Nöbetçi Eczaneler
PKK terör örgütü başımızın belası. Birliğimizi ve bütünlüğümüzü hedef alıyor! Türkiye düşmanları ile iş birliği içindeler. Bunların içeriden ve dışarıdan büyük destekleyenleri var. Yoksa PKK’nın bu kadar direnmesi mümkün değil.
Türk halkı bu beladan çok acilen kurtulmak istiyor. Bu amaçla devletimiz yani hükümetimiz yurt içinde ve yurt dışında her şeyi göze alarak büyük büyük operasyonlar yapıyor.
Bu uğurda şehit veriyoruz. Bütün varımızı yoğumuzu ortaya döküp gereken her şeyi yapıyoruz. Zafere çok az kaldı sayılır!
Ülke olarak teröre karşı birlik olmalıyız. Birlikte mücadele etmeliyiz. Hepimiz PKK terör örgütüne karşı dimdik durmalıyız.
Peki, biz gerçekten PKK terör örgütünü ve onun siyasi uzantısı olan HDP’ye karşı tavır alabiliyor muyuz? Ulusal çıkar ve menfaatlerimiz gereği PKK’ya karşı mücadelemizi birlikte verebiliyor muyuz?
Pazar günü Irak’ın kuzeyinde PKK’nın üslendiği Gara’da tam on üç aslanımızı şehit verdik! Bu olay ülkeyi yasa boğdu! Milyonlarca Türk halkının, Türk vatandaşının bu şehitlere canı yandı! Adeta ülkemizde nerede ise ulusal yas ilan edildi!
Devlet erkanı ve siyasi partilerin tümü (HDP hariç) şehitlerimiz için taziye mesajları yayınladı! Şehitlerimize çok üzüldüklerini adeta yanıp, tutuşup kahrolduklarını ifade ettiler.
PKK’lı teröristlere karşı lanet okumaya, isyana gelince partilerimiz ikiye bölündü! Bir kısmı yani Cumhur İttifakı tarafı açıkça ve mertçe Gara’da vatandaşlarımızı şehit eden PKK’ya lanet okudular.
Bilhassa İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu,
-“Karayılanı ölü yılan yapacağız.”
-“Murat Karayılan’ı yakalayıp, bin parçaya bölmezsek, bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün!” diyerek, şehitlerimizin kanını yerde bırakmama adına adeta intikam yemini etmiştir!
Yine Cumhurbaşkanı İletişim başkanı HDP’ye,
-“Sessizliğiniz suç ortaklığı anlamına gelir!” diyerek bu işin içinde HDP’nin de olduğu imasını yapmıştır!
Gelelim muhalefet tarafına yani en başta Kılıçdaroğlu’nun vermiş olduğu taziye mesajına bir bakın! Katil PKK’yı acaba nasıl lanetliyor?
-“Gara bölgesinde hain terör örgütü tarafından kaçırılan, alçakça şehit edilen masum vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
Bir de Ekrem İmamoğlu’nun vermiş olduğu mesaja bakın,
-“Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde terör örgütü tarafından şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı dilerim” diyor…
Peki Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu PKK terör örgütünün adını anmakta niye imtina ederler! Diğer siyasiler gibi on üç şehidimizin katili olan PKK’yı açıkça niye lanetleyemezler? Bir de “PKK terör örgütüdür.” Niçin diyemezler?
Niçin Türkiye’nin azılı düşmanı, bölücü, katil PKK’ya karşı iktidarla birlikte mücadele veremezler! Acaba kimlerden ve niçin çekinirler? Bütün bu soruların cevabını halkımızın yüzde sekseni net bir şekilde biliyor!
Ne de olsa HDP’nin hatırı, desteği var ya! Büyükşehirler onların desteği, takviye oyları ile alınmadı mı? Ne olur ne olmaz. Kızdırmaya, gücendirmeye gelmez! Parti menfaati gereği, temkinli olmak ve dikkat etmek galiba zaruretten!
Bu kafa, bu anlayış, bu hesaplar ve bu hal üzere olunduğu müddetçe, PKK terörü nasıl biter ki?
PKK terör örgütü bu ayrışmadan güç alıyor! O pis emellerini gerçekleştirmek için muhalefetin pasif hali, bu geri duruşu teröristlere büyük umut oluyor!
Diğer taraftan Boğaziçi eylemlerinde,
-“Katil polis!” diye bağıran alçaklar on üç tane şehidimiz karşısında PKK ya karşı niye sus pus olurlar?
Yine milyonlarca tweet atan sanatçı, oyuncu, siyasetçi ve akademisyenler şu anda neredeler? PKK’ ya karşı niye sesleri çıkmaz bunların?
PKK, On üç sivil vatandaşımızı alçakça infaz etti. Buna karşılık olarak “Kahrolsun katil PKK” Diye niye tweetler atamıyorlar? Bu gaflet ve dalalete düşmüşlüğün ta kendisi değil mi?
İçimizdeki bu zihniyet var oldukça; ülkemizin ne terörü, ne de haini biter!
Topyekûn mücadele gerekir. Bir taraf gevşeyip geri durduğunda, haksızlığa boyun eğdiğinde, PKK karşısında susulduğunda; şehitlerimiz gelmeye, analar ağlamaya, milletçe yas tutmaya daha çok devam edeceğiz demektir!
Son sözümüz şudur: BİRLİKTE KUVVET, AYRILIKTA AZAP VARDIR!
Şemseddin YASAN
