Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Gazze Halkı İçin Sesimizi Yükseltmeye Devam Edeceğiz”

“Hekimlerden Sessiz Yürüyüş”ün 27’inci haftasında konuşan AFSÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş, Gazze halkı için seslerini yükseltmeye devam edeceklerini belirtti

“Hekimlerden Sessiz Yürüyüş”ün 27’inci

Hekimlerden Sessiz Yürüyüş 27’inci haftasında Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Camiden başlayarak, Zafer Meydanında tamamlandı. Sağlık camiası İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü terör, soykırım ve işgale karşı yürüdü.

“GAZZE İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Tıp Fakültesi öğrencisi Furkan Altıntaş, yürüyüş sonunda yaptığı açıklamada yaklaşık 7 aydır süren zulüm ve saldırılara rağmen Gazze’yi terk etmeyip mücadele eden onurlu Gazze halkını ve hastaneleri yurtları bekleyen onurlu hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerine başladı. Altıntaş, “Tüm acılara rağmen sabreden, kan revan içinde hastane köşelerinde yatan, ihtiyaç duyduğu tedavilere ulaşamayan Gazze’deki tüm hastalarımıza Rabbimizden şifa diliyor, şehitlerimizi rahmetle yâd ediyoruz. Gazze için mücadele eden ruh ile kendi nefsinden başka bir gündemi olmayan ruh her zaman farklı olacaktır. Çünkü insanlık, vicdanın sesine kulak verenlerin omuzlarında yükselir ve bu yolculukta kararlılıkla ilerleyenler, geçmişin karanlığını aydınlığa dönüştüren ışık olurlar. Gelecek, adil bir dünya için çaba harcayanların omuzlarındadır ve bu çaba, mahşeri vicdanda sonsuza dek yankılanacaktır. Türkiye’de ki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüşümüzün 27. haftasında Gazze için sesimizi yükseltmeye devam ettiğimizi ve edeceğimizi belirtmek istiyoruz.” dedi.

“Gazze Halkı İçin Sesimizi Yükseltmeye Devam Edeceğiz”

“YEDİ AYDA 40 BİN KİŞİ ŞEHİT OLDU”

“Yaklaşık bir asırdır işgalci Siyonist sözde devlet İsrail, Filistin’de sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek mal varlıklarına el koymaktadır.” diyen Altıntaş, “7 Ekim’den itibaren yaklaşık 7 aydır süren saldırıları neticesinde yaklaşık 40 bin kişi şehit oldu. Yüz bine yakın kişi ise yaralandı, 19 binden fazla çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılara uluslararası alanda henüz bir yaptırım uygulanmamıştır. Saldırılardan önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken şu anda Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin tamamı ve güneyindeki hastanelerin çoğu sağlık hizmeti veremez durumda. Bugünlerde Gazze’de ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece ikisinde aktif olarak ameliyat yapılabilmektedir. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş ve birçoğu da 7 aydır hayatlarını ortaya koyan doktor ve sağlık görevlilerinin şehit edilmesi, tutuklanması veya göçe zorlanması nedeniyle sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Özellikle Gazze’nin kuzeyindeki bazı hastanelerde hemen hemen hiçbir tıbbi malzeme kalmamış ve güney-kuzey arası bağlantı neredeyse tamamen kesildiğinden dolayı malzeme tedariki de yapılamaz hale gelmiştir.” diye konuştu.

“GAZZE HALKI ABLUKA ALTINDA AÇLIĞA MAHKÛM EDİLİYOR”

Gazze’nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi geçen aylarda düzenlenen saldırılar sonunda çalışamaz hale getirildiğini dile getiren Altıntaş, “Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Gazze halkı abluka altında açlığa mahkûm ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkûm ediliyor. Yaptığı katliamdan en ufak bir ders almayan terör devleti, kana susamışçasına Refah’ta, yeryüzünde en büyük insan yoğunluğu olan o küçücük alanda kara operasyonuna devam etmekte, yapılan uyarılara kulak asmamaktadır. Gazze’deki durum, tam anlamıyla bir soykırımın acımasız yüzünü gösteriyor. İsrail, Gazze’yi bir toplama kampına dönüştürmüş durumda. Maalesef güvenli bir sığınak kalmamıştır. Bu vahşete sessiz kalmak, insanlığın vicdanını ayaklar altına almak demektir. Gittikçe zalimliği ve zulmü artan İşgalci İsrail’e diyoruz ki; zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır. Senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın. Bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak. Elbet bugünler de tarih olacak. Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkân olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkân ve şartlar müsait olmadığında; Eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah’tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak.” şeklinde konuştu.

“Gazze Halkı İçin Sesimizi Yükseltmeye Devam Edeceğiz”

“SABIRLA VE AZİMLE ZULEM KARŞI DURANLAR OLACAĞIZ”

Altıntaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarına, devletlere, sağlık ve yardım organizasyonlarına sesleniyoruz: Gazze, insani yardım bekliyor. Bombalardan kurtulabilen bir avuç mazluma acilen insani yardım ulaştırılmalıdır. Yaralı ve hastalar bir an önce tahliye edilmelidir. Dünyanın dört bir tarafında aynı hassasiyeti paylaştığımız nice hekim ve sağlık çalışanları adına bizler; her türlü göreve hazır olduğumuzu tekrar dile getiriyoruz. Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz. Dünya yeni bir bahara gebeyken biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız.”