Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Agah Bıyıkoğlu

FUTBOLCULAR VE ANTRENÖRLER-3

Futbol konusunda bir yazı yazmaya varmıyor elim şu günlerde.. “Neden mi?” diye soran olursa derim ki; Yaklaşık yirmi yıldır antre ettiğim, yılların takımı, sadece Afyonkarahisar’ın değil ülkemizin de en köklü spor kulüplerinden-takımlarından-(kuruluş 1942) olan Afyonkarahisar Demirspor’un başarısız sonuçlar alması ve puan cetvelinin sondan ikinci sırada yer alması.. Süper Amatör Lig’de oynuyor Demirspor… Pro Lisans düzeyindeki bir diplomanın ağır yükü altında ve futbol konusundaki birikimimin en üst düzeyde olduğu bu yaşımda takımımın bu durumu, bu denli gerilerde olması takımın teknik sorumlusu olarak elbette üzüyor beni.. Hemen her gün kafa yoruyor çıkış yolları arıyorum.. Bir amatör takım olarak oldukça iyi imkanlara sahip bir takım Demirspor. Yönetim kurulu her türlü desteği de veriyor. Orada bir sıkıntı olmuyor.. Birlikte çalıştığımız ve aynı zamanda antrenörlük de yapan futbol şube sorumlusu Mustafa Yılmazla ile takımı puan cetvelinin üst sıralarına taşımak için büyük çaba harcıyoruz.. Futbolcularımız, hemen her takımda olduğu gibi öğrenci, işçi ve serbest çalışanlardan.. Hepsi de iyi niyetli ve ellerinden geleni yapıyorlar.. Sakatlıklar, hastalıklar, karlı ve soğuk iklim, ertelenen maçlar, çalışmalarımızı aksattı.. Bu gibi çeşitli olumsuzluklar maça yansıyor, pas verme, gol kaçırma, pozisyon hataları pahalıya mal oluyor.. Daha on maçımız var, hepsi de zorlu geçecek elbette.. Puan cetvelindeki ilk beş takımdan sonraki takımların puanları birbirlerine çok yakın..
Bir antrenörün kenardan maç izlemesi, daha doğrusu “takımı sevk ve idare etmesi” ile türibünden maç izleme arasında benzerlikler vardır. Ama farklar daha çoktur.. Örneğin rakibin oyun düzeni nasıl? Öne çıkan futbolcular..? “Sakatlık olunca ne yaparım, sarı kartta kırmızı kartta ne yaparım.. Geriye düşünce kim girer, kim çıkar?.” Gibi beyin fırtınaları .. Ayrıca futbolcuya uyarılar, kızmalar, hakem kararlarına tepkiler..
Maçlardan sonra TV’den naklen verilen maçları izlerken görüyorum ki ünlü futbolcuların kimi hataları da bizim takımda oynayan amatör futbolcuların hatalarını andırıyor.. Örneğin GS- Kayseri maçı… GS önde basıyor, topu kazanıyor, rakibi kalesine hapsediyor, şutlar çekiyor; fakat yetmiyor bunlar.. pozisyon üretmeniz gerek… Üstelik kazandığı topu çok çabuk kaptırıyor ve kalesinde tehlike yaşıyor.. Topa iyi vuramayan Kayserili futbolcunun şutunda top yere çarparak gol oldu.. GS kalecisinin de pozisyon hatası pahalıya patladı
Pazar günü oynanan Trabzon –Konya maçıyla pazartesi gecesi oynanan Adana Demirspor-BJK maçları “nefes kesti” dersek yeridir.. Trabzonlu Visca bir takıma neler katabileceğini gösterdi. Antrenör Abdullah Avcı da takım teşkili, takım sevk ve idaresi konularında iyice ustalaşmış artık..
Adana Demirspor-BJK maçı tam bir futbol şöleni oldu.. Mücadele, tempo, kombinasyonun yanısıra bireysel hareketler.. Demirsporlu Balotelli göz kamaştırdı. Ancak BJK son 15-20 dakika durdu.. Topa hakimiyeti aldı ekline Demirspor.. Her iki takım da orta sahayı kontrol edemedi; bu yüzden maç çok hareketli geçti.. BJK savunması topu kornere attı durdu.. Nitekim uzatmada kornerden gelen bir top gol oldu.. Burada savunmanın kornerlerdeki yerleşimi iyi değildi.. Nitekim kornerden gelen bir top çakıldı kaldı. BJK kalesine son saniyelerde; fakat iki Demirsporlu futbolcunun kalecinin aksiyon sahasında olmaları kurtardı BJK’yı..
Yeri gelmişken belirteyim, ben Metin Oktay ve Turgay Şeren hayranlığı yüzünden on, on iki yaşlarından beri GS taraftarıyım… GS’nin bu sezonki kadrosunda bu ligi taşıyacak futbolcu sayısı biri kaleci olmak üzere beşi geçmez… İspanyol Hoca yerine genç takım hocasıyla devam etselerdi de olurdu… GS’nin sorunu hoca değil, futbolculardaki yaklaşım, yetenek ve kalite yetersizliği… Önceki maçlarda da boş kaleye atılamayan goller ve kornerden gelen toplara karşı alınamayan çok basit önlemler ve yenen goller GS’yi zora soktu..…
Ünlü basketbol antrenörü Bobby Knigth’in, “Bana kazanmak isteyen oyuncular vermeyin; kazanmak için hazırlanmak isteyen oyuncular verin” sözleri geliyor aklıma bu pozisyonları izlerken… Yeteneği olsa da kazanmaya odaklı yaklaşımı zayıf olan oyuncular sahip oldukları potansiyeli boşa harcamaya mahkumdurlar…
Çok zor bir iştir futbol antrenörlüğü… Takımdaki mevcut oyunculardan en yüksek düzeyde verim alma bir sinerji yaratma sanatıdır bir yerde… Teknik taktik kondisyon ve mental kapsiteleri geliştirmek için kafa yormak bir ressamın fırçasıyla, bir bestecinin notalarıyla, bir şâirin sözcüklerle kompoze ettiği bir eser yaratmak…
“İyi futbolcularla iyi futbol oynanır” tezine kim itiraz edebilir? Bütçeniz iyiyse, iyi, bir yönetim varsa tabii iyi kadro kurabilirsiniz. Peki bu yeterli mi? Günümüzde hemen her takım teknik –taktik kondisyon yönlerinden birbirlerine çok yakınlar… Bu durumda hangi antrenör futbolcularını olumlu bir yaklaşıma motive ederse, onlardaki duyguların gücünü sergilemeyi başarırsa o antrenör göğüsleyecektir ipi… Sorumluğu paylaşan, dayatmacı olmayan bir antrenör.. Yoksa… Hayal kırıklıkları, suçlamalar, istifalar…
Teknik sorumlusu olduğum Afyonkarhisar Demirspor takımının zor durumunu üst düzeydeki birçok takım ve antrenör yaşıyor… Kolaylıklar, takımlara ve antrenörlere..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER