Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan

HALK ADAMI OLMAK – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 15 Nisan 2012 Pazar 03:00:00
  Ben eski adı Savaştepe Köy Enstitüsü olan Savaştepe Öğretmen Lisesi mezunuyum. 1978’de başladığım bu okuldan 1983 yılında mezun oldum. Benim okula başladığım yılda okulumuzda Öğretmen Lisesi ve Eğitim Enstitüsü birarada idi. Hatta öğretmenokulları sınavını kazandığımda bana, 7 yıl okuyup ilkokul öğretmeni çıkacağım anlatılıyordu. Lakin bizim dönem okula başladığında bu hak kaldırılmış ve o meşhur “Hızlandırılmış Eğitim” komedisi başlamıştı. Okulumuzda bulunan eğitim enstitülüler şubat ve yaz tatilide dahil olmak üzere hızlı bir şekilde okudular ve yaz sonu öğretmen oldular.
Savaştepe Köy Enstitüsü’nün kurucu müdürü Sıtkı Akkay’dır. Savaştepe ilçesinin milli mücadele dönemiyle ilgili AKÜ’de tez çalışması hazırlarken kurucu müdür Sıtkkı Akkay’ın hatıralarına Hasan Kudar’ın “Tahtakuşlar’dan Paris’e” adlı kitabında ulaştım. Daha sonra Sıtkı Akkay’ı anlatan Bahaettin Fırtına’nın “Bilge İnsan Sıtkı Akkay” ve Y. Ziya Özdemir’in “Savaştepe Köy Enstitülü Yıllar” adlı kitaplarını temin ettim. Bu kitaplarda anlatılan hatıraları incelerken Sıtkı Akkay merhumun nasıl bir halk adamı olduğunu farkettim.
İleride Savaştepe Köy Enstitüsü adını alacak eğitmen kursu için Manisa’da yer temini konusunda sıkıntılar baş gösterince bu kursun Balıkesir’e taşınması ve Kepsut’ta açılması planlanmıştı. Ancak Kepsut yol üzeri olmayınca İzmir-Bandırma demiryolu üzerinde bulunan Savaştepe’de bu kursun açılması planlanır. Bu süreci Sıtkı Akkay’ın hatıralarından takip etmek gerekirse; ”Bakanlık Müfettişi Hayrullah Örs Balıkesir’de kursun açılmasına elverişli yerler hakkında inceleme yaparken Savaştepe’nin en uygun şartlara sahip olduğunu haber almış, Valiye, (Milli) Eğitim Müdürü ile Savaştepe’ye giderek görmek istediğini anlatmış. Vali, Savaştepe Bucak Müdürü’ne bir eğitim sitesi kurmak maksadı ile yer arayan bir heyetin geleceğini, sitenin orada kurulmasını sağlamak için elden gelen her fedakârlığın yapılmasını emretmiş. Bucak Müdürü, köyün kalburüstü kişileri ile İhtiyar Heyetini toplamış, gelecek müfettişe verilecek cevapları telkin etmiş.
Köye gelen müfettişi istasyonda karşılayan İhtiyar Heyeti, köylüler; köyün güzel ve gönül çeken yerlerini gezdirmişler, göstermişler. Güzel havayı, manzarayı, bol suyu gören müfettiş açılacak kursun toprağa da ihtiyacı olduğunu ileri sürmüş. İhtiyar Heyeti, aranıldığı kadar toprak verilebileceğini, verilmesi mümkün olan arazinin yerlerini, sınırlarını sayıp dökmüşler. Bucak Müdürü de onlara katılmış. Köyün üç ayrı yerinde toplam 600 dekarı tutan toprağı kursa terk ettiklerine dair bir mazbata imza etmişler. Bu kolaylık müfettişi, Bakanlığımızı, bizi, çok sevindirmişti.”
Savaştepe Bucak Müdürü’nün ve İhtiyar Heyetinin gayretleriyle Eğitmen Kursu’nun açılması için gerekli arsa ve arazi konusunda olumlu davranan Savaştepe halkı iş ciddiyete binince biraz pişman olmuştur. Çünkü Eğitmen Kursu’na verilecek arsa ve arazi dolayısıyla bazı topraklar ellerinden çıkacaktır. Bu durum ilk anda ilçede Eğitmen Kursu’na karşı çıkmaya sebep olmuş ancak bir halk adamı olan Sıtkı Akkay’ın gayretleriyle sıkıntı aşılmıştır. Yine gelişmeleri Sıtkı Akkay’ın anlatımından takip edersek;
“Savaştepe’ye yerleşmemizi bazı ayrıntıları ile anlatmayı faydalı bulmaktayım. Köye yerleşirken rastladığım köylü psikolojisini ve onlara karşı aldığımız önlemleri duyurmanın faydalı olacağını sanmaktayım.
Nakil emrini alınca her şeyden önce gideceğimiz köyü görmeyi, barınacak yerleri hazırlamayı, köy ve köylü hakkında fikir edinmeyi gerekli buldum. Köye vardığımda, köylünün, ihtiyar heyetinin, Bucak Müdürü’nün benden kaçınır, çekinir tavırlar takındıklarını gördüm. Bu soğuk hareketlerle ilgisizlik beni çok üzdü. Sabırlı davranmaya çalıştım.
Müfettiş köyden ayrılınca durum köylü arasında duyulmuş, köyün kadını kızanı, kendi aralarında lehte, aleyhte tartışmalı konuşmalara başlamışlar. Tutuculuk psikolojisi aleyhimize bir tesir uyandırmış. Ben işte bu olumsuz psikolojinin hükmünü yürüttüğü günlerde Savaştepe’ye vardım. Hemen her yaştaki köylü benimle konuşmaktan kaçınıyordu. Aralarına sokuldum. Kahvelerini, köy oturma odalarını dolaştım. Verileceğini vaat ettikleri toprak parçalarını gördüm. Anladım ki köylüyü etkileyen şey taassup ve toprağını muhafaza etmek içgüdüsüdür. Aralarına sokulup maksadımızı anlatmak, kendimize inanmalarını sağlamak yolunu tuttum. Devletin verdiği emri, kararı yerine getirmek için sabır ve sükûnetle onları inandırarak çalışmak gerekiyordu.
Köy İhtiyar Heyeti tarafından verilen mazbatada yazılı, verileceği vaat edilen topraklar genişlik itibariyle yazılan miktarın ancak yirmide biri kadar, bayır ve karasulak yerlerdi. Mutlaka, ayrıca uygun alan aramak, bulmak gerekiyordu. Köyün kırlarını gezdirmek için yanıma gündelikle tuttuğum iki köylünün de toprakların, tarlaların fiyatlarını 8-10 misli yukarı söylediklerini, satın alınmak, istimlak edilmek cihetlerini önlemeye çalıştıklarını, beni kurs işinden vazgeçirme sevdasında olduklarını anladım.
Birkaç günlük temaslar sonunda sözü dinlenir köy büyüklerinden taraftar kazandım. Bir akşam bütün köylüyü meydana topladım. Maksadımızı ve yapacağımız işleri anlattım. Köylünün milli duygularını artıracak tesirler yaratmaya çalıştım. Köyün topluluğunu lehimize konuşur duruma getirdim. Kursun gelmesinin faydalı olacağı kararlaştırıldı. Hep birlikte, kurulmasına uygun yer aradık. Toprakları satın alındığı zaman köylünün en az zarar göreceği bir semt düşündük. Evvelce hazırladığımız bir köylünün yaptığı teklif üzerine Çakmak mevkiinin uygun olduğu söz birliği ile kararlaştırıldı.”
Tek geçim kaynakları toprak olan köylü doğal olarak toprağını koruma kaygısıyla ilk anda Köy Enstitüsüne karşı çıkar. Sıtkı Akkay ise halkı kazanmaya çalışır. Nitekim ”Köylü benim ve arkadaşlarımın her halini gözden kaçırmıyordu. Eğitmenler geldiler, alışveriş, şarkılı geziler, akşam eğlentileri köylünün gönlünü okşamaya başladı. Yoksul ve asker ailelerinin ziraat işlerine yaptığımız yardımlar, sevgi çemberimizi genişletiyordu. Artık köylü zararsız olduğumuza inanmıştı.”
Bu anlatımları incelediğimizde Sıtkı Akkay’ın nasıl bir halk adamı olduğu ve kendine karşı olumsuz düşünen insanımızı nasıl kazandığını görürüz. Yılların ihmaline uğramış cehalet denilen taassubun içinde elinden tutacak bir ışık arayan halkımızın üzerine şiddetle değil şefkatle gitmiştir. Halkın içine girmiş onları kazanmış ve ikna etmiştir. Bu haliyle halkını aydınlatmaya çalışan bir Cumhuriyet neferidir ve cehalete karşı davayı kazanmıştır.
Sıtkı Akkay; kendi halkını hor ve hakir gören, halkının cehaletinden nefret eden ceberrut bir bürokrat olsaydı, kendinden kaçan halkı bir jandarma çavuşu ile ayağına çağırtır üstüne üstlük bir de sopadan geçirtirdi. İstediği yerden istediği kadar araziyi kamulaştırır ve enstitütüyü de bu arazi üzerine inşa eder, böylece halk ile devlet arasında onulmaz yaralar açardı. Nitekim tarihimizde Celali İsyanları diye anlatılan ve yaklaşık iki yüz yıl Anadolu’yu kan ve ateşe boğan isyanlar ceberrut bir Osmanlı vergicisinin şiddetinden doğmuştur. Bozok (Yozgat) bölgesinde Süklün Koca denilen ihtiyar bir Türkmen beyinin arazisinden fazla vergi tahsil etmeğe kalkışılmış direnince de koca ihtiyar hem dövülmüş hem de sakalları kesilmiştir. Bu hakaret Celali İsyanlarının başlangıcı olmuştur.
Sıtkı Akkay, enstitü inşaatı için halkın en az zarar göreceği, köylünün tek geçim kaynağı olan arazilerini kaybetmeyeceği Çakmak mevkisini seçer. Yine geçici binalar içinde yıllar önce terk edilen bir mezarlığı inşaat alanı olarak kullanır. Geçici binalar için tespit edilen eski mezarlık hakkında; “Kapısının üzerinde ‘Savaştepe Köy Enstitüsü’ yazılı, içi asırlık meşe ve çam ağaçlarıyla ve Köy Enstitüsü için yapılmış binalarla dolu yer, bize yıllarca mekân olacaktı. Savaştepe Bucağı’na yıllarca, belki de asırlarca mezarlık işlevi görmüş bu tarla, bundan sonra biz köy çocuklarına ‘yeniden doğma’ mekânı olacaktı. Bana öyle geliyor ki Savaştepeliler Köy Enstitüsü için istenilecek yer olarak geçim kaynağı tarlalar yerine, bu mezarlığı vermeyi kararlaştırmışlardır.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti