Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HADİ BAKALIM – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 31 Mart 2010 Çarşamba 03:00:00
  Gündöndü. Günler uzadı. Bakmayın havaların soğukluğuna, yazın ilk ışıkları göründü. Çok da karakış geçirdiğimiz söylenemez, ama güneş ışığından yararlanma şansımızın daha yüksek olduğu bir döneme girdiğimiz de aşikâr.
Işık ve güneş, eskiden beri insanların umudu olmuş. Hatta bazı siyasi gruplar, kendilerini ışığı çağrıştıran bazı kelimelerle özdeşleştirmiş. Çünkü güneş ve onun yansıttığı ışık, umudu da simgeliyor aynı zamanda. Günebakan, biraz da umut olsun diye seçilen bir isim.
Tabii tek gerekçesi bu değil.
Trakya’daki günebakan, yerel ağızla “ayçiçeee” tarlaları, mevsimi gelince sapsarı olur. Yol kenarından hızla geçerken bir fark edersiniz ki tarladaki bütün günebakanlar, baş taraflarını güneşin göründüğü tarafa doğru çevirmişler. Güneş gidince, onların boyunları bükülür.
Ertesi sabah tekrar güneşe doğru yönelir başları. Bu öykü böylece sürüp gider. Bu sayfalarda mümkün olduğunca ilimizin, ülkemizin ve dünyamızın gününe bakacağız.
DIŞIŞLERİ’NDE ANADOLU
ÜNİVERSİTELERİ
Haber arasında gelip giderken, bazı notlar aldım. Bunlardan bana göre en önemlisi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik’in Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş’ı ziyaretiydi. Çevik, burada yaptığı konuşmada Dışişleri Bakanlığı’nın artık Anadolu’daki üniversitelerden de bilgi ve birikim bakımından yararlanacağı idi.
“Taşra” diye tanımlanan Anadolu’nun Türkiye’nin köklü bir kurumu tarafından artık dikkate alınıyor olması, geç kalınmış, ama sevindirici bir karar.
Artık İstanbul ve Ankara’daki belirli üniversitelerden mezun olan Hariciyeci adaylarının, o üniversitelerde çalışanların işi daha da zor. Çünkü biliyorum ki Anadolu’daki cevherler, Dışişleri’nin ışımasına büyük oranda yardımcı olacak.
FİDAN DİKME
SEFERBERLİĞİ
İkinci aldığım not, fidanlar üzerine. Son iki haftadır Afyonkarahisar ve ilçelerinde “fidan seferberliği” denilebilecek faaliyet yürütülüyor. Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, il merkezinde 5 bin fidan dağıttı örneğin. İlköğretim okulları, liseler fidan dikmek için adeta birbirileri ile yarıştılar. Hatta bu konuda Afyonkarahisar Belediyesi’nden geçilen bir haberin başlığı, aslında bu seferberliği çok güzel özetliyordu: “Fidanlar, fidan dikti”
Gençler, çocuklar, yaşlılar çevreyi daha yaşanabilir hâle getirmek için fidan dikme etkinliklerine katılıyorlardı. Bu durumdan en kazançlı çıkacak ise şüphesiz Afyonkarahisar oldu.
Bununla birlikte, daha çok ağaca, daha çok yeşile ihtiyacımız var. Çoraklığın önüne geçebilmek, kuraklığı önlemeyebilmek, yeşil alanın artmasıyla ilgili.
BATI AKDENİZ
VE LİDERLİK
Aldığım notlardan birisi de “Batı Akdeniz” ile ilgili. Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın (BAGEV) Danışmanı Prof. Dr. İlhami Karayalçın, ilginç bir öneri ortaya attı. Karayalçın, Antalya, Burdur, Isparta ve Afyonkarahisar’ın kenetlenmesi gerektiğini söyledi. Karayalçın, bölgede süper valiye değil, bölgeyi arkasından sürükleyebilecek “lider”e ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Antalya, Isparta ve Burdur konusunda bir şey diyemem. Fakat Afyonkarahisar’da henüz öyle bir liderin bulunmadığını söylersem, haksızlık etmiş olur muyum?
IRAK’IN KUZEYİ
MESELESİ
Terör denince akla gelen coğrafyalardan biri olmaya başladı Irak’ın kuzeyi. Kuzey Irak, tanımlaması “biz”e ait değil, çeviri Türkçesi. Hangi “büyük” devletin hazırladığı metinden çeviri yapıldığını az çok biliyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Afyonkarahisar’daki temaslarından birinde “Kuzey Irak’la ilişkiler, PKK’yı dağdan indirir” dedi.
Gerçekten öyle mi? Irak’ın kuzeyinde oluşturulan Kukla Devlet yöneticilerinden Mesut Barzani, Neçirvan Barzani, Safın Dizai, PKK konusunda ağız birliği etmişçesine “Şiddetin her türlüsüne karşıyız” deyip ardından Türk Ordusu’nu hedef almıyorlar mı? Keza PKK ile bağlantısı yüzünden Anayasa Mahkemesi’nin kapattığı bir partinin yetkilileri, Türk devletini tehdit edip “Kuzey Irak” sopasını göstermiyorlar mı? Daha da önemlisi şu: Kukla Devlet’in yöneticisi Mesut Barzani, “Türk Meclisi’nde adamlarımız var” anlamına gelecek sözler sarf etmedi mi?
Bu kadar sorudan sonra cevaba geleyim: Irak’ın kuzeyindeki Kukla Devlet ile PKK aras��nda ilan edilmemiş fakat el altından yürütülen bir işbirliğinin ipuçları var. Buna rağmen “Kuzey Irak’la ilişkileri, PKK’yı dağdan indirir” demek için iki kere düşünmek gerek.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER