Bugünkü İtalya’nın Adriyatik Denizi kıyılarında önemli bir liman şehri olan Trieste’de 1840 yılında yayınlanan, denizcilik ve ticaret alanında haberler veren ve bir nev’i ticaret rehberi olan “Giornale Del Lloyd Austriaco”1 gazetesinde şehrimiz hakkında bakın neler yazmıştı:
Anadolu şehirlerinden olan Karahisar , Küçük Asya’nın batı kesimindeki İzmir ile İstanbul arasında yer alır. İstanbul ve İzmir’den doğuya, Ermenistan, Gürcistan, İran ve Fırat’ı çevreleyen ülkelere giden yolu kullanan kervanların buluşma noktasıdır. Sakinlerinin sahip olduğu sanayinin bir işareti olarak ticari hareketlilik ve zenginlik bakımından bir sıkıntısı yoktur. Aynı zamanda Küçük Asya’daki diğer herhangi bir şehirde olduğundan daha fazla, taştan yapılmış evler bulunmaktadır. Karahisar’ın eyerleri ve üzengileri tüm Türkiye genelinde aranır. Ateşli silah ve kılıç imalathaneleri gelişmiştir. Ayrıca kırmızı renkli deri ticareti de yapılır. Bu şehir ile İzmir arasında kalan bölgede halı üretimi yaygındır. Şehrin çevresinde yapılan büyük miktardaki afyon üretimi nedeniyle, burasına “Afioum” Afyon adı verilir.
Şehrin konumu romantikliğin ötesindedir. Etrafında bir yanda dik dağlar, diğer yanda üzüm bağlarıyla kaplı verimli tepeler vardır. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde su bakımından çok zengin olan küçük dereler şehrin içinden akar. On camisi ve 50 ila 60 bin civarı nüfusu vardır. Şehrin kalesi neredeyse 600 fit yüksekliğinde bir kaya bloğunun üzerine inşa edilmiştir. Bu durumuyla kalenin neredeyse zaptedilemez konumda olduğu bilgileri verilmektedir.
Muhtemelen bu bilgiler bu bölgelerden mal almak ve satmak isteyen tüccarlara ön bilgi vermek ve rehberlik yapmak amacıyla yayınlanmıştı.
Gazetedeki bu yazıdan özetle; 19.yy ikinci çeyreğinde ticaret yolları kavşağında olması nedeniyle şehrin sakinlerinin genelde zengin olduğunu bunun göstergesi olarak Anadolu’nun diğer yerleşim birimlerine nazaran Afyonkarahisar’da taş yapı binaların biraz daha ağırlıkta bulunduğunu anlıyoruz. Yine Afyonkarahisar’da binek hayvanları için imal edilen eyer ve üzengilerin tüm yurtta aranılan ve tercih edilen ürünler olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Afyonkarahisar’ın bahsedilen yıllarda ateşli silahların yanısıra kılıç üretiminde, özellikle kırmızı renkli deri ticareti ve imalinde, halı dokumacılığı ve ticaretinde ileri düzeyde söz sahibi olduğunu öğreniyoruz. Yine yazıdan şehrin sırtını dayadığı tepelik alanlarda bugün hiçbiri kalmayan bağlarda yetiştiricilik yapıldığı da anlaşılmaktadır.
Dip Not:
1 Giornale Del Lloyd Austriaco gazetesi, 1 Decembre 1840, Martedi, Trieste, Sayfa: 4
