Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

HAKK BESİNLER VE BİLGİLERDEN MAHRUM KALMAK

Tayyib Kelime sizi temizleyen idraktır: La ilahe illallah. Bu idrakın temizlediği nefsin hayat tarzı İbrahim Suresi 24-27. ayetlerdeki Allah misalindeki sağlıklı ağaç (tayyip şecere) gibidir; o sağlıklı ağaç her daim meyvelerini Biiznillah verir. Bu hayat tarzını yaşayan nefs, sevap adı altındaki meyvelerini dünyada da ahirette de kesintisiz ve katlanmış olarak Biiznillah alır.
Tayyib Kelime de Habis Kelime de bir tercihi gerektirir. Tayyip Kelime’yi tercih eden nefs bu tercihiyle aslında “duniHi algı ve zannları”nı, “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasını, “ilahlık hissiyatı”nı, “kendi adı namına BEN deme”yi reddetmiş olur. Bunları reddedip “Billahi anlamda iman”ı ve “bu imana uygun hayat tarzı”nı tercih etmiştir. Yani “Eslemtü vechiye lillahi” ve “Eslemtü li Rabbil Alemiyn” demeyi tercih etmiştir. Bu durumda o nefs Allah adına “BEN” der. Bütün bunları Muhtariyeti Tercih Gücü yetkisini kullanarak, yani sorumluluğu kendisine ait olarak, bu tercihlerinin şahidi olarak Biiznillah özgürce yapar. Ve bu tercihleri yapan nefs için Allah bir vaatte bulunur, bir müjde verir: “Ben bu kulu dünya hayatında da ahirette de Kavl-i Sabit ile sabitlerim, onu Kendime sabitlerim.” Vaadinden Caymayan (La yuhliful miad olan) Allah bu müjde ile şunu da söylemiş oluyor: Muhtariyeti Tercih Gücü ile Hakk yolun gereklerini tercih eden kulu şimdi de ben tercih ettim. Ayetteki Allah misalinden öğrendik ki Allah dilediğini yapandır; O dilediğini yapar.
Bu hayat tarzı ile yaşabilelim ve oraya sabitlenebilelim diye, Rasulullah (SAV) Efendimiz biz inananlara bir dua öğretti: “Ya mukallibel kulûb, sebbit kalbiy ala diynik: Ey kalpleri çeviren, kalplerin sahibi ve yöneticisi olan Allahım! Kalbimi Diyn’in üzerine, Kelime-i Tevhid’e dayalı hayat tarzı üzerine sabitle. Bu duaya sarılan için, Tayyib Kelime temizleyici vasfıyla üzerini kaplayan zannlardan kalbi temizler, o kalp Şuara-89, Saffat-84 ayetlerindeki Kalb-i Selim’lerden olur.
Yine bu amaca yönelik olarak Rabbimiz Bakara Suresi 201. Ayette de inananlara bir dua öğretmektedir:
“Rabbena atina fid dünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azaben nar: Rabbimiz, bize dünyada da Kelime-i Tevhid’e uygun bir hayat tarzı ver, ahirette de Kelime-i Tevhid’e uygun yaşamış bir kulun olarak bize karşılığını ver ve bizi narın azabından koru (âmin).”
Bu duayı bize öğretiyor, çünkü dünya hayatında Tayyib Kelime’nin nefsimizi temizlemesine ihtiyacımız var. Ayrıca Vakıa Suresi 79. Ayet “Kur’an’a temizlenmiş olanlar dokunsun” diyor, çünkü ahiret hayatı için temizlenenlerden olmamız gerekiyor. Zümer Suresi 73. Ayetten de öğreniyoruz ki cennete girenler, cennetin bekçileri tarafından “Selamun Aleyküm! Tayyib’siniz (temizlenmişsiniz), ebedi kalıcılar olarak girin oraya.” denilerek karşılanmaktadır. Kasas Suresi 88. Ayette Rabbimiz “inandım” diyenleri yani doğru inanmak isteyenleri uyarır: Dünya hayatında Allah’a karşı ilahlık hissiyatına bürünürseniz O’nun kitabına dokunamazsınız! Ahirete ilahlık hissiyatıyla gelirseniz O’nun cennetine giremezsiniz. Dolayısıyla, Kasas Suresi 88. Ayette Rabbimiz “Allah ile beraber bir ilah, müstakilen var ve muhtar bir başka varlık oluşturmayın” uyarısını yapmakta; bu ayette de “ilahlık hissiyatı”ndan korunmamız istenmektedir.
İbrahim Suresi 24-27. ayetlerde verilen Allah misalindeki Habis Kelime’yi Kur’an’a göre tespit ettik: “BEN bir duniHi ilahım”. Bu bir sözden çok bir vasıftır, bir düşünce ve hayat tarzıdır. “Ben bir duniHi ilahım” vasfına sahip olanlar Muhtariyeti Tercih Gücü yetkileriyle Habis Kelime’yi tercih etmiş olanlardır. Bunlar elbette hayat tarzları da nefslerini büründürdükleri ilahlık hissiyatına alan açmak, kapasite oluşturmak, ek destekler aramak üzerine kuracaklardır. Onların hayat tarzı kendiliğinden böyle faaliyetlerden, fiillerden oluşmuş bir hayat tarzıdır. Bu ayetlerdeki Allah misalinde Rabbimiz kendine özgü Tayyip Kelime’yi ve buna uygun Billahi hayat tarzını ve bir de Habis Kelime ile Habis Şecere’yi ( sağlıksız, meyve vermeyen hurda ağacı) kıyaslamaktadır. Biz Tayyib Kelime’yi ve Tayyib Kelime’ye ait olan hayat tarzını (tayyib şecereyi) kıyasladık, tefekkür ettik. Habis Kelime’yi seçmiş Habis Kelime’ye göre yani “ben bir duniHi ilahım” iddiasına, bu zanna göre hayat tarzı oluşturmuş olanları da ele aldık.
“Ben bir duniHi ilahım” diyen ve ona özgü hayat tarzı ile habis şecereye (sağlıksız ve meyve vermeyen hurda ağaca) benzetilenlerin kıyaslandığı ayetimize dönelim, orada o ağaç için şöyle bir tanım ve kıyaslama yapılır: Habis Şecere’nin gövdesi yerden koparılmıştır. Daha önce sağlıklı bir ağaç iken bu ağacın kökleri topraktan sökülmüş, ağaç topraktan uzaklaştırılarak toprakla irtibatı kesilmiştir. Bu durumu tefekkür etmeye çalışalım. Habis Şecere misalinde olduğu gibi Habis Kelime’yi tercih edenler Bakara-27’ye göre şöyledir: Onlar Allah’la irtibatlarını keserler ve Allah’tan uzağa düşerler, Tiyn Suresi 5. Ayete göre onlar Aşağının Aşağısına yuvarlanırlar. Benzetmenin bir kısmı bu şekilde anlaşılabilir. Demek ki: Habis Şecere yani hurda, meyve vermeyen ağaç nasıl topraktan sökülmüşse, Habis Kelime’yi ve onun hayat tarzını seçenler de kendilerinin Allah’la irtibatlarını keserler ve Allah’tan uzağa düşerler; Habis Şecere’nin topraktan uzağa düşmesi gibi onlar da Allah’tan uzağa düşerler. Bu halleriyle onlar aşağının aşağısına yuvarlanırlar. Çünkü Habis Kelime’yi tercih edenler, inkârcı duniHi ilahlar kendilerini “müstakilen var ve muhtar” zannederler ve kendi adları namına “BEN” derler.
Habis Şecere, kökleri toprakta olmadığı için kendisine gerekli gerçek besinlerden mahrum kalır, dolayısıyla ürün veremez. Hurda ağaçlar, sağlam ağaçlar gibi ayakta da duramazlar, yere düşer yuvarlanırlar. İşte idrakıyla Habis Kelime’yi söyleyen ve buna uygun hayat tarzını seçen duniHi ilahlar da Habis Şecere misali kendileri için gerekli Hakk besinlerden, Hakk bilgilerden mahrum kalırlar. Habis Şecere nasıl topraktan koptu ve topraktan beslenemez hale geldiyse, onlar da öyledir, o hali yaşarlar. Habis Kelime’yi tercih eden yani “ben bir duniHi ilahım” diyen ve ona göre hayat tarzı oluşturan, kendi adına “BEN” diyerek Rabbiyle irtibatını kestiği için Hakk besinlerden, bilgilerden mahrum kalır; onlara dokunamaz. Yalnız, Habis Kelime ve Habis Şecere ile tanımlanan bu idrak ve yaşantı sahibi ile yaşantıdaki bir hurda ağaç arasında önemli bir fark vardır:
Habis Kelime’ye uygun hayat tarzını yaşayan habis şecerelerin normal hayattaki habis şecereden yani bir hurda ağaçtan önemli ama tanım olarak basit bir farkı vardır: Hayattaki bir habis şecereye hurda muamelesi yapılır. Yani topraktan koparılmış ağaca siz hurda muamelesi yapar, ondan bir ürün beklemezsiniz, sökülmüş bir ağaçtan meyve almak için uğraşmazsınız. Oysa lütfen, lütfen şu inceliği fark edelim, Allah misalindeki şu inceliği birlikte yakalayalım: Oysa bir habis şecere olarak yaşayan Habis Kelime’cilerin kökleri Rablerinden kopmuş olsa da, onların bu halleriyle yaşamak ve ürün vermek mecburiyetleri vardır…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti