Nöbetçi Eczaneler
CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz gazeteniz Kocatepe’de çıkan bir haber üzerine bir şeyler zırvalamış. Afyonkarahisar basınına karşı takındığı “dengesiz” tavırlar nedeniyle bir süredir kendisini “yok” saydığımız CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün dünkü zırvalarının ardından cevap vermek icap etti ne yazık ki. Kendisine yakışan sıfatları basın mensuplarına karşı kullanan CHP il Başkanı Yalçın Görgöz’e sözün başında söylemek isteriz ki; “yalaka” tabiri basın mensuplarından daha çok, bir makama gelebilmek adına el-etek öpen, bir koltuğa oturabilmek için gidip gidip geri gelen, mal-i hülya peşinde koşarken ona buna atmadık çamur bırakmayanlara daha çok yakışmaktadır.
CHP gibi büyük bir partiyi arkasına aldığını zanneden Yalçın efendi kendi kişisel ihtiraslarını CHP üzerinden tatmin etmeye çalışmaktadır.
Ey Görgöz, Kocatepe Gazetesi senin çizmiş olduğun çerçeve içine girmez, giremez, böyle bir çerçeveyi kendisine layık görenlerin başına o çerçeveyi geçiriverir.
Eğer ki sözlerinde samimi isen, gerçekten CHP’nin değerleri için mücadele veriyorsan; haydi açıklayıver bugünden; “Benim Milletvekilliği gibi bir derdim yoktur. Ben bu yola makam/mevki için çıkmadım” deyiver de görelim sıtkının bütünlüğünü.
Önce haddinizi bileceksiniz! Biz buradayız ve Allah’ın izni ile burada kalacağız. Sizin gibi şahsi emellerimiz uğruna, milletvekili olma sevdasına bir gidip bir gelmeyeceğiz. Bilgi ise bilgi, mücadele ise mücadele, bilekse bilek, yürekse yürek. Hodri meydanınıza karşı hodri meydan.
Bizleri Atatürk düşmanlığı ile hukuk ve adalet düşmanlığı ile demokrasi düşmanlığı ile suçlayacak en son kişi sensin. Partinde demokrasiyi işletemiyor, sokak kavgaları ile dengesiz açıklamalar ile LGBT’yi savunan açıklamalarla gündeme geliyorsun. Atatürk’ün ve binlerce parti gönüllüsünün emanetine haksızlık ediyorsun. Sonra da maval okuyorsun.
CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz dün yaptığı basın açıklamasında gazeteniz Kocatepe’de çıkan bir haber üzerine bir şeyler zırvalamış. Afyonkarahisar basınına karşı takındığı “dengesiz” tavırlar nedeniyle bir süredir kendisini “yok” saydığımız CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün dünkü zırvalarının ardından cevap vermek icap etti ne yazık ki. Kendisine yakışan sıfatları basın mensuplarına karşı kullanan CHP il Başkanı Yalçın Görgöz’e sözün başında söylemek isteriz ki; “yalaka” tabiri basın mensuplarından daha çok, bir makama gelebilmek adına el-etek öpen, bir koltuğa oturabilmek için gidip gidip geri gelen, mal-i hülya peşinde koşarken ona buna atmadık çamur bırakmayanlara daha çok yakışmaktadır.
***
CHP İl Başkanı Görgöz dünkü açıklamalarında gazeteniz Kocatepe’yi ve bizleri hedef aldığından dolayı bugün burada zikredeceğimiz sözler Kocatepe Gazetesi’ni ve bizleri kapmaktadır. Basın camiasına yönelik sözleri için diğer arkadaşlarımızın takınacağı tavırlara daha sonra bakacağız.
***
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımızda “yalaka” kelimesinin yanında “Dalkavuk” ve “Arsız, sırnaşık” karşılıkları bulunmaktadır.
Geçmişi 1937 yılına kadar uzanan, ailemiz ve bizlerin katkıları ile 1965 yılından bu yana Afyonkarahisar’daki hemen her hizmette az ya da çok katkısı bulunan Kocatepe Gazetesi’ne en son yakışacak sıfat “yalaka” sıfatı olacaktır. Bunu ispatlamak için 57 yıllık süreci kapsayan arşivlerimiz bizim en güçlü tanıklarımızdır.
Kocatepe Gazetesi’nin ve bizlerin CHP’ye karşı bir kastı bulunması söz konusu değildir. Nitekim hem CHP’nin, hem de CHP’de siyaset yapan hemen hemen tüm isimlerin Kocatepe Gazetesi’nde yer bulduğunu anlatmak her ne kadar lüzumsuz olsa da Yalçın Görgöz’ün “maksatlı-kasıtlı ve saçma” sözleri karşısında bu noktaya dikkat çekmekte fayda görüyoruz.
CHP’nin Ekonomi Masası Milletvekilleri’nin Afyonkarahisar’a yaptığı ziyaretin detaylarını en geniş şekilde işleyen gazetelerin başında Kocatepe yer almaktadır. “Yalaka” bir gazete böyle mi yapar?
Görgöz zırvalarının arasında “İsmini anmaya değer bulmadığım gerekli bulmadığım bir basın organı herhangi birinin yapığı açıklama üzerine bizi karalayan bir haber yapma gereği duymuş. 12 vekilin katıldığı günde yoğun bir çalışma yaşarken söz konusu bu haber çok çirkin basın ahlakına yakışmayan bir haber yapıyor” diyesi olmuş.
Ey Görgöz, CHP’nin il yönetiminde senin görev verdiğin birisi seninle ve CHP ile ilgili iddialarını dile getirmişken bunu kamuoyunun dikkatine taşımak için CHP kurmaylarının Afyonkarahisar’da olduğu günden daha güzel bir gün olabilir mi ki? Senin saçmalıkların, yanlışlıkların parti kurmaylarının önüne bir bir döküldüğü için midir bunca telaşın?
Kendi il yönetimine aldığın kişi, seninle ilgili eleştirileri gündeme getirince ardı ardına adama suçlamalarda bulunuyorsun. Suçladığın şahıs senin yönetim kuruluna girerken iyiydi de, şimdi seninle ilgili yanlışları dile getirince mi “tu kaka” oldu?
Kocatepe Gazetesi ne yapmış? Senin yönetim kurulunda görev alırken partiden ihraç edilen bir kişinin dile getirdiği iddiaları sayfalarına taşıyarak haber yapmış. Sayfalarından soru sormuş… Neymiş efendim, haber yapılmadan önce onlara sorulacakmış… Bu zat-ı muhterem basın mensuplarının bir kısmını muhatap almadığını, ismini bile zikretmeye gerek duymadığını belirterek ayrımcılık, saygısızlık ve büyük bir kibir örneği sergileyecek… Sonra da haber yapılmadan önce kendisinin “muhatap” alınmasını bekleyecek. Hadi oradan!…
***
Yalçın efendi diyor ki, “Bu saldırılar bana karşı ve bir tek gazeteden yapılıyor…” Ha şunu bileydin. İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır.
Sivrisinek kavağın arkasına gizlenmiş; “Ne yapıyorsun? ” diyenlere, “Kavak bana yaslanıyor,’ demiş.
CHP gibi büyük bir partiyi arkasına aldığını zanneden Yalçın efendi kendi kişisel ihtiraslarını CHP üzerinden tatmin etmeye çalışmaktadır. Kocatepe Gazetesi’nin tepkisi bu kibirli ve yanlış tavra karşıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bunun ispatı Kocatepe Gazetesi arşivleridir. CHP’nin ve CHP’lilerin her icraatı Kocatepe Gazetesi’nde hakkıyla yer bulmakta iken, Yalçın Efendi’nin kişisel ihtiraslarına hizmet edecek hiçbir şey Kocatepe’de yer bulamamaktadır/bulamayacaktır.
***
Kocatepe Gazetesi’ni kınamak, basın ahlakı uyarısında bulunmak Yalçın Görgöz’ün haddi değildir. Kınama noktasında sözü ele alırsak Görgöz bu işin altından kalkamayacaktır.
CHP’nin iktidara geldiğinde yalaka ve yandaş basının CHP’li olmak için yarışacaklarını zırvalayan Görgöz, “Çünkü yalakalık ruhlarına işlemiş. Hepinizi tenzih ediyorum. Dürüst gazetecilik yapanları saygıyla selamlıyorum. Bunu alışkanlık haline getirenlere söylüyorum” diye küçük siyaset oyunlarına da başvurmuş. Ey Görgöz, Kocatepe Gazetesi senin çizmiş olduğun çerçeve içine girmez, giremez, böyle bir çerçeveyi kendisine layık görenlerin başına o çerçeveyi geçiriverir.
***
Hatalarınızı kabul etmek yerine, CHP gibi Türk demokrasisinin en önemli parçalarından birisini şahsi ikbal ve hırslarınıza perde etmeyin. Eğer ki sözlerinizde samimi iseniz, gerçekten CHP’nin değerleri için mücadele veriyorsanız; haydi açıklayıver bugünden; “Benim Milletvekilliği gibi bir derdim yoktur. Ben bu yola makam/mevki için çıkmadım” deyiver de GÖRELİM SITKININ BÜTÜNLÜĞÜNÜ.
Önce parti yönetiminize alıp değer verdiğiniz, sonrasında size aykırı hareket edince ardından demediğiniz laf kalmayan ve şimdi de kamuoyu önünde linç etmeye çalıştığınız kişi bir CHP mensubu değil midir? Bugün yönetiminizde olup da yarın ola ki ters düştüğünüz kişilerin arkasından da böyle davul mu çalacaksınız? Nerede kaldı sizin solculuğunuz, devrimciliğiniz, ilkeleriniz?
CHP’nin İl Başkanlığı koltuğunda otururken, “Bu haberleri kimlerin hangi saiklerle yaptırdıklarını biliyorum” diyorsunuz. Nerede kaldı basiret, feraset ve nerede kaldı teşkilat ruhu? Nerede kaldı Başkanlık? Bunları biliyorsunuz da, gereğini Kocatepe Gazetesi’ne ve bizlere saldırarak mı yapıyorsunuz?
***
Gazetecilere “gidin oradan haber yapın” diye akıl satacağına bir gün de seni görelim sahalarda. O bahsettiğiniz kuyrukların önünde, sokakta, çarşıda, pazarda biz her gün varız. Kocatepe’nin her bir ferdi her gün sokaklarda… Siz 12 milletvekili ile çıkıp Uzun Çarşı’yı gezmişsiniz ya, toplantınızda öyle diyorsun; “gittik gördük” diye anlatıyorsun. Haydi şuradan çarşıya bir çıkalım, kimin kaç kişiye selam vereceğinin testini yapalım, denemesi bedava. Hani üzerinden siyaset yapıp, kendinizi milletvekilliği koltuğuna atabilmek için laga-lugasını yaptığınız halk var ya… Biz o halkın ta kendisiyiz. Her gün gazetemizin sütunlarında/sayfalarında vatandaşın derdini, sorununu dile getiriyoruz… Tam 57 yıldır… Hatta o kadar dile getiriyoruz ki, siz bile partinizin mutad toplantılarında Kocatepe Gazetesi’nin sayfalarında yer alan eleştiri konularını dile getirerek gündem oluşturmaya çalışıyorsunuz.
Ne o, ne bu… Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. Yarın da böyle olacak inşaAllah…
Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçermiş. Eğer’le meğer’i evlendirmişler, “Keşke” adında çocukları olmuş.
Önce haddinizi bileceksiniz! Hodri meydan diyorsun, yüreğiniz yetiyorsa diyorsun… Biz buradayız ve Allah’ın izni ile burada kalacağız. Sizin gibi şahsi emellerimiz uğruna, milletvekili olma sevdasına bir gidip bir gelmeyeceğiz. Yıllardır sel gitti, kum kaldı.
Bilgi ise bilgi, mücadele ise mücadele, bilekse bilek, yürekse yürek. Hodri meydanınıza karşı hodri meydan.
***
Kocatepe Gazetesi ve bizler sizin siyasi emellerinizin oyuncağı olacak çağı çoktan geride bıraktık.
Bizleri Atatürk düşmanlığı ile, hukuk ve adalet düşmanlığı ile, demokrasi düşmanlığı ile suçlayacak en son kişi sensin. Partinde demokrasiyi işletemiyor, sokak kavgaları ile, dengesiz açıklamalar ile, LGBT’yi savunan açıklamalarla gündeme geliyorsun. Atatürk’ün ve binlerce parti gönüllüsünün emanetine haksızlık ediyorsun. Sonra da maval okuyorsun.
Yunus Emre Hazretleri’nin sözleri ile bize gönderme yaptığını zanneden Yalçın Efendi! Biz edebi edepsizlerden de öğrendik. Milletvekili olacaksan bu konuda ders alman gerekiyor. Gel, meccanen biz bu işi üstlenelim. Pek olası yok amma, kazayla seçilir meçilirsin… Lazım olur.
Mehmet Akif Ersoy rahmetli benim en sevdiğim şairlerin başında gelmektedir. Yukarıdaki sözlerimizle bağlantı kurmayın lütfen. Maksat; günü güzel bir dörtlükle bitirelim, o kadar. Mehmet Akif merhumu rahmetle analım… Bakın ne demiş merhum şair-i azam:
“Ey, haya namında bir hissin vücudundan bile
Pek haberdar olmayan yüzsüz, hayasız, bak hele!
Arkasından takla attın en deni bir şöhretin;
Düştü takken, çıktı cascavlak o kel mahiyetin”
