konuştu. Ümit Yusuf Aydın’ın Avukatı sanığa, “cemaat” olarak bilinen yapının terör örgütü olduğunu ne zaman öğrendiğini sordu. Aydın, “Cemaat olarak bildiğimiz yapının terör örgütü olduğunu ben de Türkiye gibi 15 Temmuz darbe girişimi ile öğrendim. Bylock iddiası ile ilgili olarak avukatımla görüşmek için süre istiyorum” dedi.
“BEN ÖYLE BİRŞEY DUYMADIM
Cumhuriyet Savcısı sanık Ümit Yusuf Aydın’a Necip Hablemitoğlu’nun FETÖ/PDY’nin bir terör örgütü olduğunu, bu örgütün devletin kılcal damarlarına kadar girebileceği ifadesini duyup duymadığını sordu. Sanık Aydın soruyu, böyle bir şey duymadığını, Hablemitoğlu’nun kitabını okumadığı cevabını verdi. Cumhuriyet Savcısı Aydın hakkında; Sanığın KHK ile görevden ihraç edilmesi, örgütün sohbet adı verilen toplantılarına katılması, örgütle müzahir Afyonkarahisar Sağlıkçılar Derneğine üye ve Başkan olması, örgütün finansal ayağı Bank Asya’ya para yatırması, örgütün gizli şifreli haberleşme programı bylock kullanımı nedenlerinden cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi. Öte yandan Cumhuriyet Savcısı bylock iddiasına karşı ek savunma süresi talep eden sanığın savunma hakkını kötüye kullandığına dikkat çekti.