Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Agah Bıyıkoğlu

FUTBOL EDEBİYATI VE KALECİ BARBOSA’NIN DRAMI

Bir futbol takımında ayrı ve özel konumları vardır kalecilerin… Çünkü “ayak topu”nda ceza alanı içinde topu elle tutması serbesttir onların. Kaleciler… Futbol literatüründe üzerlerine en çok yazı yazılan futbolculardır… Örneğin, Henry de Montherlant adlı bir yazar, “Yalnız Adamın Duyguları” adlı şiirinde kaleciyi övmüş, Rafael Alberti, Macar kaleci Platko için bir şiir yazmıştır… Ünlü Fransız yazarı “Varoluşçu” Albert Camus kalecilik yaptığı dönemde: “Şunu öğrendim ki top hiçbir zaman beklediğin yönden gelmiyor. Bu bana hayatta çok yardımcı oldu” diyor.
”Yalnız adam”, “Yalnız kartal”, “Son kurtarıcı”, “Arkadaşlarına sırtını dönmeyen adam” gibi nitelemeler yapılmıştır kaleciler için… Benim kuşağım dünya ve Türk futbolundaki ünlü kalecileri unutmaz hiç… Yüzden fazla penaltı kurtardığı söylenen Rus kaleci Yaşin daima siyah kazak giyerdi. Bizden önceki kuşağın efsane kalecisi İspanyol Zamora’dır… İngiliz Gordon Banks de unutulmazlar arasına girer. FB kalecisi Cihat Arman’ı “Uçan kaleci” diye tanıdı ve sevdi herkes… GS kalecisi Turgay Şeren kalecilikte devrim yaratan bir futbolcuydu…
Peki, “Nereden çıktı bu kalecilik yazsı?” diye soranlar olabilir. Sabahleyin gazete haberlerine bakarken, “Inaki Pena, Galatasaray’da. Galatasaray Kulübü, İspanyol kaleci Inaki Pena’yı kadrosuna kattı. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, “Galatasaray’a hoş geldin Inaki Pena!” ifadesi kullanıldı.
Galatasaray Teknik Direktörü Domenec Torrent, Barcelona forması giyen 22 yaşındaki file bekçisinin 6 ay kiralık şekilde geleceğini açıklamıştı. “Yazısını görünce 1950 Dünya kupası finalinde Brezilya kalecisi Barbosa’nın dramını okudum tekrar… Uruguaylı forvet Ghigga’nın vuruşundan gelen gol Maracana Stadı’nı şaşkına çevirir ve Uruguay şampiyon olur… Halbuki 220 bin kişilik Maracana’da kupanın kazanılacağından kimsenin kuşkusu yoktu… O maça gelinceye kadar şampiyonanın en iyi kalecisi gözüyle bakılan Barbosa’nın dünyası karardı o günden sonra… Yediği ikinci gol ölümüne kadar tam elli yıl takip etti… Öyle ki 1993 Dünya Kupası seçmelerinde Brezilya mili takımı futbolcularına moral vermek için gittiği otele yöneticiler sokmadılar onu…
Yıllardır dar bir gelirle yaşayan Barbosa şöyle dedi: Brezilya’da en büyük suç için bile verilen ceza otuz yıldır. Ben ise tam kır üç yıldır işlememiş olduğum bir suçun cezasını çekiyorum.”
Bilindiği gibi GS‘nin kalecisi Muslera sakatlanınca yerine geçen kaleciler yedikleri gollerle tepki topladılar; bana göre bu yenilgilerde takım tertibinin yanında büyük savunma hataları da vardı ama fatura kalecilere kesildi.
Turgay Şeren’den sonra bünyesinden iyi bir kaleci yetiştiremeyen GS kulüp sorumlularını; ta 7 yaşından beri GS taraftarı olan ve onlarca maçını izleyen ve yıllarca sarı –kırmızı renkte bir amatör takımın formasını giyen üst düzeyde antrenörlük lisansı olan bir futbol adamı olarak sorguluyorum: “Neden hâlâ bünyemizden bir kaleci çıkmıyor?”
1950 Dünya Kupası Şampiyonasındaki Brezilya-Uruguay final maçıyla ilgili bir hikaye de özetle şöyledir: Ünlü futbolcu Pele daha 8 yaşındayken bu maçı radyodan dinler babasıyla… Sakatlanınca futbolu bırakan eski bir futbolcudur Pele’nin babası Dodinho… Uruguay’ın şampiyonluğunu defalarca tekrarlayan spiker “Kimsenin inanmayacağını bildiğim için tekrarladım” demiş daha sonra.
Pele, babasının ağladığını ilk kez görmüştür… Takım kaptanı Augusto Pele’nin babasının sakatlığına sebep olan futbolcudur…
Ülkemizde spor edebiyatı, futbol edebiyatı üzerine yeterli ve özgün ürünler çok az… “Bu edebiyat geliştikçe sporumuz da futbolumuz da daha çok sevilecek.” diye düşünüyorum…
Not: Bu yazıyı yazarken, Eduardo Galeano adlı Uruguaylı bir yazarın “Gölgede ve Güneşte Futbol” adlı kitabından yararlandım.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti